Arkadaşlar isterseniz bu konuyu kapatalım çünkü konunun yönü değişiyor. Fazla uzatmayalım. Murat arkadaşım sende biraz daha sözcüklerini seçerek kullanırsan sevinirim.
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...
bana bulaşanın sonu hiç hayırlı olmaz
bence sen burdaki mevcut kontenjanını korusan hiç fena olmaz yoksa seni denizanaları bile kurtaramaz
Hadi canım ya, ana dediğin şefkatli olur...eee sende sonuçta bir anne adayısın (ilerde) ..
bu nedenle sana bulaştığım için başıma bir iş geleceğine inanmıyorumm.
not: Şu deniz anası kontenjanı işini bir daha düşünsen diyorum
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...
Burası kişisel sayfam olduğu için ben kendi halimde ''işime'' devam edeyim.
Allah ın bir günü 1000 dünya yılına mı eşit(22:47,32:5) yoksa 50000 mi?(70:4)
1.Hacc /47:
47- Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va'dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.
2.Secde/5:
5. Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir.
3.Mearic/4:
4.Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.
İddiaya göre yukardaki ayetler kendi içlerinde bir ''tutarsızlığa'' sahipmiş ( ! )
Baktığımız zaman yukardaki birinci ayette, zamanın ''göreceli'' olmasından bahsetmektedir.
İnsanlara nazaran uzun yıllar olsa dahi, bunlar Allah'ın katında, birer gün gibidir ''çok kısadır'' denmektedir.
İkinci ayette, takdir olunan işleri, yani mesela mevsimler gibi, değişen bir biri ardınca gelen düzenlerin uygulanmaya konulan süreleri ve bunların uygulamadan kalkmasını bildirmektedir.Bunları kainat çapında cari olan kanunlar olarak düşünmek gerekiyor.Diyelimki dünyanın yaratılmasından sonra, yaşanan buzul çağı gibi...Yani ayetteki işlerin ona yükselmesiylede, bahsini ettiğimiz kanunun süresinin dolmasına işaret etmektedir.Bunun gibi mütaala etmek gerekiyor.
Üçüncü ayettede Allah'ın emir verme makamına ''katına'' Cebrail aleyhisselamın yükselmesinden bahsetmekte ve relativite burada göz önünde bulundurulduğunda işin arka planı daha iyi anlaşılmaktadır.
Hızın artmasıyla zamanın hızının azalması gibi mütaala edebiliriz.Oysa bize göre zaman hızla akıp geçmektedir.Böylece farklı zaman kavramlarının ortaya çıktığını görürüz.
Son iki ayetler kendi aralarında ''değerlendirilemeyeceği'' gibi , birinci ayettede yine bunlardan farklı hususlar anlatıldığı için, aralarında kıyas yapıp '' bak işte biri bir şey derken, öbürü başka şey söylüyor, demekki çelişki var'' demekte yanlış olmaktadır.
Ancak burada açıklanması gereken diğer bir husus var, şöyleki:
Denilmektedirki, ''bakın işte Allah'ın katından bahsediliyor, demekki O'nun bir makamı var, ve O zamana tabidir''...
Ben burada ayetteki ''O'nun katı'' kelimesinin, Allah'ın yanı, yöresi,kenarı...vb manalarda anlamanın yanlış ve eksik bir mütala olduğunu düşünüyorum.Zira biz biliyoruzki nasılki bir ''Vali'' telefonuyla birisini arayıp konuşmasıyla veya güneş ışıklarıyla tüm yerdeki damlalarda ve cam parçalarında ve diğer bir çok nevde her birinde ayrı bir makam ve tecelli imkanı buluyorsa,ve bununla birlikte hepsinden nihayet derecede uzaksa, aynen öylede, burada Allah'ın katıyla anlatılmak istenen,varlıktaki melekleriyle onlara ''emr'' vermek işinin mümkün olacağı bir ortamın halk edilmesi, bir iletişim mekanı sağlandığı yerdir.
Aksi halde şöyle düşünürsek ,Allah eğer böyle bir ''iletişim-emr'' makamı sunmayacak olsa, bu takdirde meleklerin emr almasıda imkan dairesinden çıkacaktır.Yani zannedildiği gibi Allah'a izafet edilen müstakil bir yer ve/veya mekan değil, bilakis Allah'ın kullarına ''emr'' edeceği bir imkanın yaratıldığı yer olarak düşünmek gerekmektedir.Böyle bir zaviyeden bakıldığında mesele daha bir netlik kazanacak ve gereksiz hatta nakıs bir sorgulama olduğu görülecektir.
Ayrıca ayet numaralarında elmalının tefsirine ait linkleride aldımki, dileyen farklı mütalalarıda okuyabilir.
Bununla birlikte ''dinsizlerin ikna olması'' umrumda bile değil..!
Yukarda ayetlerden anladıklarımı anlattığım hususlarda bana ait kavramlar bulunduğu için söylemeliyimki, ayetlerden benim anladıklarım bunlar.Elbetteki eksik bir kavrayış içinde olabilirim.Ama eğer bir yanlışım varsa Rabbimin mağfiretine sığınıyor ve en doğrusunu ALLAH bilir diyorum.
Arkadaşım bi laf uzayınca inan sonu çok kötü oluyor. İki tarafta kırılıyor. Onun için uyarma ihtiyacı duydum.
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...