Çocukluğumun bahçesiydin sen..
bütün bilinen mutluluklardan uzakta,
o sarışın akşam üstlerinde,
ıstırabın eşiğinde…
Nefesim sıkıştığında seni sevmekten
ömrünü okurdum o acı neşede,
boşalırdı ağzımdan o kanlı nefes
sonra çok özlendiği için acımasızca talan edilen
her baharda dönerdim oraya…
O sarışın akşam üstleri
hiç gitmediğim uzaklardan döndüğüm yer olurdu…
Bilinen bütün mutluluklardan uzakta
kalırdım orada,
kalırdım çocukluğumun bahçesinde,
aşktan nefes alamadığım o yerde…
Yokluğuna var olmayı denedim durdum. “ünlem” dedin korktum, “virgül” dedin konuştum, “nokta” dedin sustum, “ayraç” dedin ve kayboldun. İsmimi isminden ayıran işareti sen buldun. Bense; yine yokluğunda var olmayı denedim durum. Kırılmak üzere olan bir kalemle, kızıldan siyaha çalan bir günde sana şiirler kurdum. Bir hayat izdüşümünde, son viyadükte birbirimizi kaybetmişliğimizi, bulunmazlığımızı hayat denilen iki çığlık arası bir nefesten ibaret olan oyunun acı sahnesi saydım. İçimi bu denli yakmaya sen yanlarımdan başladım…
Şimdi hangi rakamı versem sonucu sen çıkar? Hangi seni versem sonunda mutluluk yüzüme bakar? Yok, bu işlem ancak eşitsizliğe yol açar.
İsmin baştan sona ağlamaklı bir ömre bedel… Kayıpsın bana, benli her şeye, belki de en başta kendine… Kayıbız birbirimize. İçimin derinlerinden; koca okyanusları aşıp gelmiş, tüm harfleri hayata devirip kalbime ansızın düşüvermiş bir “mim” oldun. Öyle bir “mim” ki; “elif” i silmiş, “be” yi yutmuş, “te” yi unutmuş, “se” yi uyutmuş… Kendini bir tek “mim” de bulmuş. Şimdi yüreğimdeki “mim” in göz kapaklarıma düşüyor. İntiharına ramak kalan tümceler yakıyor beni. Ben ki kaç nefesimi asmıştım idam sehpasında. Son dileği hep sendi nefeslerimin. Ve ben, son dileği gerçekleşmemiş hayata prangalı bir mahkûm.
Gökten yıldızlar yağıyor üstüme. Birini tutsam diğeri kaçıyor. Payımıza düşenlerden payıma düşenleri alıyorum.
Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam..
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından..
Dön demeye utanırım zavallı korkularımdan
Arkasına saklandığım gururumdan..
Geri dön geri dön..
Ne olur geri dön..
Uzanıp tutuver elimi bir gün..
Utanır diyemem ne olur geri dön..
Olurda bir gün sende özlersen..
Olurda bir gün sende gözlerimle buluşmayı istersen
Uzanıp tutuver elimi bir gün..
Utanır diyemem ne olur geri dön..
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken..
Utanırım hep o acılı şarkılarda ağlarken..
Bazen bir dost yada bir çiçekle evime gelirsin
Her şey seni hatırlatırda yeniden…
durmadan avuçlarım terliyor
inildiyor ardımdan girdiğim çıktığım kapılar.
trenim gecikmeli yüreğim bungun
bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar
kimi zaman bir çocuğum bir müzik kutusu başucumda
ve ayımın gözleri saydam
kimi zaman gardayım yanımda bavulum yılgın ihtiyar
ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar
dolanıp duruyorum ortalıkta
kedim hımbıl yaprak döküyor çiçeğim
rakım bir türlü beyazlaşmıyor
anahtarım güç dönüyor kilidinde
bekliyorum bir kapının önünde
cebimde yazılmamış bir mektupla
bana karşı ben vardım çaldığım kapıların ardında
ben açtım ben girdim selamlaştık ilk defa