12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın ölümünün üzerinden 6 yıl geçti. Acısı hâlâ yüreklerde…
Bugün Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın Mardin Kızıltepe'de evlerinin önünde katledilişinin yıl dönümü. Polisler tarafından 13 kurşunla katledilen Uğur, bugün Kızıltepe'de anılacak.
21 Kasım 2004 tarihinde "meçhul" biri tarafından polise Turgut Özal Mahallesi'ndeki bir evde eyleme hazırlanan "teröristlerin" bulunduğu ihbarı yapıldı. Polis savcılığı arayarak evde arama yapılması için sözlü izin aldı.
Evin etrafını saran polisler, 31 yaşındaki kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur Kaymaz dışarı çıkarken ateş açtı. Saldırıda 12 yaşındaki Uğur ve babası yaşamını yitirdi. Uğur'un küçük bedenine 13 kurşun isabet etmişti.
Devlet terörüne çok güzel bir örnek... Nasıl ki 13 kurşun terörse 33 kurşunda terördür... 23 ekimde yapılanda terördür... Aktütündeki de terördür... Uluderedeki de terördür... Terörün rengi dini dili ırkı mezhebi olmaz... Vatandaşların mal ve can kaybına sebep olan bütün eylemleri yapan gerek devlet gerek örgüt olsun tamamının yaptıkları terördür.
ßæ
__________________ qüLün héP qüLDükLérime... sıkıySa öLün bakaLım... héR güN öLDükLérime...
Burda altı çizilmesi gereken bir nokta var o da ;
Devletin terör yapmak değil, terörün her türlüsüne karşı çıkıp buna zemin hazırlayacak bütün adım ve kararlardan kaçınıp devlet olabilmenin Hak'kını verebilmektir.Zaten bunu sağladığı zaman her şey kendiliğinden rayına girecektir.
Altı çizilen nokta hakkında güzel ve bir o kadar da gerçekçi bir yorum... Lakin devletleri yönetenler insanlardır ve bu insanlar kendi siyasi düşüncelerine göre devletleri yönettikleri için hakların ve halkların eşitliğini göz ardı etmişlerdir. Ancak devletin bir hak ya/yada halka karşı uygulamış olduğu terör; halkın örgütler kurarak diğer halklara terör uygulaması hakkını vermez. Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilemez. Yani 2yanlış 1doğru etmez, 2yanlış 2yanlış eder.
ßæ
__________________ qüLün héP qüLDükLérime... sıkıySa öLün bakaLım... héR güN öLDükLérime...
Peki gerek halk tarafından gerek halkın temsilcileri tarafından yasal olarak demokrasiye uygun olarak yapılan adımlar,eylemler,protestolar,yaklaşımlar,teklifler ve taslaklar vs. tam tersi bir etki yapıp insanlar bilinçli olarak şiddete itiliyorsa bunlar dile getirildiği için ağır cezalar veriliyorsa temsilcilerinin varlığı gözardı edilip en alt birimler tarafından bile gereken saygıyı görmüyorsa ve tüm görsel ve yazılı medya tarafından öcü gibi gösteriliyorsa ve daha bir çok yol tıkama yöntemleri kullanılırken ne yapılır evet şiddet kesinlikle çözüm değil ama sonuçtan çok sebebiyetlere ve yanlışlara bakmalıyız, bakmalıyız ki sonuç değişebilsin !
Kimi zamanda yönetimlerdeki tek yanlış bir çok yanlışı doğurur ve var olan doğruları götürür...
__________________
"SeN" 0L da;
İster yar oL ister yara !!
Lütfun da ßaşım üstüne kahrın da...
Konu RoN@hi tarafından (11/06/12 Saat 19:06 ) değiştirilmiştir..
Sonuçtan çok sebebiyetlere ve yanlışlara bakmak sözü; savunma psikolijisinden öte bir şey değildir.... Sebep her ne olursa olsun insan hayatı kadar kıymetli bir şey yoktur... Ve her ne sebeple olursa insan hayatına kıymak hakkına kimse sahip olamaz...
Her ne sebeple olursa şiddete, ölüme, huzursuzluğa ve kaosa sürükleme amacı gütmek elbette kabul edilir bir durum olmasa gerek... Halk tarafından seçilen insanlar her ne sebeple olursa kendisini seçen insanlardan dolayı bile olsa saygıyı hakeder... Düşünce, fikir, amaç gütmeksizin herkes saygıyı hakeder... Ancak saygı yada saygısızlıktan öte şiddet uygulamaktır benim derdim ve düşüncem...
Uzun lafı kısası şiddetin her türlüsü yanlıştır... Kimin yaptığının önemi yoktur.
ßæ
__________________ qüLün héP qüLDükLérime... sıkıySa öLün bakaLım... héR güN öLDükLérime...
Sonuçtan çok sebebiyetlere ve yanlışlara bakmak sözü; savunma psikolijisinden öte bir şey değildir.... ßæ
Savunma psikolojiden ziyade neden-sonuç ilişkisine dayanan ikilemin altını çizmek istedim.Sonuç ağır sonuç kayıplarla dolu sonuç yanlışlarla dolu iken bu sonuçların nedeni ortadan kaldırılmak zorundadır.Bu sebeplere sebep eklememelidir.Değinmek ve vurgulamak isteğim nokta burasıdır!
Alıntı:
tutsak_07_´isimli üyeden Alıntı
Sebep her ne olursa olsun insan hayatı kadar kıymetli bir şey yoktur... Ve her ne sebeple olursa insan hayatına kıymak hakkına kimse sahip olamaz...
ßæ
Çok doğru bir düşünce. Ama zaten bu sonuçlarıda doğuran nedenlerden biride bu değildir midir ? İnsanı insan olarak görmeyip mensup olduğu dile,ırka,millete göre muamele yapıp insan canının,değerinin,varlığının hiçe sayılmasıdır.
Neyse bu konular oldukça derin konular kişiye ve sahip olduğu bakışaçısına,yaşadıklarına göre de oldukça değişen bir konu ve yazı dili ile de düşünceler bazen yanlış anlaşabiliyor bu nedenle burda noktalamak en iyisi sanırım.
Neden sonuç ilişkisini irdelemek elbette gerekli ve şarttır... Bir olayın bir olgunun sebebine dayanarak ölüme yol açacak şiddete başvurmak, karşı tarafın uyguladığı şiddetle hiçbir ilgi ve alakası olmayan kişilerin canına kastetmektir benim derdim...
İslam dininde din, dil, ırk ve millet ayrımı yapmaksızın herkes eşit haklara sahiptir ve ancak üstünlük takva iledir... Söylemek istediğim şey; gerek devlet olsun gerek örgütler olsun gerekse kişisel olsun insan yaşamına kastetmek yanlıştır ve insan yaşamına son vermek hak değildir... Yaşama hakkı her insanın temek hakkıdır...
Ölüm bir çözüm değildir... Konuyu kapatsak iyi olur bencede ...
Selametle...
ßæ
__________________ qüLün héP qüLDükLérime... sıkıySa öLün bakaLım... héR güN öLDükLérime...