Bir gün kendi başına buyruk kaldığın zaman, ne yaparsan yap, yalnız efendi adamlarla ahbaplık etmeyi unutma!...
Sana söylüyorum, ben gençken çok eğlendim. İyi insanlarla arkadaş oldum...
Hepimizin elinden bir şeyler gelirdi...
Birimizin sesi güzeldi, biri iyi rol yapardı, biri komik şarkılar söylerdi, bir başkası iyi kürek çekerdi ya da iyi raket oynardı, öbürü çok güzel hikaye anlatırdı, falan filan...
Her zaman yapacak bir iş bulurduk, günümüzü hoşça geçirirdik, hayatı biraz görürdük, hiçbirimiz de bunlardan bir şey kaybetmedik...
Ama hepimiz efendiydik...
Senin de bu çeşit insanlarla düşüp kalkmanı istiyorum...
Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran kuralı, anlayışın bir örneğidir...
Bu, kişisel ilişkilerimizi güçlendirmeye yarayan çok kuvvetli bir insan huyudur...
Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir...
Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir...
Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız...
Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz... Gerçek anlayış, ancak kendi dışımıza çıkabildiğimiz ve nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü anlamaya çalıştığımız zaman gelecektir...
* Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgârı yakala, araştır, düşle, keşfet.
* Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.
* Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap...
* Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur!
* Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.
* Şans bukalemun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.
* “Tarihte en etkili 100 kişi” adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.
* Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir.
* Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.
* Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç yoktur…
* Kimi zaman içindeki o sese, uzmanlardan daha fazla güven.
* Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiç kimse söylemedi ki, uçuyor.
* Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.
* Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!
* Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.
* Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
* İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder...
Ninem diyor ki; Bu nasihati tut; önler birçok belayı tebessüm, sabır, sükût.
1. Hatalıyım
2. Özür dilerim
3. Bunu yapabilirsin
4. Sana inanıyorum
5. Seninle gurur duyuyorum
6. Teşekkür ederim
7. Sana ihtiyacım var
8. Sana güveniyorum
9. Sana saygı duyuyorum
10. Seni seviyorum
Kullanacağınız pozitif ifadelerle
kendi hayatınızda ve İnsanların hayatında büyük bir fark yaratabilirsiniz
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti,
'Sen eğitimcisin neler öğretmem
gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi.
Sorusu kolaydı ama,yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmayabaşladım:
Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret,
acı çekmeden olgunlaşamayacağını...
Kıskanmamayı öğret ona,
arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte
sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden...
Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi,
ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini.
Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları
gösterecek hayat ona nokta.
Her şeyin bir sonu olduğunu öğret.
Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün
keyif vermeyebileceğini.
Kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu, gidilen
yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini,
tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret.
Kitaplardan keyif almasını,ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona.
Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum,
ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı.
Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret
ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını.
Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat.
Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol,
yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını
sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret,
belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar
ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine
sarılırlar, bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...
Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona.
Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli
olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona.
Aşk acısı çekmenin hiç aşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret.
Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi
gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı...
Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden
geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini
anlat.
Hayatı sorgulamayı öğret ona... Bilginin en büyük güç olduğunu öğret.
Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine
saklaması gerektiğini öğret.
Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmemesini öğret ve haklıyken dik
durmasını.
Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini
öğret.
Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı...
'İstemiyorum', 'hayır' demeyi öğret ona, istediğinde ise 'istiyorum' demeyi,
Sevdiğinde ise 'seni seviyorum' diyebilmeyi öğret ona.
Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz
kokmasını...
Sorgusuz sevmeyi...
El yazısı ile notlar yazmayı...
Lafı dolandırmamayı...
Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını,
dostluğa yatırım
yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden
uzaklaşmasını
öğret ona.
Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını,
İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona,
en yoğun zamanda bile kendine
vakit ayırması gerektiğini öğret...
Ama en çok da kendini sevmesini öğret...
Kendini sevmezse kimsenin onusevmeyeceğini...
Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi
gerektiğini... Kendine özenli yemekler
yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun
için yemek hazırlamayacağını...
Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona...
Gerçek dışı şeyler, gerçeklerden daha güçlüdür. Çünkü hiçbir şey sizin hayalinizdeki kadar mükemmel olamaz...
Çünkü sadece elle tutulamayan fikirler, mefhumlar, inanışlar ve fanteziler kalır.
Taşlar ufalanır, ağaçlar çürür, insanlar da maalesef ölür...
Fakat bir düşünce, bir rüya, bir efsane gibi aslında son derece kırılgan şeyler yaşarlar da yaşarlar.
...
Bir şeyi kavramakla, üretmek aynı şey değildir. İsyan çıkarmak yapıcı olmak değildir…
Alay etmek yerine koymakla aynı değildir…
Dünyayı parçalara ayırdık ama parçalarla ne yapacağımızı bilemiyoruz…
Benim kuşağım ve her şeyi alaya alışmamız dünyayı daha iyi bir yer yapmadı…
...
Sahip olacağın her şey, bir gün kaybedeceğin şeylerden sadece biridir...
Gerçek karmaşaya ulaşamadığımız sürece, asla gerçekten huzurlu olamayacağız...
Her şey berbat bir hâl almadığı sürece, yoluna da girmeyecek.
Anlayamadığımız şeylerle yaşamayı beceremiyor oluşumuz ne kadar da acı!...
Bir şeyin açıklamasını yapamıyorsak, onu hemen reddediyoruz...
(...Chuck Palahniuk)