Adı Bahadır...
O da ‘Siyasal’da öğrenci.
“Bir üniversite öğrencisi olarak öfkemizin sebebini anlatmaya çalışayım” diyerek başlamış bana gönderdiği mektubuna...
“Ne oluyor bu gençlere? Neden bu kadar öfkeliler? En önemlisi ne istiyorlar?” diye sormuştum ‘Cennete giden yol’ başlıklı yazımda.
Çok sayıda mektup aldım...
Bahadır o kadar güzel özetlemiş ki kuşağının öfkesini...
Yaşadığı zorlukları, maddimanevi hayal kırıklıklarını...
Tek kelimesine dokunmadan bugün köşemi ona ayırmaya karar verdim...
* * *
“Bir üniversite öğrencisi olarak öfkemizin sebebini anlatmaya çalışayım Eyüp Bey.
Şimdiye kadar hiçbir şiddet eylemine karışmadım.
Her türlü şiddetin sonuna kadar karşısındayım.
En son kavgamı yere çöp atma teşebbüsünde bulunan kuzenimle yaptım.
Kamu Yönetimi’nde okuyorum.
Son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım.
Sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor.
Bu bir macera arayışı değil, çünkü benim iki haftam günde azami üç lira harcayarak geçti.
Rektör yeni aldığı onlarca beygirlik Mercedes’iyle yanımdan geçerken ben 15 kilometrelik evime yürüyerek gidiyordum.
Babam esnaf.
Devlet, fabrika sahibinin
-evet emin olabilirsiniz- fabrika sahibinin oğlunu yurduna yerleştirirken esnaf çocuğu olarak ev tutmak zorunda kaldım.
Yurdun kapısına bavullarla gittiğim ve kalacak yerim olmadığını söyleyerek koridorda yatmaya razı olduğum devlet yurdunda, işlerini torpille halledemeyen benim gibileri kapı dışarı ediyorlardı.
Sadece harcımı ödeyebilmek için yaz aylarında üç ay 14 saat aralıksız gece çalışmak zorundayım.
Şimdi siz bana neden öfkeli olduğumu mu soruyorsunuz?
Sürü yığınlarından olmayı reddediyorum.
Sistem beni o gün kapı önüne koyarak ve daha onlarca kez yaşattığı haksızlıkla bir sistem düşmanı haline getirdi.
Kanunlara, doğaya, insanlara saygılı bir bireyi; iyi bir insan olabilmek için çabalayan bir genci, nefrete sürükleyen, acı çektiren bu düzeni reddediyorum.
Kaç yaşında, hangi mevkide olursam olayım…
Ömrümün sonuna kadar gereken değişimi gerçekleştirmek için çabalayacağım…
Anarşist değilim…
Ama son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım.
Sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor…”
Arkadaş güzel bir mektup yazmış ve sistemin ne kadar düzensiz ne kadar hırsız oldugu dile getirmiş tşkür ederim.. yanlız bir konu var ki oda şudur;
bugün İNGİLTERE gibi ülkede de harçlıklara yapıldıgını biliyoruz bügünlerde de süren eylemler (1.5 2 ay önceden devam ediyor) ögrencilerin nasılda egitimini savundugunu ve okumak için LONDRA gibi bir yeri yıkıp yaktıklarını görüyoruz.. (bu kış soguklarında olmaları da cabası) fakat bu sene TÜRKİYE de de harçlıklara zam yapıldı. ama ne eylemler var nede bir haykırış bir yakarış! hiçbir şey yok iki bakanın omuzuna yumurta atmakla eylemler olmuyor olmamalı... Ayrıca arkadaşımız da güzel bir dille dile getirmiş SİSTEMİN ne kadar bozuk oldugunu bügün TÜRKİYE de Üniversite okuyan nice gençler okudukları okulun işlerini yapamıyor kimi ayakkabıcı kimi pazarda limon satıyor!!!
sonucu baglayamıyorum çünkü TÜRKİYE devletini anlamıyorum İLGİNÇ bir ülke..
Öncelikle duyarlılığınız ve yorumlarınız için ben teşekkür ederim.
Türkiye'de var olan en büyük eksiklik düşünce,ifade özgürlüğüdür.Düzene,sisteme karşı antifikirlerin varsa bu senin en doğal hakkında olsa elinden alınır ve potansiyel suçlu grußuna dahil olursun.HaLßuki insanları ,gençleri,işçileri,emekçileri dileyip ,anlamak varken neden şiddete,baskıya başvuruluyor ? ßen buna ßir anlam veremiyorum i$te.YıLLardır şiddetin,baskının çözüm olmadığı,olmayacağı gün gißi ortada ama bu çözümsüz,yararsız sistem devam ediyor.TopLumdaki oLumsuzLukLara,haksızLığa kar$ı ßeraßer ve eLeLe oLmaLıyız.Aslında söylenecek o kadar $ey ki...
Umarım ßizLer olmasak bile bizden sonrakiler daha adil ,daha özgür daha barışçıl bir toplumda yaşarlar.Son zamanlardaki en büyük temennim.