yolda karşılaştığımızda
mandalina kabukları koyardık gözlerimizin üzerine
artsın acılara dayanıklılığımız diye...
der Haris Alexiou, “Kitrini Poli” şarkısında
güneşin her akşam sularına gömüldüğü öbür sevdalı kıyıda
ve piyanosunun siyah beyaz tuşlarıyla
alır götürür beni eski bir sokak ortasına
kenarı tırtıklı, siyah beyaz bir fotoğrafa
yıllar sonra, ne olmuştur acaba
o bir zamanlar mandalina kabukları konulan göz kapaklarına
o sonu mutlaka ayrılıkla bitecek çocukluk
ama tüm yaşamın tek gerçek aşkına
neler gösterilmiştir o iki çift göze
artık neleri görmesi istenmemiştir o iki çift gözün
dinmez yağmurlar yağarken yanaklara
ve kim
bir daha, hangi başka gözün üzerine koymuş
koyabilmek için yanıp tutuşmuştur
bir başka mandalinanın kabuklarını
dayanıklılığı artsın diye acılara
kaç saniyede
kaç göz açıp kapayışında geçer uzun seneler
yağmaz yağmurları beklerken çorak yanaklar
gözlerin altındaki torbalar
geçmişini göremezken büyükler
geleceği mi görür çocuklar
...
yolda karşılaştığımızda
mandalina kabukları koyardık gözlerimizin üzerine
artsın acılara dayanıklılığımız diye...
benim gozlerim de kapalı
Muammer Ketencoğlu’nu dinliyorum
lambası yanmasa da olacak bir odada