Peri masallarından çalıntı anlarla süslenmiş zamanın ,içinden yazıyorum sana..
Oda karanlık ,mum ışığı bile korkmuş gözlerle ışıldıyor..Yüzümde hüzünlü bir gülümseme , yanımda yorgun sözler..
Her birini çantamdan özenle çıkarıp , yanıma koyuyorum..Bazıları kırılmış , bazıları bozulmuş ama düzeltiyorum kendimce..
Sana yazılan,senin yazdığın,vaktinde yaşanmış tüm anılara inat ben yazıyorum şimdi sana..
Bize,bana,sana yazıyorum..
Yazdıkça uzuyor cümleler..Kısadan bir çay molası istiyor kelimeler , duracak yer zaman yok diyip devam ediyorum..
Seninle bir yaz akşamı , bir kadeh rakı içip , dertleşmenin..
Radyoda çalan Türk Sanat Müziği namelerinin , tenini okşamasını izlemenin..
İki damla haylaz gözyaşının , unutulmuş tozlu günlük aralarından fırlayıp , gözlerimden düşmesinin tadını , kim ya da ne verebilir..
Benzemeyemez kimse sana..
Kimin gülüşü bir kardelenin mucizesi olabilir..
Kim güneşin sadakatini gökyüzüne verdiği kadar , verebilir bana sevgisini..
Senden başka..
Sana bakarken , güzel ellerin yüzümün kıvrımlarından sakince dolaşıp beni severken , dudağında tek bir şarkı , birde minik tebessüm benden sana yadigar kalırken..
Ve şarkı başlar..inceden..hicazdan… Benzemez kimse sana