Acılar biriktiriyorum masum avuçlu çocukların yüreklerinde! Şehre dar gelen bir hayalin tam ortasında kederler çoğaltıyorum yırtık ceplerimde An geliyor bir ülkeye bölünüyor yüreğim ve an geliyor dünya oluyor acımasızlığım yamacında yüreğim Saklı düşlerimin o en kayıp adreslerinde bir masala dönüyor sözlerim Zamansızlığıma sığdıramadığım derin acılar saklı şimdi kimliksiz düşlerimde! Ben bir şehre çekip giderken bir ülkeye dönüyor yüreğim Ben şehir ve ülke iki bağımsız hayal atlası ve otam ortasında ben masum avuçlu bir çocuk yüreği Bütün terkedişlerime bir kandil yakıyorum gecenin sustuğu bu anda! bütün hayal kırıklıkları bütün sıradanlıklar ve bütün mavi olmayan aşklar birer birer kapı çalıp çekip gidiyorlar Oysa bir yıldız sararken gamlı düşlerime ve kelimeleri hüznün rengine boyarken ardımda yaşayamaycağım her şey bir uçurum olup çıkıyor karşıma! Zamanı karalıyorum silikleşen yazılarımın içinde ve göğün karanlığına hicran yazıyorum siz sabaha soyunup uyurken bense gecenin tam koynunda adıni bile bilmediğim bütün sözlerin esaretini yaşıyorum Bütün savunmasız korkularımın cesur bir savaşçısıyım sanki şuan çünkü ben; SENİ YAŞIYORUM
Ayrılıkların o kapanmaz yara gibi duran bütün ayraçlarını kaldırıyorum
Tuz basıyorum özlemden çatlayan yüreğimin yarasına! Akşamlar geceye soyunup dururken ve çekip giderken bütün eşgali yıldızların ben göğe yükseliyorum sanki! Gögün avuçlarında bir zaman sonra sewgi yağdıracağım bu karanlık şehre ve bu kayıp dünya sahnesine!
SENİ YAŞIYORUM işte upuzun yolların umutlara bağlandığı uzak bir kentin en ücra yerinde! İç cebimde melankolik bakışlarımdan bir tutam umut demeti ve yanlızlığıma tütsü yakarken ben, sen gecenin ağaran saçlarıyla bir rüzgar olup geliyorsun taa o uzak kentlerden Ben bir ülke oluyorum işte o an bütün halklarıyla aşk dolu bir ülke! şimdi masalsı bir güzelliğe kapılıyor gülüşlerim Şimdi benden kilometrelerce uzaktasın ama dokunsam heyecandan ölecekmiş gibisin ama yoksun işte Çelişkilerin acımasız derin çukurlarında bir yanım seni yaşıyorken bir yanım melali bir aşkı yoklayıp duruyor Ve acılar biriktiriyorum hiç durmadan minicik avuçlu çocukların gül kokan yüreklerinde! Şehre dar gelen bir hayalin ortasında ben kederler çoğaltıyorum yırtık ceplerimde Sensizlikten kalma yanımın miladi aşk hüzünbazlığında hasrete dokunuyor umarsızca ellerim Gemisi batmak üzere olan bir kaptan gibiyim tıpkı gemi batıyor ve ben boğuluyor ki sen hala yoksun ben ben ben SENİ YAŞIYORUM Dayanılmaz korkular ve kaygılar var içimde Bitip giden bir ömrün sonbaharında ilk yaz sevmelerim var umuda yazılı mısralarımda Öyle çok şey varki dayanılmaz durur ruhumun çarmıha gerilmiş umutsuzluklarında! Varların bir an da yoklara karıştığı bu hayat yokuşunda son nefesim oldun sen ve yaşamsız bir mısramın en kederli yanında bir tatlı gülüş oldun sen SENİ YAŞIYORUM Ve karanfil işlemeli mendillere sarıyorum şimdi bütün gülüşlerimi ve gecenin son yıldızıyla sana göndereceğim belki! Belki benim yerim yerime o dokunacak tenine! Belkide bu firari dokunuşlarım kaybolacak teninin gizemli evreninde! Gözyaşlarım ıslatacak yüreğinde kuruyan düşten güzel çiçekleri ama sen bilmeyeceksin belkide bu acımasız sahtekar gülüşlerin içinde kaybedeceksin benim bu masum gelişlerimi! Oysa görmeyeceksin bir karanfilin gülücüğünü ve ağlarken kaybedeceksin yüreğinde aşka dair bütün karanfilli sözlerimi ve son bakışlarımda ıslanacak bütün terkedişlerim ama ben SENİ YAŞAYACAĞIM işte! Zamanın en kötümser yerinde uzak bir şehirde bir yürek mesafesi kadar yakın edeceğim bekleyişlerimi Sensizliğin senli yokuşlarından yüreğin güç verecek bana ve çıkacağım ben o sensizlik yokuşlarını! Sana ve aşka dair ne varsa yüreğimde bu kez onları biriktireceğim ben Masum çocukların gülüşlerindende çalıp ve yırtık ceplerime doldurup bütün yıldızları bir gece yarısı sana getireceğimSensiz yaşamayı sensizliğin coğrafyasında bırakıp bambaşka bir iklimden hayaller çalarak ben sadece SENİ YAŞACAĞIM
__________________
Konu firari tarafından (07/07/08 Saat 17:46 ) değiştirilmiştir..
uzat ellerini,
bir su damlasında değip geçsin. kapat gözlerini, yıldızları yakıp gitsin. senden yana hiçbir dileğimde, berraklığı haricinde beklentim olmadı zamandan. anlatılacak kadar kısa değil, sana dair rüyalar. ya birgün kollarında bitecek, ya da sonsuzlukta kaybolacak, düşlerim ve sevdam. ben bir meleğim, beyaz ışıklar saçan. sen bir meleksin, diz çöktüğüm fırtınam. sessiz bir meltem olup, saçlarını okşayacağım önce, sonra ağır ağır kalbine ineceğim, süzülerek dudaklarından. bir resim, bir kelam vuslat ve meleklerin gözyaşları kalacak geceye yolların bitiği yerde mavi bir ışığın gölgesinde bekliyorum seni
Yüreğinde fırtınaların sancısı.
Gümüş tadında kıyametin, yüreğimin Tanrıçası. Yıldızların ışığında firari ruhum, kaçamak bakışlarına.. Maviden sarhoş edalı bir İstanbul akşamına.. Bir seninle güzel İstanbul akşamları, denizin nameleri ve yakamoz ışıltıları. Usulca istila eder gözlerin kapılarımı. Tüm kapılar cennetinden alır îlhamını. Sırma saçlarına dolanmış dalgalar, vurur apansız, beyaz ışıklar saçar. Koruyucun olduğundan beri bu melek, Yalnız senin için yaşar...
Uçan kuşların kanadındadır diye seyrederken gökyüzünü, Dalıp gitmişim özlediğim hayaline tutamamışım, uzanmışımda, Gezdiğimiz yerlerdedir gönül izlerin diye, dolaşırken parkları, Düşüp kalmışım, hala aşkının sarhoşuyken duramadım ayakta.
Sanki uyurken ellerin yine yüzümde,yine yanımda bir sevda, Bil ki uyurken yine sevdana dualarım, yine mutluluğuna, Her şey aşkına,iyi ol diye, benimle ya da bensiz hayatında, Resimlerine bir buse kondurdum, yine her gece uyuyamadığımda.
Sende hayat gibi vefasız olmayasın,hasret kalmayasın dünyada, Unutsan da beni ateşin yüreğimde, düşünme ölmem yaktığında, O mum ışığının ardındaki güzel gözlüsün, hala hatırımda, Hala benim için saklanan en değerli varlıktır güneşin,sen olmasan da yanımda
Yağmurları bekleme yeter dön artık Yağmak zorunda değilsin susamış bedenime Öyle çok özlemişim, seviyorken delice Düşmek zorunda değilsin her gece düşlerime; Bırakda rüyalarda kendim sarayım.
Yağmurları bekleme dinsin bu hasret Damla damla gelişin bana huzur vermiyor. Ellerini tutmak için çabalıyorken Avuçlarımdan kaçışın beni mutlu etmiyor. Bırakda sana tamamen sahip olayım.
Yağmurun kokusuna sardım Tutamadığım kendimi. Damla damla sen Çisil çisil sen Aklıma düşen sen her yağmurda Aklımda bir başka sen oluşuyor Çıktığım yağmur dualarında. Bırakda dualarım günahlarım için olsun.
Bulutlarda dolaştım gelişinle
gidişinle kırıldı kolum kanadım
yere çakıldım toz duman içinde
kızgın çölde susuz kaldım gidişinle
sevda ayrılık anladım
ölüm kadar acı ve soğuk
dondum ,
buz kesti yüreğim
içimde sevdan üşüyor yar
anılarımız dindirmiyor yüreğimin acısını
kelebek kanadı kadar ince narin bir sevdayla
seni arar seni sorar yüreğim yar
özlemin sağanak oldu yağar üzerime
yüreğime neşter vurulmuş sanki
canımdan can kopuyor yar
sevdanın diğer adıdır ayrılık deme
aslının sevdasını yaşatma ne olur
yüreğimdeki bu ince sızı ne
gözlerimde kontrolsüz akan bu yaşlar da ne
takatimi kesen
benliğimi benden alan bu acı ne
ne zaman dinecek bu sızı yar
ne zaman yar ne zaman
felek gülenlere katacak beni
ne zaman mutluluğun bayrağını taşıyacağım bende
firari duygum gittin yine
alt üst ettin içimi
fırtınalar kopardın yine yüreğimde
mutluluğun adısın sen
sonsuz sevdamsın
ta yüreğimin derinliğinde
ellerim ısınsın çık gel
firari duygum dön gel
umutlar yağdır günlerime
dön yar sevdam ısınsın seninle
__________________
Konu firari tarafından (12/07/08 Saat 21:27 ) değiştirilmiştir..