Şimdi gidiyorsun
Git
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi gidiyorsun
Git
Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim
Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
Komazdı öyle üç-beş nöbetleri
Geceler içimi acıtmazdı böyle
Bir insan bu kadar eksilebilir mi
Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin biryerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
O adam bendim unuttun mu
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
Seni unutamadı
İşin kolayına kaçmadım
Uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun
Git
Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun
Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
Yazıklar olsun yazıklar olsun
Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
Hani sen sevdiğini
Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin
Uzun lafın kısası yoktur
Anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun
Git
Daha ayrılığa bile çarpmadan
Aşk bize döndü
Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen var ya sen
Allah kahretsin
Yani şimdi
Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
Yani şimdi başkaları mı sevecek seni
Ben saçlarını okşadığım zaman
Ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun git
Kahraman Tazeoğlu
__________________
Bir ihtimâl daha var, o da ölmek mi dersin? Söyle canım, ne dersin? Vuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin!
KADINLARIMIZIN YÜZLERİ
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır
acılarımız,ayıplarımız ve döktümüz kan
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü
Ve sevinçlerimiz vurur yüzlerine kadınların
gölerde ışıyan seher vakıtları gibi
hayalerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların
görelim, görmeyelim karşımızda durular
Gerçeğimize en yakın ve en uzak
nazım hikmet
__________________
CEHENEM BUZ TUTARMI SÖYLEYİN ÇARŞI SUSARMI .......
KADINLARIMIZIN YÜZLERİ
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır
acılarımız,ayıplarımız ve döktümüz kan
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü
Ve sevinçlerimiz vurur yüzlerine kadınların
gölerde ışıyan seher vakıtları gibi
hayalerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların
görelim, görmeyelim karşımızda durular
Gerçeğimize en yakın ve en uzak
nazım hikmet
Şiir için teşekkür ederim .. Hosgeldiin
__________________
Bir ihtimâl daha var, o da ölmek mi dersin? Söyle canım, ne dersin? Vuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin!
Düştü ellerim içindeki boşluğa, Çırpınırken tutunmak için, Kırılan tırnaklarımdan sızan aşktı… Sarıp sarmaladığım koca bir karanlık
Gömdükçe başımı yastıklara Gözlerimden düşen her damlayla Çiçek açtı çarşaflar…
Kirpiklerimi yoluyorum tek tek Törpüleyip saklıyorum, Yumduğumda ağır gelen göz kapaklarımı Rüyalarına batmasın diye Gerçek kadar acıtmasın içini diye…
Her nefes alışınla Saçlarımda ki tüm kırıklar Sana uzanıyor Her kapı aralığında Burnuma saplanan Rüzgardaki kokun olmalı sonbahar Tüm hücrelerime işleyen, Ruhumu titreten. Manzarasız tüm pencere önlerinde Nefessiz gözlerinin doğuşunu bekliyorum Şimdi uyandır beni bahara…
Sınırı çoktan aştı haddim İçinin tüm katran karalarını Hakkım sayarak kazıyorum İçinin boşluklarından. Benim artık bütün siyahlar Sarsam da yakışmaz sana Tezattır gözlerinin mavimsi yeşiline Ve tezatlık yorar seni Yorgunluğun sardığında beni Bir damla su olurum okyanusta Fark edilmeden dalgalanır Sana durulurum…
Başla hadi sıra sende sar beni Yalnızlığıma ilaç içinde h-iç et beni İçinde iç et beni Koca şehir yutsun diye Kaldırımlarında sürüdüğüm ayaklarımın altından Kesilirse sana gelen yollar; Hilal, giyotinim olur boynumda en ışıltılı Ölümün en süslü haliyle gelirim sana…!
Nereye yağsam acı taşar Şehrin tüm sokaklarından Kuruyan bedenimle titreyen Sonbahar yaprağıydım ben; Kızıl baharlara özenti. Hiç değişmedi ki mevsimler Ben seni geçişsiz bir aralıkta kokladım, Islayıp içime bastım. Hadi şimdi sıra sende İstediğin kadar çocukluğuna özenip ağla. Anaçlığıma emanet korkutan korkusuzluğun.
Başım göğsümde salınırken Bir ileri bir geri anı sabitledim gözlerimle Sana odaklı tüm düşüşlerim Delilik hali bu; Sigara dumanında ki kıvrımlarda Yüzünü arayıp dokunmaya çalışmak. Ve tek bir çığlıkla dışarı çıkıp yalınayak Sokaklarda gölgeni aramak…