- Gel seni camiye götüreyim bugün cuma biliyorsun. dedim.
daha önceki tekliflerimi de reddettiği için;
-Sende benim camiye gitmediğimi biliyorsun. dedi.
-Biliyorum, ama sebebini de merak ediyorum. dedim.
-Ne biyelim, olmuyor işte! diye karşılık verdi.
Belki çevreninde tesiri var. Hem pantolonumun ütüsü bozulur
ve dizleri aşınır diye endişe ediyorum. Giyimime ve özellikle yeşile çok düşkün olduğumu bilirsin.
gerçektende öyleydi. giydiği birbirinden güzel kıyafetleri mutlaka yeşilin
bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı.
-Peki dedim. Hayatında hiç camiye gitmedin mi?
-Çocukken dedemle bir kaç kere gitmiştim. Fakat artık gidebileceğimi zannetmiyorum.
Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti.
Daha sonra el sıkışıp ayrıldık. Konuşmamızdan iki ay sonra kendisinin camide olduğunu söylediler,
hemen gittim. Bahçedeki namaz saflarının en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeşiller vardı.
Yavaşça yanına yaklaştım ve kısık bir sesle;
-Hani! Hani camiye gelmeyecektin? dedim.
Hiç sesini çıkaramadı. Çünkü musalla taşının üzerinde yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu...
Lütfen hayatımızda bir kere bile olsa Rabbimiz ile buluşmanın o güzelliğini yaşayalım...