Konuþmalarý ve hareketleriyle veya herhangi bir sebeple baþkasýnýn kalbini kýran kimse, dünyada huzursuz olduðu gibi, âhirette de, bu günâhý sebebiyle Cehenneme atýlýr.
Peygamber efendimiz bunu bizlere haber verdi:
“Kýyâmet gününde ümmetimin müflisi, iflas etmiþi þu kimsedir ki, namaz oruç ve diðer ibadetleriyle gelmiþtir. Fakat birisine sövmüþtür, birisine iftira etmiþtir, birinin malýný yemiþtir, birinin kanýný dökmüþtür. Yaptýðý bu zulümlere karþýlýk, hak sahiplerine sevâblarý verilir. Sevâblarý bitince, hak sâhiplerinin günâhlarýný yüklenir ve Cehenneme atýlýr.”
Bu þekilde iflas etmiþ hale düþmemek için her ne þekilde olursa olsun, baþkalarýný üzmekten, kalb kýrmaktan son derece kaçmalýdýr!
Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri kalb kýrmamanýn önemini þöyle ifade eder:
“Kalb, Allahü teâlânýn komþusudur. Allahü teâlâya kalbin yakýn olduðu kadar hiçbirþey yakýn deðildir. Mü’min olsun, kâfir olsun, hiçbir insanýn kalbini incitmemelidir!
Çünkü, kafir olan komþuyu da korumak lâzýmdýr. Sakýnýnýz, sakýnýnýz, kalb kýrmaktan pek sakýnýnýz! Allahü teâlâyý en ziyâde inciten þey küfürdür. Küfürden sonra kalb kýrmak gibi büyük günâh yoktur. Çünkü, Allahü teâlâya ulaþan þeylerin en yakýn olaný kalbdir.
Ýnsanlarýn hepsi, Allahü teâlânýn kullarýdýr. Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Herþeyin her insanýn, biricik mâliki, sâhibi olan Allahü teâlânýn þânýný, büyüklüðünü düþünmelidir!”
Her müslümân herkesin iyi olmasýný ister. Kendisini kusurlu görür, baþkalarýnýn kusursuz olmasýný ister. Bunun için herkese iyiliði tavsiye eder. Bu tavsiyeyi hâl ile de yapar. Ýslâm’ýn güzel ahlâkýna uyarak örnek olur. Herkese tatlý dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kalbini kýrmamak, malýna, ýrzýna göz dikmemek, kanunlara karþý gelmemek müslümânlýk icabýdýr.