Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
NİSAN yağmurlarıyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize, senden çok uzaklarda
Evim barkımdın benim, en son şarkımdın benim
Gözlerinden içtiğim mavi rakımdın benim
Bu dağ ne rüzgarlar gördü
Ne çığlar, ne karlar gördü
Beni hiç tanımamışsın
Kaç yağmurda ıslanmışım
Ne alevlerde yanmışım
Beni hiç tanımamışsın
Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, anılar sende kalsın
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi git, sen de git...
Düşümde yarattığım hayale sen demiştin
Oysa ben seni değil, o hayali sevmişim
Evim barkımdın benim, aşkta korkumdun benim
Gözlerinden içtiğim yeşil (siyah) rakımdın benim
Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, bu şarkım senin olsun
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi gitme... n'olursun!
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Durup da söyleyemediğim bir adımsa
Gizli kapaklı
Sevda türküleri tuttursam da ben
Telli duvaklı
Yanıma korlar mı adam seni
Koparıp acıtmazlar mı beni
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi
Seni bana yar ederler mi
Yağmur bulutu unutursa
Dalında çiçeği kurutursa
Yar benden utanırsa
Düşündüm düşümden ayrı kaldım
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kalbin açık değil bu yüzden gitmeliyim
Tılsım bozuldu, seni o kadar sevdim ki
Özgürlük gitmeye izin vermeyi öğrendiğinde gelir
Yaratıcılık hayır demeyi öğrendiğinde gelir.
Sen benim dersimdin, öğrenmek zorunda olduğum
Ben senin kalendim, yakmak zorunda olduğun
Acı bazı şeylerin yanlış olduğunun uyarısıdır
Tanrıya uzun sürmemesi için dua ediyorum
Daha yükseğe çıkmak ister misin?
Deneyecek hiçbir şey kalmadı
Saklanacak hiçbir yer kalmadı
Elveda demenin gücünden daha büyük bir güç yok
Kaybedecek hiçbir şey kalmadı
İncitecek bir kalp kalmadı
Elveda demenin gücünden daha büyük bir güç yok
Elveda demeyi öğren
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Düşünüyorum da,
Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
Naif yönlerimizin keşfedilmesi,
Cesaretsizliğimizin anlaşılması,
Korkularımızın paylaşılması,
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
Deniz minareleri, midyeler,
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
Sahi koruyor mu bizi çatlamamış sert kabuk?
Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize?
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
Duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak,
Ne çıkar ateşböceği sansalar beni?
Belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin
O uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz.
Güçlü kapıların arkasına kilitlemesem kendimi,
Korkaklığımı, sevgi isteğimi
En insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem,
Bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup
Bir kuş gibi uçacağım özgürce.
Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine.
O da çözülecek belki.
Samimi ve güvenliksiz, silahız biriyle göz göze gelince.
Oysa bir görebilsek bunu.
Kalmadı böyle insanlar demesek.
Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
Kırılmaktan korkmasak. Yaralansak...
Ne olur bir darbe daha alsak.
Yeniden açsak kendimizi, atabilsek kabuğu.
Denesek.
Risk alsak.
Yanılsak.
Fark etmez.
Tekrar, tekrar bıkmadan denesek.
Ve kucaklaşsak yeniden.
Tıpkı eskisi gibi.
Ne olduğunu anlayamadığımız o 15 yıldan öncesi gibi.
Aradıklarım O zaman fark edeceğiz.
Ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
Neler biriktirdiğimizi,
kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.
Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
Vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
Yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.
Ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
Sevgiye çok ihtiyacımız var.
Ufukta kara bir kış görünüyor.
Ancak birbirimize sokularak atlatırız o günleri.
Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.
Kurtulun bu yükten.
Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.
Hem hepimiz bir yıldızız.
Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi.
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
yalNız kaldıYsan kalKıp penceRendEn bi bak gÜneŞ açmışmı yaĞmur düŞmüŞmü DÖN BAK DÜNYAYA..heRkes gitMişse sakince arkAnı dön bi bak doStun kalmıŞmı AşKıN sOlmUşMu DÖN BAK DÜNYAYA..Bi soNbaHar kaDaR yalNız bi kıŞ kAdar sawuNmasıZ yada iLkbahArsAn yoLuN başıNdaySan ASLA WAZGEÇME..DÖN BAK DÜNYAYA..
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Eskiden kendimden dışarıya bakardım gözyaşlarım gözkapaklarımdan dışarıya süzülürdü...
Şimdi dışarıdan kendi içime bakıyorum gariptir;Gözyaşlarım hep içime akıyor....
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Dünyanın adil olduğunu herkesin iyi ve dürüst olduğunu düşünmek istiyorum.
→Yaşamın karmaşıklığını unutup yeniden küçük şeylerden fazlasıyla heyecanlanmak, zevk almak istiyorum...
→Tekrar basit yaşamak istiyorum. Gülümseme, kucaklaşma, tatlı bir söz, doğruluk, adalet, ßARIŞ, rüyalar, hayaller ve KARDAN ADAM yapmanın gücüne inanmak istiyorum....Ve yeniden ÇOCUK OLMAK istiyorum...
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...