Arabasını çok hızlı kullanıyordu. Şehirler arası trafiğe çıktığında hız sınırını aşar, 150-160'la giderdi. Kendi hayatına değer vermediği için, başkalarının hayatını hiçe sayardı. Neden hızlı araba kullanıyorsun diye sorulduğunda, araba dediğin hızlı kullanılır, şeklinde anlamsız bir cevap vermişti. Birkaç kez kaza yapmış ve bu kazalardan ucuz kurtulmuştu.
Bir gün İstanbul'dan Ankara'ya gitmek üzere yola çıkacaktı. Evinden çıktı, arabasına doğru yürüdü. Albatros oradaydı. Dürbünlü tüfeğiyle sorumsuzu tek kurşunla alnının çatısından vurarak yere serdi.
Ona Albatros derlerdi, asıl adı Reşit'ti. Dürbünlü tüfeğiyle sorumsuz avına çıkmıştı ve plastik kurşun kullanmıştı. Bir saat sonra yattığı yerden doğrulan ve aklı başına gelen sorumsuz, trafik kurallarına uyacağına, yerleşim yeri içinde 50km'yi, bölünmüş yollarda 110km'yi, otoban yollarda 120km'yi geçmeyeceğine kendi kendine söz verdi.