Su oldu.Küçücük bir su damlası,çağıl,çağıl yüreğimde çağıldayan…
Işık oldu,göz bebeklerimde ışıyan ….
Ses oldu,yalnız benim duyup işittiğim ….
Rüzgar oldu,tüm duygularımı savuran…………
Su gibi,ışık gibi bende benliğimin içinde saklamayı biliyorum seni….
Beklemesini biliyorum,yaratmayı biliyorum sen olmadan
Çünkü sana GÜVENİYORUM….
Mutlu olmanın keyfini yaşarken bir yanım hüzne boğuluyor.
Sanki yaşadığım her mutluluk arkasından hüznü getirecek ve
bütün güzellikler yok olacakmış gibi…………….
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Bazen içinde o kadar şey saklar ve büyütürsün ki kimseye Söyleyemediğin Gibi kendine bile itiraf etmekten korkarsın.Çünkü bilirsin ki O bile acılarını Artıracak …. Hep bir şeylere karar verir ama uygulayamazsın. Bir şeylere karar verir Adım atarsın ama geri adım atıp vazgeçerek kendin için Bir şeyler yapmayı bırakır Başkaları için yaşar ve düşünürsün. Duygularını,sevincini,mutluluğu bile başkalarına göre yaşamak zorunda kalırsın ama değiştirmek için bir şeyler yapma gücün isteğin bile kalmamıştır…
İçimde öyle fırtınalar kopuyor ki durdurmaya gücüm yetmiyor.
Umudum hayattaki beklentilerim için azaldı ve yok olmaya yüz tutuyor engel
olamıyorum.
Artık birşeyler istemekten,umut etmekten,söylemekten çok
korkuyorum.....Hatta düşünmekten bile........
bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! -
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.
Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler
yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları
Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki
sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E.. o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!