gökhanın da müsadesiyle bi açıklama yapmak istiyorum programlamanın bir mantığı wardır we önemli olan bu mantığı kapabilmektir. mantığı öğrendikten sonra herhangi bi dilde program yazılabilir. bu tıpkı bizim gerçekte kullandığımız dile benzer. dilimize dökmeden önce beynimizde biraz mantık kullanarak bazı düşünceler üretiriz. daha sonra bu ürettiğimiz düşünceleri ifade etmek için bir dil kullanırız. türkçe olur, ingilizce, almanca olur. ama asıl önemli olan anlatmak istediğimiz şeydir. programlama yaparken de bundan farklı bişey yapmıyoruz aslında. bilgisayara anlatmak istediğimiz şeyleri kafamızda oluşturduktan sonra bilgisayarın anlayabileceği bi dilde bunları yazıya döküyoruz. bu dil pascal olur, c olur, basic olur, farketmez. önemli olan anlatılmak istenendir. anlatılmak isteneni anlatabilmek için öncelikle kendimiz tam olarak anlamalıyız. tam olarak anladıktan sonra programın temellerini oluşturan bölümler belirlenir we program temel parçalara ayrılır. gerekirse her bir parça üzerinde ayrı ayrı durulur, hatta ben her bir ayrı parça için bazen ayrı ayrı programlar yazıyodum. he rbir parça ayrı ayrı tamamlanır, hataları elimine edilir. daha sonra bunlar ana programa monte edilir we ortaya güzel bi program çıkar. ama bu dediğim çok büyük projelerle ilgiliydi. ben bi ara bi program yapmıştım mesela 250bin satırlıktı. bunun gibi programlar yazarken dikkatli olup her parçayı çok iyi analiz etmeliyiz. günümüzdeki yazılım şirketleri de bu prensiple çalışıyo zaten. bisürü yazılım mühendisi yada bilgisayar programcısı bi oyunu paylaşıyolar. her biri bir parça üzerinde yoğunlaşıyo we o parçayı en güzel hale getiriyo. bu sayede hem zamandan kazanç, hem de hataların daha güwenli bi şekilde azaltılması sağlanmış oluyo. neyse çok uzattım sanırım. hekese kolay gelsin.
programlamanın bir mantığı wardır we önemli olan bu mantığı kapabilmektir. mantığı öğrendikten sonra herhangi bi dilde program yazılabilir. bu tıpkı bizim gerçekte kullandığımız dile benzer. dilimize dökmeden önce beynimizde biraz mantık kullanarak bazı düşünceler üretiriz. daha sonra bu ürettiğimiz düşünceleri ifade etmek için bir dil kullanırız. türkçe olur, ingilizce, almanca olur. ama asıl önemli olan anlatmak istediğimiz şeydir. programlama yaparken de bundan farklı bişey yapmıyoruz aslında. bilgisayara anlatmak istediğimiz şeyleri kafamızda oluşturduktan sonra bilgisayarın anlayabileceği bi dilde bunları yazıya döküyoruz. bu dil pascal olur, c olur, basic olur, farketmez. önemli olan anlatılmak istenendir. anlatılmak isteneni anlatabilmek için öncelikle kendimiz tam olarak anlamalıyız. tam olarak anladıktan sonra programın temellerini oluşturan bölümler belirlenir we program temel parçalara ayrılır. gerekirse her bir parça üzerinde ayrı ayrı durulur, hatta ben her bir ayrı parça için bazen ayrı ayrı programlar yazıyodum. he rbir parça ayrı ayrı tamamlanır, hataları elimine edilir. daha sonra bunlar ana programa monte edilir we ortaya güzel bi program çıkar. ama bu dediğim çok büyük projelerle ilgiliydi. ben bi ara bi program yapmıştım mesela 250bin satırlıktı. bunun gibi programlar yazarken dikkatli olup her parçayı çok iyi analiz etmeliyiz. günümüzdeki yazılım şirketleri de bu prensiple çalışıyo zaten. bisürü yazılım mühendisi yada bilgisayar programcısı bi oyunu paylaşıyolar. her biri bir parça üzerinde yoğunlaşıyo we o parçayı en güzel hale getiriyo. bu sayede hem zamandan kazanç, hem de hataların daha güwenli bi şekilde azaltılması sağlanmış oluyo. neyse çok uzattım sanırım. hekese kolay gelsin.
Ağaç şeklinde