.
Dostları olmalı insanın,
aynen gemilerin limanları gibi.
Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın,
dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda.
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
geri döneceğin günü bekleme umuduyla.
Bazen, rüzgâra o açmalı yelkenini,
yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla,
halatlarını çözmeli, seni çok ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın; ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen.
Düşünmediklerini düşündüren,
seni bir cambaz ipinde, güvende tutabilen,
gerektiğinde senin için ateşi yutabilen,
yolunu ışıtan ustan olmalı.
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini.
Sana vermeli soğuk bir kış gününde
üzerindeki tek gömleğini...
Oğuzkan Bölükbaşı
DOSTUM...!!!!
Dostluk...
Yaşanmamış aşkların bilinç altındaki dürtüsünü yenebilmek ve yaşanabilmesini sağlamak için takılan bir maske değil...
Karşıdan maddi veya cinsel faydalanmanın bir aracı hiç değildir.
Dostum...
İçimi kapkara bulutlar kapladığında, başımı omsuzuna yaslayabileceğim...
Onun içindeki kara bulutlar yüreğini kararttığında, başını omzuma yaslayabilecek insandır.
Dostum...
Sıkıntıdan ellerim buz gibi olduğunda, ellerimi tutarak, sevgisi ile taaa yüreğime kadar ısıtabilecek...
Sıkıntıdan onun elleri buz gibi olduğunda, ellerini tutarak, sevgim ile taaa yüreğine kadar ısıtabileceğim insandır.
Dostum...
İşyerinde; bir bardak çayın...
Veya bir fincan kahvenin içimi süresince,
"gönül ne kahve ister, ne kahvehane"
"gönül bir dost ister, kahve bahane..." diyen satırları hatırlayıp,
hayatın minicik bir parçasını paylaşabildiğim insandır.
Dostum...
Bazen aynı "walkman"da bir şarkıyı, bir türküyü; bazen internetin sanal evreninde,
bir kaç satır fıkrayı, şiiri,kokusunu alamasak bile, sanal bir gülü,paylaştığımız insandır.
Dostum...
Onun sosyal veya bürokratik tabakasından...
cüzdanının kalınlığından, cinsiyetinden,
inancından, mezhebinden, siyasi düşüncesinden önce...
İNSAN OLDUĞU İÇİN SEVDİĞİM...
ve
BENİ İNSAN OLDUĞUM İÇİN SEVEN İNSANDIR