Dostluklar, çıkar kaygısı ile kurulmaz...
Başkalarını minnet altına sokmak için iyilik sever ve eli açık olunmaz...
Bu nedenle de dostluk, bir ödül almak kaygısı ile değil, bütün kazancı o sevgide olduğu için aranmalıdır...
...
Dostluğun güçsüzlükten, herkesin kendisinde olmayan bir başkasından elde etmek istediğinden doğduğunu söyleyenler, dostluğu ihtiyaç ve zorunluluktan doğmuş saymakla,ona çok aşağı ve hiç de soylu olmayan bir doğuş vermiş olurlar...
...
Bir insanın kendine güveni ne kadar tamsa, bir insan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak erdem ve bilgeliğine sahipse, o denli dost edinir ve dostunun yakınlığını kazanır...
...
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçelim...
Bunun için de öncelikle dostluğa girişim gerekir...