gün tükenir güneş solar
yüreğimde yaram kanar
gözüme kara bulutlar
çöker akşamdan akşama
yüreğimde bir eşkiya
kanar çırpar ufuklara
sözümüz vardı dağlara
uçar akşamdan akşama
adına kına gelince
hüküm edemem yüreğime
bir hüzün inceden ince
çöker akşamdan akşama
yüreğimde bir eşkiya
kanat çırpar ufuklara
sözümüz vardı dağlara
uçar akşamdan akşama
Ömrümüz
yokluğuda varlığıda bölüştük
dost omuzuna omuz verdik dövüştük
payımıza acı düştü gülüştük
ömrümüz sular gibi
ömrümüz rüzgar gibi
ömrümüz dağlar gibi
geçti ömrümüz
dil bilmeze dil olupta söyledik
yol bilmeze yol olupta söyledik
dağları yol güneşi yar eyledik
badem çiçekleri gibi ömrümüz
ömrümüz sular gibi
ömrümüz rüzgar gibi
ömrümüz dağlar gibi
geçti ömrümüz
Yokluğun Ölüm
deniz aynı deniz
ay ışığı sensiz
rüzğar sus pus olmuş
dalgalar sensiz
ben sensiz yorgunum
ben sensiz vurgunum
ben sensiz sürgünüm
yokluğun ölüm
gülün rengi solmuş
çiçekler sensiz
şarkıların tadı yok
türküler sensiz
ben sensiz yorgunum
ben sensiz vurgunum
ben sensiz sürgünüm
yokluğun ölüm
GÖÇ
kalktı göç eyledi bizim oralar
önce uzun uzak yollar kaypoldu
sıtmadan gömdüğüm kızımın kalbi
sonra nazlı nazlı yollar kayboldu
yollara düşmüşüz yolumuz gurbet
artık adım sürgün her yerde hasret
bekle bizi ülkem bekle memleket
göçmen kuşlar eve dönecek elbet
yağmurlar başladı gök bize ağlar
umutla ördüğüm damlar kayıp oldu
yarım kaldı aşklar yarım sevdalar
sonra boylu poslu aşklar kayıp oldu
yollara düşmüşüz yolumuz gurbet
artık adım sürgün her yerde hasret
bekle bizi ülkem bekle memleket
göçmen kuşlar eve dönecek elbet
SAKLIMDA
sen şimdi cok uzaktasın
aşılmaz dağların arkasında
sen şimdi cok yakındasın
bir soluk kadar yanı başımda
Saklımda sevdan saklımda sevdan
saklımda en solumda
bir uzak kenti yüreğim
yağmalanmışım terk edilmişim
yağmursuz nisan gibiyim
mavi bir bulut bekler gözlerim
Saklımda sevdan saklımda sevdan
saklımda en solumda
UNUTULURSUN
deryalarda sal olursun
bir kurmuş dal olursun
sözün biter lal olursun
unutulursun
unutulursun unutulursun yıllar geçer
dün olursun unutulursun
unutamazsan unutamazsan
tutuşursun kül olursun unutamazsan
neredesin soran olmaz
ne haldesin bilen olmaz
yaraların saran olmaz
unutulursun
unutulursun unutulursun yıllar geçer
dün olursun unutulursun
unutamazsan unutamazsan
tutuşursun kül olursun unutamazsan
HIDIR
bir bulutun ardı sıra
dağlara cıktı hıdır
bir sevdanın peşi sıra
vurulup düştü hıdır
dayan hıdır dayan hıdır
bu dağın ardı sınır
dağ dediğin nedir hıdır
yol eyleyip geçersin
kar dediğin nedir hıdır
rüzğar olup uçarsın
dayan hıdır dayan hıdır
bu dağın ardı sınır
Senin Adın
senin adın yağmur rüzğar olacak
senden bana solmuş resim kalacak
anılarım son sevgilim olacak
bende seni öldür öldür öyle git
bakışımda senin izin kalacak
yüreğimde senin sızın kalacak
gülüşümde inan izin kalacak
yüreğimde inan sızın kalacak
sensizliğim zaten sonum olacak
bende seni öldür öldür öyle git
bende seni öldür öldür öyle git
Söyleyemedim
düşlerde sevdim seni söyleyemedim
sessiz öptüm nefesini söyleyemedim
sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
sana ben hayaller düşler büyüttüm
sana ben hummalı aşklar büyüttüm
SÖYLEYEMEDİM
Mîn jitere helbestan qotınan mezin kır
mîn jitere evinek galez mezin kır
mîn jitere buharan havinan mezin kır
nıkarım ku bejim!
Anlasana
sen gidince
ekmek zeytinsiz kaldı
nisan yağmursuz
senden sonra
deniz mavisiz kaldı
gece yıldızsız
anlasana nasıl yandım sana
anlasana nasıl yandım sana
anlasana nasıl sevdim seni
anlasana nasıl sevdim seni
senden sonra
dağlar rüzğarsız kaldı
yüreğim ıssız
sen gidince
şiirler öksüz kaldı
sözler anlamsız
anlasana nasıl yandım sana
anlasana nasıl yandım sana
anlasana nasıl sevdim seni
anlasana nasıl sevdim seni
Yalan
nasılda aldanıp
sevmişim seni
nasılda ömrümü/gönlümü
vermişim sana
aşk yalanmış sevda yalan
keder oldu bana kalan
bir masalmış bu yaşanan
yalanmış yalan
yalanmış bakışın
gözler yalanmış
yalanmış gülüşün
sözler yalanmış
aşk yalanmış sevda yalan
keder oldu bana kalan
bir masalmış bu yaşanan
yalanmış yalan
CATGELİN
catgelin ilk aşkımdın
cocukluk arkadaşımdın
şaçların harman yeri
endamın düzde fidan
ya kürddün ya çerkezdin
çocukluk fark etmezdi
sen çerkezdin ben kürd çocuktuk fark etmezdi(burayı kendime göre yaptım)
ne kaçınca ardından ağlayaçak bir balonu oldu ne de saçları kadar uzun ömrü.Tarihin o en alhasız vahsazı sütü irin sütü kezzap sütü kan papürüz dağlarına küskündür zaman.yani oldum olası namus içinde kımıldısız ve yaslı deniz görmeden ölen bir kız çocuğunun gözleri kadar umarsızdı içimin eşkiyası
uyurduk cerenlerle
sürünlerle gülerdik
çeşmeye bulak derdik
susadıkça giderdik
sanki hiç ölüm yoktu
tek yoksul yoksulluktu
en kurşun gibi dost doğru yaşayan ey denizli mutluluklar işleyen tatil yüzlü kitablara ey hafızdan homerustan çırçırlı akşamlara kalan
Söyle:
ÖLÜ BİR KIZ NERESİNDEN ÖPÜLÜR TENİ CEVAHİR DUDAKSIZ BİR KIZ
adı catgelin olan
Yasaklarda
sabahı öptüm gözlerinde
geceyi yaktım
ateşi aldım dudağından
sözleri yaktım
ben seni uzaklarda
ben seni tuzaklarda
ben seni yasaklarda SEVDİM
ben seni yasakalarda
baharı öptüm saçlarında
kışları yaktım
umudu aldım yüreğinden
düşeri yaktım
ben seni uzaklarda
ben seni tuzaklarda
ben seni yasaklarda SEVDİM
ben seni yasakalarda
MEĞERSE
boş yere bekledim dönersin diye
bir kere yüzüme gülersin diye
boş yere yanmışım seversin diye
sevmesende olur
boş yere bekledim dönersin diye
dönmesende olur
meğerse sulara yazmışım seni
meğerse rüzğara yazmışım seni
yanık kavgamda sevmişim seni
sevmesende olur
hep seni özledim dönersin diye
yeniden yüzüme gülersin diye
boş yere yanmışım seversin diye
sevmesende olur
boş yere yanmışım seversin diye
sevmesende olur
meğerse sulara yazmışım seni
meğerse rüzğara yazmışım seni
yanık kavgamda sevmişim seni
sevmesende olur
kurmuş yaprak olsam
bir çorak toprak olsam
içmem bir yudum senden
kerbelada su olsan
Bahrevan
Diyarbakır kokardı saçların, gözlerin Bahrevan
Her geldiğinde bana sen, dururdu zaman
Firar ederdim gözlerine, mültecin olurdum
Ben peşinde rüzgâr olurum
Ben peşinde Ferhat olurum
Ben peşinde Fırat olurum
Sen de Dicle…
Gelirsen ayın tam üstünde kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını
Harran papatyadan bir gelinlik giyer arsız, zamansız
Gelirsen Dersim’e Dersim’e kırlangıçlar geri döner, Munzur gülümser
Gelirsen kızıl bir gelincik olup açacak Ararat, Zap sana koşacak durmaksızın
Gelirsen Batman’da intihar son kurşununu kendine sıkacak
Ani kurtulacak susmaların dilinden
Ve Çorum ve Maraş ve Sivas yüzünü yıkayacak yağmurda
İçimdeki Kızıldeniz doydu kana
Kızılırmak’tan alayım selamını
Merhaba de vurulmuş güvercinler aşkına merhaba
Ben peşinde rüzgâr olurum
Ben peşinde Ferhat olurum
Ben peşinde Fırat olurum
Sen de Dicle…
Bilesin
Rüzgar olup saçına dokunduysam
Yağmur olup gözlerinden aktıysam
Yakınım sen uzağım sen olduysan
Sana olan sevdamdandır bilesin
Dağlarını yol edip gezindiysem
Tuzunu yarama melhem bildiysem
Yollarına milyon kere öldüysem
Sana olan sevdamdandır bilesin
Yar diye koynuma seni aldıysam
Seninle tutuşup senle yandıysam
Günü gelir bir başıma kaldıysam
Sana olan sevdamdandır bilesin...
Dağlar
Öyle bir gülümse ki
gülüşün tutuklansın
bakışın yasaklansın
dağlar;
dağ olmaktan utansın
Gülersen
Gülersen
Mardin'de Deyrul Zeferan'da
Vaftiz olur bütün çocuklar
Fırat Dicle'sine kavuşur
Şattül Arap çöl olur
Gülersen
Ağrı'da İshak Paşa Sarayı'nın gölgesinde
Ahmede Xani mezarında gülümser
Gülersen
Iğdır'da meçeli bir kayısı ağacı çiçek açar
Açar bahçesinde gülleri annemin
Gülersen
Erzurum'a bahar gelir
Mardin kapı şen olur
Gülersen
Gece Siyabend'e kavuşur yıkılır Nemrut'lar
Gülersen
Annemin gözbebeklerinde ülkem de güler