Düşman kesildim gecelere
Sensiz geçen uzun gecelere
Ağlamak bile fayda etmiyor artık
Bir kere de aynı kapıda, bin kere de
Sevdanın boylu boyunca uzandığı ufka
Yelken açtım, hasret gemisi altımda
Ne fırtına caydırır beni, ne de dalgalar
Boş dönecek olsam bile, sen varsın aklımda
Bilmez misin ki ben deli bir derviş
Aşkınla yanmış, tutuşmuş, kül olmuş
Ne çare, gelmezsin; kaldım yine bîçare
Her seferinde özlem çekmek, alnımın yazısı olmuş
Yürüyorum..
Uçsuz bucaksız bir yoldayim sanki..
Bir cok insan geçiyor,
Hiç biri sen gibi değil ki..
Dünki çocuk sanki içimdeki!
bekliyorumm..
bir gün,
bir gün gelirsin belki..
Ömrümün yettiği kadar da bekleyeceğim.
Sensiz ölmekmi!
''aslaa''
Azrail bile şaştı kaldı bana!
Seni anlattım ona,
Elini uzattı, yaklaştı yanıma..
''yeter bu çektigin, öl de kurtul allah aşkına''
Yüzümde tatlı bir gülümseme,
Dudaklarımdan çıkan son cümle;
senii..
seni seviyorum ölesiye.
Adaletsizlik diz boyu
Anlayışsız insanlar
Hizmet bekleyen köpekler
Her yerinden cehalet fışkıran zavallılar...
Köleyim ben kırık dökük kollarımla cephanesiz savaştayım
Siz leş kokulu nefesliler beynime hükmedemezsiniz!
Siz kan emiciler zehrimle baş edemezsiniz!
Derimi yırtar damarımdaki son zifti dilime bırakıp,
İçimden çelişkilerle küfürler yağdırıp
Karanlık yüzlerinize gülerim
Aklınızın salıncağına sahneler kurup oyunlarla yüceltirim sizi
Yetim yanlarınızı, açık yaralarınızı sırdaş yapıp gizli saklı girerim kabuslarınıza
Köleyim ben gündüz gece zaafınızla alay eden
Kimsesiz arzularınıza,
Kurumuş çöllerinize bir damla su istediğiniz şeytan!
Varlıklarınız arasında yokluğunuzu keşfe davet edip
Acının iniltisinde alırım şah damarınızdan canınızı
Tahammülüm yok yeteneksizliğime
Aynı şeyler yazıldı aynı tuvaller karalandı
Yüzümün rengi yok,
Resme düşen soluk benizli vampir yavrusu
Aynalar da bile görünmez suretimin acı yanı
Bi tebessüm iki yüzlü yüzümde
Uyku akan göz sellerim dayanıksız setlere çarpıp düşen
Soluk soluğa dirençsiz bedenim
Yoruldum bu anlamsızlıklardan
Dilimin ayarı yok işte
Bi dilek diledim çaresizce sonu yok
Şimdi içmeli son damla zehiri
Vurmalı,
Dar ağacında asmalı,
Bu köle bedene intihar merasimi düzenlemeli...
Sizler ağızlarınızdan salya saçarak dolaşan ruhlar,
Parça parça edilmiş vicdanlı tarafınız
Beddualar ayaklarınızın altına atıltı!
Bu mor düşlerin siyah gölgesi
Dirseklerimde sertleşmiş yaralar
Gitmeliyim azat edin beni...
Mezarım kazındı bin metre yerin dibine
Ört karanlığı üzerime
Eziyet beden,
Yok olup giden ben...
Kabire ışık sızıyor
Korkmuyorum!
Sonlar...
Acı çığlıklar...
Yalancı tebessümler
Korkmuyorum aldığım kadar nefesi bırakmaktan
Bu son kürek
Her yer karanlık!
İşte geldi onlar...
Şen güne zehri döken, kem gözü yeremedik.
Her kulu evlâ sanıp,doğruyu göremedik.
Başları taş olalar, kurt gibi dalıverir,
Serveti elde tutup devranı süremedik.
Mektebi ters çıkanın, çarkına düşe durup,
Geçti bahar zamanın, fırsatı ne diyeyim?
Bir sürü loş kafanın, haddini veremedik.
Oldu ki zevk bulasın ardına ezâ peşin...
Şansa da set kuranın bendini seremedik.
Bin defa vah edesin bir kere tabu yıkan!
Olmadı şâd olmanın resmine giremedik.
Gün ola dostu seçen, arsıza riyâ eden,
Sır vere, pul vermeyen, cin leşi kürümedik.
Olmaya Deccal çıkar, ahlâkı hebâ eder.
Uymayan çulsuz yatar,dersine giremedik?
Kansıza yüz mü verek ranta beli mi dönek?
Kum gibi salya sülük dışkıda çürümedik.
Tek güne yüz dert bulup, kahrını çekedurup,
Bir günü ibret tutup, zevk ile bürümedik.
Ay yüzü merhem sanıp, sol yana çala durup,
Bin belâ birden bulup, bir bûse göremedik.
Bin kere sevdasının kahrını çölde döken!
Gül yüze yüz sürmenin zevkini deremedik.
Geçti bahar zamanım ömrü de zâyi sayam,
Goncaya dalma ne gam çiy bile giremedik