BEĞENDİYSEN NE A'LA
İKİNCİSİDE HUZURLARINIZDA.........
Züleyha'nın Bahtı -II-
Güzeller güzeli Züleyha!
Çöllerin Prensesi,
Nil'in İncisi,
Kaptırdı bir kere,
Gönül bu; gelir mi hiç dize?
Anladı ki,izin vermez
Gönül Lugatı'nda nakşetmeye
'Yusuf' 'tan öte söze.
Potifar iyi insan
Züleyha'ya eş
Tayin edilmiş birkez,
Bu denklem çözülemez!
Züleyha'nın kalbi kuş
Altından kafeste;
O Kafese Potifar,hiç girmedi,giremez!
Oysa Züleyha etmişti yemin,
Kocasına bağlanacaktı derin
Olmadı,olamadı
Sorulan sorular vardı...
Potifar'ın cevap kağıdı ise dolamadı.
Sabah kalktı, baktı Züleyha;
Doğan güneş Yusuf.
Çeşmeleri açtı Züleyha susamış;
Akan su Yusuf.
Bahçedeki gülleri kokladı
Kokan gül Yusuf.
Gözlerini yumdu Züleyha;
Karşısında duran Yusuf.
Gece oldu karanlık,
Baktı gökyüzünde; parlayan Yusuf.
Tepeden tırnağa
Sadece Yusuf bu dünya.
Anladı ki varlığı
Yusuf'tan ibaretti.
Beynine kanına
İşledi şeytan
Fırlamıştı birkez
Ok yaydan.
İflah olmaz Züleyha,
Aşkına dokunmadan.
Güzeldi gözdeydi herşeye sahipti
Köle Yusuf, nasılsa
Züleyha'ya 'evet'derdi!
Kavuşmak için Sevgili'ye
Züleyha'ya gerek bir Aşk Mabedi.
Emir verdi herkese
Tez elden dikile
Sarayın bahçesine
Görkemli bu dört duvar,
Sormadı soramazdı hiçkimse ve dahi Potifar.
Eleştiren sorgulayan kadınlar vardı
Mısır'da bir dedikodu yayıldı.
Bir Gözde,Bir Lotus Çiçeği Züleyha
Nasıl böyle yanıldı.
Gönüldü bu elbet aşka akardı
İnsan bu aşkı böyle aleni mi yaşardı?
Herşey gizli olmalıydı.
Hepsi evliydi,hepsi aşk yaşardı
O kadar gizli yaşadılar ki aşklarını
Kendilerinin bile haberi olmadı!
Züleyha ispat için
Tüm kadınları evinde topladı
İkram verilen tabaklarda
Meyveler ve bıçaklar vardı
Sonra Yusuf'u çağırdı
Görünce güzelliği aşkı
Hepsi parmaklarını doğradı.
Hiçbiri kanayan parmaklarının farkına bile varmadı
O anda hepsi Züleyhayı anladı
Böyle güzel bir aşk gizli kalamazdı.
Zaman geldi,zaman durdu
Çağırdı Züleyha
Yusuf emrine koştu
Züleyha'nın kalbi çırpınan kuş
Yusuf'un yolu ise dikenli yokuş.
Olmadan Tanrı'nın emri
Yoktu Züleyha'nın emrinin bir değeri!
Bir an kararsız kaldı,
Gerçekten
Züleyha çok güzel bir kadındı.
Sonra içten Tanrısı'na yalvardı
Koştu kapıya hızla,ardından Züleyha
Uzandı tutmak için reddedilmiş hırsla!
Bembeyaz gömlek yırtıldı Yusuf'un sırtında
O gömlek ki bir kez daha bulanmıştı kanına.
Artık vardı derin bir yara
Yusuf'un hem sırtında hem canında
Züleyha'nın ise bağrında ve bahtında...
Alıntı:
BEĞENDİYSEN NE A'LA
İKİNCİSİDE HUZURLARINIZDA.........
Züleyha'nın Bahtı -II-
Güzeller güzeli Züleyha!
Çöllerin Prensesi,
Nil'in İncisi,
Kaptırdı bir kere,
Gönül bu; gelir mi hiç dize?
Anladı ki,izin vermez
Gönül Lugatı'nda nakşetmeye
'Yusuf' 'tan öte söze.
Potifar iyi insan
Züleyha'ya eş
Tayin edilmiş birkez,
Bu denklem çözülemez!
Züleyha'nın kalbi kuş
Altından kafeste;
O Kafese Potifar,hiç girmedi,giremez!
Oysa Züleyha etmişti yemin,
Kocasına bağlanacaktı derin
Olmadı,olamadı
Sorulan sorular vardı...
Potifar'ın cevap kağıdı ise dolamadı.
Sabah kalktı, baktı Züleyha;
Doğan güneş Yusuf.
Çeşmeleri açtı Züleyha susamış;
Akan su Yusuf.
Bahçedeki gülleri kokladı
Kokan gül Yusuf.
Gözlerini yumdu Züleyha;
Karşısında duran Yusuf.
Gece oldu karanlık,
Baktı gökyüzünde; parlayan Yusuf.
Tepeden tırnağa
Sadece Yusuf bu dünya.
Anladı ki varlığı
Yusuf'tan ibaretti.
Beynine kanına
İşledi şeytan
Fırlamıştı birkez
Ok yaydan.
İflah olmaz Züleyha,
Aşkına dokunmadan.
Güzeldi gözdeydi herşeye sahipti
Köle Yusuf, nasılsa
Züleyha'ya 'evet'derdi!
Kavuşmak için Sevgili'ye
Züleyha'ya gerek bir Aşk Mabedi.
Emir verdi herkese
Tez elden dikile
Sarayın bahçesine
Görkemli bu dört duvar,
Sormadı soramazdı hiçkimse ve dahi Potifar.
Eleştiren sorgulayan kadınlar vardı
Mısır'da bir dedikodu yayıldı.
Bir Gözde,Bir Lotus Çiçeği Züleyha
Nasıl böyle yanıldı.
Gönüldü bu elbet aşka akardı
İnsan bu aşkı böyle aleni mi yaşardı?
Herşey gizli olmalıydı.
Hepsi evliydi,hepsi aşk yaşardı
O kadar gizli yaşadılar ki aşklarını
Kendilerinin bile haberi olmadı!
Züleyha ispat için
Tüm kadınları evinde topladı
İkram verilen tabaklarda
Meyveler ve bıçaklar vardı
Sonra Yusuf'u çağırdı
Görünce güzelliği aşkı
Hepsi parmaklarını doğradı.
Hiçbiri kanayan parmaklarının farkına bile varmadı
O anda hepsi Züleyhayı anladı
Böyle güzel bir aşk gizli kalamazdı.
Zaman geldi,zaman durdu
Çağırdı Züleyha
Yusuf emrine koştu
Züleyha'nın kalbi çırpınan kuş
Yusuf'un yolu ise dikenli yokuş.
Olmadan Tanrı'nın emri
Yoktu Züleyha'nın emrinin bir değeri!
Bir an kararsız kaldı,
Gerçekten
Züleyha çok güzel bir kadındı.
Sonra içten Tanrısı'na yalvardı
Koştu kapıya hızla,ardından Züleyha
Uzandı tutmak için reddedilmiş hırsla!
Bembeyaz gömlek yırtıldı Yusuf'un sırtında
O gömlek ki bir kez daha bulanmıştı kanına.
Artık vardı derin bir yara
Yusuf'un hem sırtında hem canında
Züleyha'nın ise bağrında ve bahtında...
Alıntı:
Nur Tongarlak
Züleyha serisinin ikinci bölümü için de teşekkürler.
Sabah kalktı, baktı Züleyha;
Doğan güneş Yusuf.
Çeşmeleri açtı Züleyha susamış;
Akan su Yusuf.
Bahçedeki gülleri kokladı
Kokan gül Yusuf.
Gözlerini yumdu Züleyha;
Karşısında duran Yusuf.
Gece oldu karanlık,
Baktı gökyüzünde; parlayan Yusuf.
Tepeden tırnağa
Sadece Yusuf bu dünya.
Anladı ki varlığı
Yusuf'tan ibaretti.
harika sözler.Ne kadar da güzel anlatmış