KONTRAGİLLER: Zorunlu olarak berbere giden, tanımadığı kişilerin saçlarını ellemesine sinir olan tiplerdir. Sırada beklerken etraftakilerle hiç ilgilenmez, önce günlük gazeteleri, ardından tarihleri altı ay ila iki yıl öncesini gösteren okunmaktan lahmacuna dönmüş dergileri okurlar. Sıra kendilerine geldiğinde kısa ve öz olarak istedikleri saç stilini söyler ve berber el aynasından enseyi gösterene dek hiç konuşmazlar. Son cümleleri ise genelde “borcum nedir?” olur...
ORTAMGİLLER: Gözlerini açtıklarından beri aynı berbere gelen mahalle çocuklarıdır. Berber ve çırakları ile “enseye tokat” kıvamına gelmişlerdir ve normal müşterinin hiçbir zaman girmeyeceği yerlere rahatlıkla, babalarının dükkanındaymışçasına girer çıkar, çaylarını kendileri doldururlar. Ellerinden gelse kendi saçlarını kendileri keser. “Ben buraların adamıyım” hissiyatını pekiştirmek için devamlı yüksek sesle konuşur, çalışanlara laf atar, gereksizce laubali olurlar...
UĞRAKGİLLER: Berberin “normal” müşterileri ile alakaları yoktur. Şans eseri oradan geçerken “aha şurda berber varmış şu burnumun kıllarını bir aldırayım” ya da “tüh evden çıkarken sakalımı taramayı unutmuşum” diyerek dükkana dalar ve “bir dakika versene şu tarağı” demek suretiyle daha ne olduğunu bile anlamayan berberin elinden tarağı kapar, işlerini tamamlar ve “borcum nedir?” diye sorarlar. Olayı kavrayamamış berber henüz cevap veremeden uzaklaşırlar...
FANATİKGİLLER: Berberin kapısından girer girmez “nasıl koyduk ama!” diye söze girer, bütün Türk futbol aleminde olanı biteni bir çırpıda anlatmakla yetinmez Avrupa ve Dünya futboluna kayarlar. Dükkandan çıkarken son lafları genellikle “usta bir gün beraber maça gidelim ha” olur...
KURTARICIGİLLER: Ülkeyi kurtarmak için birden fazla formülleri vardır. Bulundukları ruh durumuna göre bu formüllerini berber ve müşterilerle paylaşırlar. Birisi formülünün çok saçma olduğunu söyleyip mantıksızlığını ispat etse dahi hiç istiflerini bozmadan devam ederler. Asla susmazlar, susturuman!..
Berber Müşterisi Tiplemeleri
Ağaç şeklinde