Çok merak ediyorum kendimi Başıma birşey mi geldi Öldüm mü kaldım mı Hiçbir haber yok kendimden
Bu sabah kapımı çaldım Kapıyı açan kendim Bir süre kendime baktım Bu güleç yüz bendim
Oh ne güzel bir sabah Bugün de yaşıyorum demek Benden başka yok kimsem Beni merak edecek.
AZİZ NESİN
dinime laf eden müslüman olsa desem ne kadar doğru olur acaba?=) aziz nesini normalde okurum; fakat bu şiirini hiç duymamıştım..çook güzelmiş.eee bizim yoldaşdan da bu beklenir zaten.
Gula zeri güla zeri Gula zerı dılımıni Tu sıviyı tu gezali Tu roniya çavımıni
Her ro her ro rêya dıpım Xezalamın Xeyyıdiye Ez ji tera kılama bım Beje mıra zalım kiye
Ez zanım kı tuyı roni İşev malamın tariye Ka warê cem mı runı Va dılımın pır bariye
Sinan Karakaş (Orjinali)
------------------------------------------------------ Sarı Gül Sen sarı gül sarı gülsün Sen gönlüme sarı gülsün Sen öksüzsün sen ceylansın Sen gözümün ışığısın
Her gün her gün yol beklerim Ceylanım küsmüş benden Sana şarkı söyleyeyim Söyle bana zalım kimdir
Ben biliyorum sen ışıksın Evim bu gece karanlık Ne olur gel yanımda otur Benim yüreğim çok incedir
Sinan Karakaş (Türkçe tercümesi)
Tabi orjinalindeki tat bambaşka oluyor ama ben Kürtçe bilmeyenler için Türkçe'sini de yazdım.
Değerli bir dostumun şiirini paylaşmak istedim... Kendisi Wanlı bir şairimizdir... Biraz uzun ama çok güzel bir şiir (bence).. Sen de beğeneceksin yodaş inşallah... Fırsat buldukça şiirlerini burda paylaşacağım...
Güneşin Ezgisi
Güneşin Mezopotamyasında Ezgisi çalınmış sürgün bir sevdaya ağıt…
yürüyorsun, peşinde kırık bir türkü... tenin ve ellerin binip gidiyor ruhun hâla aynı durakta bekliyorken… anne rahminden kovulmuşsun önce sonrası ise üvey bir hayat...
kervan ve çöl aynı dili konuşurmuş ama kaç yola kervan kaç kervana yük olur sana dair biriktirdiklerim içimden geçenler ve içimden göçenlerle…
tut ki; kalem mevsimleri yazar terk edilmiş bir sonbahar aralığında. tut ki; peşinden acı kervanıyla ömrüm ayaklanır zamanı ardındaki bir ağıda mahkum ederek..
Günse; yalnızlık…. Güneşse; ömrümde bir lorili sürgündür…
tut ki; kırmışsın kalemimi elinde kalmış neyim varsa bir sürgün çizmiş de ellerin öptüğüm yerinden kanatmışsın ve artık şiir yazma demişsin bana çünkü yaşadım ben bütün şiirleri...
tut ki; beynimde bir intihar patlar hizaya sokulur ömrüm kimin umurunda? ellerim bir kurşun, şakak hizasında ki ellerim; bir ebenin elleriydi aşkı doğurtan tut ki; binerim bir rüzgara munzur olup eserim ondan belki de beni en çok saçların tanır sen tanıklık bile etmemişken sürüldüğüme…
oysa ben hep senin kahramanın olmak isterdim ey evvelim,ahirim yerim,yarim ey kanlım,katilim bendim umuda adını veren ki her katil cinayet mahalline bir kez daha uğrarmış diye…
şimdi hüznü nergis sarhoşluğunda bir Van ikindisi alnında yıldız eli mavzer yersiz ve yarsızken aşkın sürgün yolcusuyum tek tanığım gölgem ardımda unutulmuş bir türkü ve güneşin ezgisiyle…
Sevdiğim şiirlerden biri daha... Bunu da benim gibi hisseden herkes için yazıyorum... Gerçi Ahmet Altan şiirlerini pek sevmem ama bu güzel...
Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
Ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
Ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
Bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
Siz çarşaflarınızın arasında,
Bütün tehlikelerden uzak,
Güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
Usulca ruhunuza sokulup,
Sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
Birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
Ona dokunmak,
Onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...
Özlemek, o yakıcı istek,
Bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
Yanınıza bile yaklaşmadan,
Hatta onu özlediğinizden
Ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
Bütün hayatı,
Bütün görüntüleri eritip
Başka kılıklara sokuyor...
Yoldaş seninle uzun süredir ağız tatıyla bir sohbet edemedik gitti yaw.. Nerdesin yaww... Özledim walla.Neşşla da yok. Yaprak da yok ortalarda... ( Selam veriyor sonra haber alınamıyor kendisinden)