Kızamık hastalığı halen dünyada en çok çocuk ölümüne neden olan hastalıklardan biridir (22). Kızamık hastalığı daha önceki yıllarda ülkemizde her 3-4 yılda bir salgınlara neden olan bir hastalıktı. O dönemde sadece 9. ayda olmak üzere bir doz kızamık aşısı yapılıyordu ve aşılama oranları da %80 civarındaydı. Dolayısıyla bu politika ile kızamık hastalığını kontrol altına almak mümkün değildi. 1998 yılında ilkokul 1. sınıfta uygulanmak üzere takvime 2. doz kızamık aşısı eklendi. Aşılama oranları düşük olduğu için bu da kızamığı kontrol altına almada yeterli olmadı. 2002 yılında Sağlık Bakanlığı Dünya Sağlık örgütü Avrupa Bölgesi hedeflerine de uygun olarak 2002-2010 yıllarını kapsayan bir “Kızamık Eliminasyon Programı” hazırladı. Bu programın ana hedefi 2010 yılına kadar yerli kızamık virüsünü ortadan kaldırmaktır. Bu “catch-up” etkinliklerden sonra kızamık sayıları çok azalmıştır. 2006 yılında ilk altı ayda bildirilen kızamık sayısı 25’dir. Bu yüzden 9. ayda uygulanan kızamık aşısının ilk dozu 12. aya çekilmiştir.
Sağlık Bakanlığı’nın 2006 yılındaki GBP’nin hedeflerinden biri de kızamıkçık ve doğumsal rubella sendromunun kontrol altına alınmasıdır (14). Bu hedef doğrultusunda daha önce kızamık aşısı şeklinde yapılan aşı KKK aşısı şeklinde kızamıkçık aşısını da içerecek şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca eksik aşılı ara kohort tamamlanana kadar ilköğretim 8. sınıf öğrencilerine KKK/ kızamıkçık aşıları uygulanacaktır. ülkemizde yapılan çalışmalarda gerek kabakulak gerekse kızamıkçık hastalığı erken çocukluk döneminde geçirilen bir hastalık olup hastalık görülme yaşı henüz ileri yaşlara kaymamıştır (23-25).
ülkemizde bulunan canlı ya da inaktive aşıların birlikte uygulanması antikor yanıtında azalmaya neden olmadığı gibi yan etkilerde de herhangi bir artış söz konusu değildir. Bu nedenle, daha önce aşıları eksik yapılmış ya da hiç yapılmamış bir çocuğa aynı anda bir kaç aşı birlikte farklı bölgelere uygulanabilir. Böylece, bir an önce çocuğun aşıları tamamlanmış olur.
1. Grip aşısı nasıl hazırlanır?
Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip virüslerinin türlerine göre yeniden hazırlanır. Bu amaçla, 80 ülkedeki 110 laboratuardan elde edilen bilgiler, Dünya Sağlık Örgütü’nde toplanarak her yıl dünyada en çok hastalık yapmış olan ikisi A ve biri B olmak üzere üç değişik virüs grubu belirlenir.
Mesela, bu yıl tüm dünyada uygulanmakta olan grip aşılarında, A tipi virüslerden H1N1 benzeri Yeni Kaledonya ve H3N2 benzeri Kaliforniya virüsleri ile B tipi Şanghay benzeri virüsler bulunmaktadır.
2. Aşı ne zaman yaptırılmalıdır?
Grip aşısı, grip salgınları başlamadan önce yaptırılmalıdır. Bunun için ideal dönem ekim-kasım-aralık aylarıdır.
3. Aşının etkisi ne zaman başlar?
Grip aşısının etkisi yapıldıktan 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu nedenle grip aşısının bir grip salgınından en az 2 hafta önce yapılmış olması gerekir.
4. Koruyuculuk ne kadar sürer?
Aşının koruyuculuğu, genellikle 6-12 ay kadardır.
5. Kimlere aşı yapılması sakıncalıdır?
Grip aşısı ateşli bir hastalığı veya akut bir enfeksiyon tablosunda olan hastalara yapılmamalıdır. Yumurtaya, tavuk proteinlerine, neomisine, formaldehite ve oktoksinole alerjisi olanlara da yapılması sakıncalıdır.
6. Gebeler aşı olabilir mi?
Gebeliğin ilk üç ayı içinde yapılmamalıdır. Grip nedeniyle yüksek risk altında olan gebelere ilk üç aydan sonra grip aşısı yapılabilir.
7. Süt veren anneler aşı olabilir mi?
Annenin süt vermesinin grip aşısı bakımından bir sakıncası yoktur.
8. Grip aşısının sık görülen lokal yan etkileri nelerdir?
Grip aşısı uygulanan yerde ağrı, şişlik, kızarma, morarma ve sertleşme gibi lokal reaksiyonlar görülebilir.
9.Grip aşısının sık görülen genel yan etkileri var mıdır?
Grip aşısının genel yan etkilerinin başlıcaları, ateş, kırgınlık, titreme, yorgunluk, baş, eklem ve kas ağrıları ile terlemedir.
10. Yan etkiler önemli midir?
Grip aşısının yukarda belirtilen lokal ve genel yan etkileri önemli değildir, 1-2 gün içinde kendiliğinden düzelir.Tedavi edilmeleri gerekmez.
11. Grip aşısı deri döküntülerine yol açar mı?
Grip aşısı olanların bazılarında seyrek olarak kaşıntı, kabartı ve kızarıklıklar görülebilir.
12. Grip aşısı anaflaksiye neden olabilir mi?
Grip aşısı çok seyrek olarak alerji komasına yani anaflaksiye de neden olabilir.
13. grip aşısının diğer önemli yan etkileri nelerdir?
Grip aşısı yapılanlarda çok ender olmakla beraber, nevralji (sinir ağrısı), uyuşmalar, havale nöbetleri, beyin iltihabı… gibi nörolojik belirtiler olabileceği bildirilmiştir.
14. Başka aşılarla beraber yapılabilir mi?
Grip aşısı farklı yerlere enjekte edilmek şartıyla diğer aşılarla aynı zamanda da yapılabilir.
15. Aşı nereye yapılmalıdır?
Aşı kas içine veya deri altına derin olarak yapılabilir. Erişkinlerde kol kası, küçük çocuklarda bacak kası uygun yerlerdir. Aşı asla damar içine verilmemelidir.
16. Aşı yapılırken nelere dikkat edilmelidir?
Aşı yapılmadan önce oda sıcaklığına getirilmeli ve yapılmadan önce iyice çalkalanmalıdır.
17. Küçük çocuklar da aşı olabilir mi?
Grip aşısı 6 aylıktan büyük çocuklara yapılabilir.
18. Aşının dozu nasıldır?
Grip aşısı erişkinlere ve 3 yaşından büyüklere tek doz olarak 0.5 ml yapılır. 6 aylıktan 36 aylığa kadar olan çocuklara yarım doz aşı (0.25 ml) yapılır. İlk defa aşı yapılacak olan 8 yaşından küçük çocuklara 4 hafta sonra ikinci bir doz aşı yapılmalıdır.
19. Kimler mutlaka aşı olmalıdır?
Risk altındaki kişilerin ve topluma giren ve gribe yakalanmak istemeyen herkesin grip aşısı olması gerekir. Ayrıca, doktor, hemşire gibi sağlık personeli ile huzurevlerinde çalışanlar da grip aşısı olmalıdırlar.
20. Kimler risk altındadır?
65 yaşından yaşlı olanlar, huzur evlerinde yaşayanlar, kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastalığı olanlarda gribin riski daha yüksektir.
21. Grip aşısı ne kadar etkilidir?
Grip aşısının etkinliği, aşı içinde bulunan virüs tipleri ile salgına neden olan virüs tipleri arasındaki uygunluğa göre değişir. Grip aşısı ideal şartlarda %70-80 oranında koruma sağlar.
22. Grip aşısının etkinliği yaşa göre değişir mi?
Aşı yapılan kişinin yaşı önemlidir, aşının koruyuculuğu gençlerde yaşlılara göre daha fazladır.
23. Grip aşısının yaşlılardaki etkisi nasıldır?
Aşının yaşlılarda grip nedeniyle hastaneye yatışları %50, zatürree riskini %60 ve ölüm riskini de %70 oranında azalttığı bilinmektedir.
24. Grip aşısı alışkanlık yapar mı?
Grip aşısı alışkanlık yapmaz, aşının her yıl tekrarlanmasının nedeni koruyuculuğunu artırmak içindir.
25. Grip aşısı kuş gribine karşı da etkili midir?
Halen piyasada satılmakta olan grip aşısının kuş gribine karşı hiçbir koruyuculuğu yoktur.
26. Kortizon grip aşısını etkiler mi?
Kortizon ve bağışıklığı etkileyen ilaç (immunsüpresif) kullananlarda aşının etkinliği daha düşüktür.
27. Piyasada satılan çeşitli markalar arasında fark var mıdır?
Grip aşıları arasında fark yoktur. Piyasada satılan tüm aşılarda bulunan virüsler Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği virüslerdir.
28. Kanserli hastalar grip aşısı olabilirler mi?
Kanserli hastalar da grip aşısı olabilirler.
29. Grip aşısı gribe neden olur mu?
Grip aşısı gribe neden olmaz, çünkü aşıda virüsün kendisi değil onun antijenleri vardır. Aşı olduktan sonra ateş çıkması enfeksiyona değil, bağışıklık sisteminin tepkisine bağlıdır.
30. Bu grip aşısı olan gelecek sene aşı olmazsa ne olur?
Grip aşısı her yıl olunmalıdır, çünkü aşı içindeki virüs türleri yıldan yıla farklıdır. Bir yıl aşı olup gelecek sezon aşı olmayanlarda grip riski yüksektir.
Son 4-5 yılda kullanıma izin verilmiştir. 10 yıl kadar Amerika’da immun sistemi zayıf, özürlü çocuklarda araştırma amaçlı kullanıldıktan sonra etkili olduğu anlaşılarak aşı olarak kabul edilmiştir.
Yeni bir aşı ve oldukça pahalı olması sebebiyle hekimler arasında bile kararlılıkla uygulanmamaktadır. Koruyuculuk süresi için net bilgiler yoktur. Üretici firmalar 10-15 yıl olduğunu öne sürmektedirler. Şu anda ilk aşı olan çocuklar 13-15 yaşlarındadır ve hala hastalanmamışlardır. Endişe edilen konu acaba erişkin yaşında koruyuculuk azalması nedeniyle hasta olunabilir mi kaygısıdır. Bu soruya bu gün kesin yanıt vermek olanaksızdır. Ama benim fikrim aşı yapılmasından yanadır. Gerekçem de şudur. Madem aşı kesin olarak 10-15 yıl koruyor, şimdi aşılanmakla bu süre garanti altına alınıyor. Bilim ve teknoloji hızla ilerliyor. 15 yıl sonra ne olacağını bilmiyoruz, belki yeni tip aşılar çıkacak, belki koruyuculuğun daha uzun olduğu anlaşılacak. En kötü ihtimalle bir doz daha ayni aşıdan olunur, hasta olmaktansa birkaç kez aşı yapılması bence daha iyidir.
Aşılamanın diğer bir faydası da bence aşı olan kişiler ileri de Zona hastalığına da yakalanmayacaklarıdır. Çünkü Zona olabilmek için Suçiçeği hastalığını geçirmek gereklidir.
Uygulama : Aşı 10-12 aydan (Bence 15 aydan) sonra yapılabilir. Cilt altı iğne ile uygulanır.
Lokal etkiler dışında ciddi bir yan etki yapmaz.
Kuduz – Rabies HDCV Aşısı
Normal olarak herkese yapılan aşılardan değildir. Gerekli hallerde yapılmaktadır. Şüpheli hayvan ısırık ve tırmalamalarından sonra yapılmaktadır. Eskiden kullanılan formu artık uygulamadan kaldırılmıştır. Koyun beyninde pasajlar yapılarak elde edilen aşının yan etkileri fazla idi. Bu gün için insan hücre kültürlerinde üretilen aşılar kullanılmaktadır. Bunlar diğer aşılar gibi adale içi iğne ile uygulanır. Gerekli olan durum ile ilgili iki çeşit program vardır.
Şüpheli hayvan kontrol altında: 10 gün süren gözlem süresince 0, 3, 7. Günlerde yapılır ve eğer hayvan bu sürenin sonunda canlı ve kudurmamışsa aşılama kesilir.
Şüpheli hayvan kayıp veya kuduz olduğu kesinse: Bu durumda 0, 3, 7, 14, 30 ve 90. günlerde toplam 6 doz aşı yapılır. Gerçi bir de 3 ayın sonunda bir 7. Doz yapılabilirse de bu risk altında olanlar (Veteriner gibi) dışındakilere önerilmez.
Günlük yaşamda kedi, köpek, fare ısırıkları ve tırmalamaları ile sık olarak karşılaşılır. Burada dikkat edilmesi gereken konu bunun hangi şartlar altında ve hayvanın durumudur.
Hayvan aşılı, ev dışına çıkmayan türde, oynarken, önünden yemeğine uzanıldığında, yavrularına yaklaşıldığında gibi durumlarda ise olasılık çok azdır. Fakat bu herhangi bir hekime sorulduğunda kimse risk altına girmek istemiyeceği için aşılama olasılık çok düşük olsa bile aşılama önerilir.
Ben şimdiye kadar şüpheli hayvan beyninin tetkik için laboratuara gönderildiğinde kuduz çıkmadığını hiç görmedim. Nedense benim karşıma çıkan tüm tetkik sonuçlarına göre itlaf edilen hayvanların hepsi kuduz olmuşlardı. Ülkemizde kuduz tanısı konan insanlara rastlanmaktadır. Bunlar bazı yıllarda 1-2 vaka ile sınırlıdır.
Aşının lokal yan etkileri dışında genel etkileri pek yoktur. Çok nadir ansefalit yaptığı bildirilmiştir. Benim bildiğim yayınlanmış birkaç vaka olduğudur.