Züleyha'nın Bahtı -I-
Bir garip Züleyha,
Geldi kapınıza bugün,
Bekledi bekledi ya;
Aradığını bulamadı bugün.
Yüreğinde derin bir sızı;
Gökyüzünün en parlak yıldızı
Utanmaz mı,arlanmaz mı,
Çalmaya kapınızı?
Bu ne curet bugün?
Onca duvarların örüldüğü gün...
Ey garip biçare!
Gördüğün rüyayı hayra yor da hele;
Öyle yüz sür eşiklere.
Acı zevk mi verir?
Yüreğin pare pare,
Düştün de bir hayalin peşine,
Uçup giderken ateşe
Yanışın ne şahane ne şahane! ..
Oysa kör kuyuların dibinde
Çekilen çile senin,
Yıllarca bekleyişin
Zindandaki'nden de derin,
Ağlamaktan artık,
Kalmadı gözünde ferin,
Bu hikayede
Diğerleri gibi yok yerin.
Ey,narin lotus çiçeği,
Ey,güzelliği iki kaşının arasındaki beni,
Ey kölelerin efendisi,
Ey hayrı gülümsemesi
Sen ki yolları gözler durursun;
Bir rüzgar, bir ayakizi
Diye;
Yere göğe yar olursun.
O'nun O Güzel Kokusunu
Ötelerden alır bulursun.
Yürüdüğü yollarda;
Ayak bastığı toprak,
Açmak için kapıları;
Tuttuğu tokmak.
Olsun isterdi Züleyha
Kendisi;
Bu sevgilinin eli, yüzü, yüreği...
Biçare beklerdi;
Zerre kadar haber getireni.
Döktü ne varsa koynunda,kucağında
Tüm servetini,
Yeter ki gelen,
Yusuf'tan bir kelam getirsindi.