1999 yılında Ankara'da çıktıkları ilk bar programlarından bu yana, mevcut normları zorlayan, spekülatif ve kışkırtıcı sahne performanslarıyla Ankara'nın tartışmasız en popüler ve hakkında en çok konuşulan grubu haline gelen ve bugüne kadar Raindog ismiyle 1000'e yakın sayıda sahne performansı gerçekleştiren grup, albüm çalışmaları esnasında Türkçe bir isme geçiş yaparak "Zakkum" adını kullanmaya başladı.
Yusuf Demirkol, Cem Senyücel, Eren Parlakgümüş ve Emre Yılmaztürk'den oluşan Zakkum grubu, seneler boyu Placebo, Morrissey, Suede, Radiohead, Pulp gibi Britpop gruplarının şarkılarına yaptıkları kendilerine özgü cover'ların yanında, aykırı duruşları ve sahne görselliğinden asla imtina etmeyen yaklaşımları ile kendilerine sadık ve geniş bir dinleyici kitlesi yarattılar.
Zakkum grubunun "Zehr-i Zakkum" isimli ilk albümünün prodüktörlük koltuğunda, daha önce Teoman, Nev, Çilekeş gibi birçok ismin de prodüktörlüğünü yapmış olan Volkan Başaran'ın bulunduğu çalışmada; 1980'ler Türk pop müziğinin unutulmaz sesi Seyyal Taner ve Türk rock müziğinin tanınmış ismi Teoman ile yapılmış birer de düet yer alıyor.
Albümün enstrüman kayıtları Raks Marşandiz Stüdyoları'nda (RSM), vokal kayıtları ise Mine Erkaya'nın stüdyosunda gerçekleştirildi. Orta Dünya Müzik etiketi ile, 2007 senesi Ocak ayında piyasaya sürülen albümün kapak ve görsel tasarımları ise, Mustafa Kural'a ait....
Zakkum'un albümden ilk single olarak piyasaya sürülen "Ah Çikolata" şarkısının klibinin yönetmenliği, rock müzik piyasasındaki birçok başarılı klibe imza atan Murad Küçük tarafından yapıldı ve çekimler, Maslak'ta gerçekleştirildi.
Grubun vokalisti olan ve bestelerin çoğunun altında imzası bulunan Yusuf Demirkol, gerek aykırı sahne duruşu, gerek sivri dili, gerekse de bir imza niteliği taşıyan kendine özgü ses rengi ile önce Ankara'nın ve son bir sene içerisinde de İstanbul'un underground Rock piyasasının en bilinen simaları arasında yerini aldı. Yusuf Demirkol'un kışkırtıcı, marjinal, provokatif ve nev-i şahsına münhasır sahne anlayışı sayesinde gerek kendisi, gerekse de Zakkum grubu, görsel, yazılı ve sanal yayın organlarında defalarca yer aldı.
Grubun davulcusu olan Cem Senyücel ise, Yusuf Demirkol ile beraber grubun ilk günlerinden beri değişmeyen tek elemanı olmasının yanı sıra, albümdeki bütün şarkıların sözlerine tek başına imza atarak, Türkiye müzik piyasasındaki davulcular arasında bir ilki gerçekleştirdi ve müzisyenlik dışındaki diğer becerisini de Zakkum grubunun albümüne yansıttı.
Gene bestelerin bir kısmında emeği bulunan gitarist Eren Parlakgümüş ise basçı Emre Yılmaztürk ile beraber, Zakkum grubunun bar ve konser performanslarının vazgeçilmez simaları oldular ve kendi tarzlarını yarattılar..
Ağlat Beni
Uykunda izledim seni, masum ve bir başına...
Bak demin gülümsedin dokununca dudağina..
Bir ayrilik mı eksik yüzünün kivriminda?
Yarin uyandiginda, benden kalacak o da...
Bir fotoğraftır belki bende saklı kalan
İlkbaharda çekilmiş sonbaharda yakilan
Kör baliklar gibi ağlara takilan..
Sigaramin ucunda derdimi harmanlayan
Ben kendim yapamadım
Bari sen ağlat beni
Ağlat beni ağlat beni
Ağlat beni ağlat beni
Mevsimler geçecek
Sesler silinecek
Gözyaşlarin düşecek
Yanaklarin nemlenecek
Ama bir gün gelecek
Tekrar yüzün gülecek
Ahtapotlar
Biz guzel olamadik, sorular soramadik
Birbirimizden baska bir cevap bulamadik
Biz hic alisamadik, bir kaliba uyamadik
Birbirimizden baska bir dala konamadik
Son bir gece daha cirkin olalim
Aynalara degil, birbirimize bakalim
Bir hayatti tutunamadik
Gel ona bir son yazalim
Biz guzel olamadik, dikis tutturamadik
Birbirimizden baska bir siper bulamadik
Son bir gece daha cirkin olalim
Aynalara degil, birbirimize bakalim
Bir hayatti tutunamadik
Gel ona bir son yazalim
Gomlegim beyaz olsun, sen sec kiravatimi
Etegin kirmizi olsun, acik birak saclarini
Son kez giyin benim icin ve sen utule kravatimi
Bir kagit bir kalem bul, karala son satirlarini
Ahtapotlar gibi son defa dolanalim birbirimize
Ellerimde ellerin elele..
Son bir gece daha cirkin olalim
Aynalara degil birbirimize bakalim
Bir hayati tutunamadik
Gel ona bir son yazalim
Anlıyorsun
Kokusu mu sinmis yastigina, uykuna gem vurmus
Arzusu mu dinmis yoklugunda, gozlerine perde dusmus
Gizlice akan gozyasinda, yanaklarin suyunu cekmis
Şarkısı mi bitmis kulaklarinda, gece yarisini coktan gecmis
Biliyorsun bitecek
Gozlerin yorgun dusecek
Yanlizlik, henuz bir bebek
Gunden gune buyuyecek
Bir mavi bisiklet mi kalmis, cocukluk ruyasinda
Baska renk mi duslemis kalbin, kirmizi odasinda
Çikolata
Uzun konuştuk bütün gece
Ama bak üstün açık uyumuşsun sen yine
Usul usul konuştuk bütün gece
Avuçlarımda taşıdım sonra seni ben yine
Rüyalarını havaya savurmuşsun
Hüzün dolu yüzün ve sensizken uzun gece
Ama bak habersiz ve umarsızsın sen yine
Avuçlarımda aradım sonra seni ben yine
Rüyalarını havaya savurmuşsun
Ah çikolata, yarama merhem olsana
Ah çikolata, onu unuttursana
Ah çikolata, hadi sözünde dursana
Ah çikolata, beni benden alsana
Erkek Adamsın
Aci ceksem de alisacagim
Tuza mupteladir yaralarim
Kalabaliga karisacagim
Ama terketmeyecek korkularim..
Her devirdigim buruk kadeh,
Bir oncekine kufredecek..
Nefesim kesildiginde
Kimse beni ozlemeyecek..
Her saat her dakika
Bogazimda dugumlenecek
Artik cevap arama..
Ama sen aglayamazsin
Sen erkek adamsin
Gulen yuzunun ardinda
Gizlice kanayansin
Bunlara aglayamazsin
Sen erkek adamsin
Gulumsemenin ardinda
Gizlice kanayansin
Her saat her dakika
Bogazimda dugumlenecek
Artik cevap arama..
Bir gun gelip cattiginda
Bilegimi kesecek bicak..
Ama tek damla kan akmayacak..
Hebenneka
Topuklu kırmızı ayakkabına
Sokak boyuncaki çalımlarına
Lavanta kokulu o gerdanına
Biraz da laftan anlasana
Herkesi öpme
Mahallede söz olur
Herkesi öpme
Hafifmesrep olur
Herkese verme gönlünü
Ayıp olur
Sen yine hebenneka
Hesap kitap nedir bilemezsin
Giydigini tekrar giyemezsin
Rujunu tasırmadan süremezsin
Bu gidisle gelinlik giyemezsin
Hipokondriyak
Her birliktelik kalbinin emzireceği bir yeni bebektir.
Önce emeklemeyi sonra yürümeyi öğretmen gerekir.
Kalbindeki sütü tüketmediler mi?
Bazen hiç başlamaması bir gün bitmesinden iyidir.
Çünkü beraberlik yaşlanırken bir terkediş gençleşir.
Seni hiç terketmediler mi?
Aslında dostluklar da kardan adam gibidir.
Eriyecekleri bile bile inşa edilir.
Kapım neden hiç çalmıyor artık?
Fotoğraflardaki insanlar hatırlıyor mu beni? İsimleri neydi?
Bunların yüzleri çok tanıdık...
Yalnız kalmak bir ilaç mıdır yoksa hastalığın ta kendisi mi?
Işığı görünce karanlığa kaçıyorum hemen böcekler gibi.
Bir şeye çok uzun süre bakarsan onu görmemeye başlıyorsun.
Hayat, keşke bu kadar etobur olmasaydı...
İşte sen! Kurbanlarından korkan kanlı zalim bıçak...
Sen! Kendi gölgesinden bile korkan bir paranoyak...
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Sen! Kırık cam üstünde yalınayak ve çırılçıplak...
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Bir paranoyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Bir paranoyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Bir paranoyak
Bir paranoyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Kalbi çoktan iflas etmiş kimsesiz bir kardiyak !
Kalbi çoktan iflas etmiş kimsesiz bir kardiyak !
Yalınayak ve çırılçıplak...
İşte sen !!!!
Bir paranoyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Bir paranoyak
Bir hipokondriyak
Bir hipokondriyak
Siz ikiniz siz ikiniz benim hakkımda ne konuşuyorsunuz?
Senin... Senin ismin neydi?
Her birliktelik kalbinin emzireceği bir yeni bebektir. Önce emeklemeyi sonra yürütmeyi öğretmen gerekir..
Kapat Perdelerimi
Yedi rengi gormeyen bir cocuktum buyudum
Golge gibi bedensiz bir hayata burundum
İnsan yuzu gormeyen bir diyara suruldum
Yarini hic bilmeyen bir dundum bir bugundum
Kapat perdelerimi
Artik gunes girmesin
Kimse beni bilmesin
Kapat perdelerimi
Kalbin beni sevmesin
Derdim sana gecmesin
Sussun istiyorsun su koca kalabalik
Bombos olsun sokaklar, calmasin telefonun
Hic kimse ozlemesin, gelmesinler kapina
İhtiyacin yok cunku yeni bir hatiraya
Hayat cok guzeldi
Durduk yere uzuldum
Her dogum gunumde
Neden bir yas kuculdum?
Yaralısın
Yalnizsin, kuslara hasret bir korkuluk gibi
Unutulacaksin, hic okunmamis eski bir kitap gibi
Yorgunsun, artik murekkep tutmaz bir defter gibi
Yikilacaksin, yirtip atilan son bir mektup gibi
Yaralisin ve yarali kalacaksin
Geceleri yataginda yarana sarilacaksin
Yalnizsin, yapraklarin orttugu eski bir sokak gibi
Kuskunsun, baliklarini kiyiya vuran bir okyanus gibi
Yagmursuzsun, hikayesi eksik bir ihtiyar agac gibi
Anlamsizsin, cocuklarin korktugu bir donme dolap gibi
Yaralisin ve yarali kalacaksin
Geceleri yataginda yarana sarilacaksin
Yalnizsin.. korkuluk gibi..
Yorgunsun.. istanbul gibi..
Yikilacaksin.. bir duvar gibi..
Unutulacaksin.. her yalniz gibi..
Yalnizsin.. bir bedel gibi..
Yorgunsun.. istanbul gibi..
Kuskunsun.. bir cocuk gibi..
Unutulacaksin.. her yalniz gibi
Zehr-i Zakkum
Küskün, üzgün, düşkün bakışların
Gözlerime saplanan iki mızrak sanki ...
Bitkin, gergin, yorgun gözyaşların
Sararıp da dökülen birkaç yaprak belki ...
Küsmüş de solmuş bir zakkumdu sözlerin
Yorgun....
Yaşlarla dolmuş bir kadehti gözlerin...
Sarhoş....
Kırgın, bıkkın, dargın yakarışların
Lunaparkta unutulan bir çocuk sanki