başa geçenlerin kendine demokrat oldukları bi ülkeden bahsediyoruz..bu bir insan hakları sorunudur lakin insanlar rant sağlamak için kullanıyr..şimdiye dek hiçbi hükümeti samimi bulmadım..akp dahil..ve korkarım bu hep böyle devam edecek..çünkü bundan mağdur olanlar yoktur alanlarda..bunu dile getiren siyasal rant sağlamak amacı güden ERKEKler oluyr hep...
bu ülkede demokrasi sadece lafta...
eşitlik diyoruz,başörtülü insanlara vebalı muamelesi yapıp kampüslere dahi almıyoruz, askeri hiç bi sosyal tesise almıyoruz...
Bir taraftan haydi kızlar okula tamtamları diğer taraftan ya benim gibi yaşa yada okuma ....
bu ne yaman çelişki...
aslında hepimiz konuşuyoruz kaçımız bunun için mücadele ediyoruz sadece dilde temenni ile olmuyor kaçımız gidip destek olsun diye orda bulunduk birazda kendimizi sorgulamamız lazım bence kimse ses çıkarmayınca üç beş kişilik gurupların sözleri eylemleri tabiki ses getirmiyor bu ülkede hali ile ....
önce bu konuda kendimizi sorgulamamız gerek eğerki demokrasi varsa başını örtmek isteyenler örtebilir tabi örtebilir derken adabıylan kara çarşaF değil buda böyle di ülkede hoş olmaz annelerimiz örtülü değilmi arkadaşlar biz annelerimize başını aç desek açarmı tabiki yhayır
daha dün kızı öss de dereceye giren bi anneye yapılanları gördünüz...
kurallar varsa herkese uygulansın, şortlar gelmişlerdi onlara kurallar işlemiyor ama bir annenin inancı gereği taktığı örtü birilerine fena ağır geliyor...
İspanya'dan başlatılan politik simgenin yeniden şekillendirilmesi ve yeni rotası, Endülüs'ten verilen şifre, Müslüman olduğuna inandırıldığımız politik anlayış. Maksat, sadece ve sadece oy avcılığı. Kadına ve İslamiyet'e türbanla özgürlük getirdiğine inanan ve bunu anlatmaya çabalayan tuhaf bir politik zihniyet. Bu zihniyetin düşüncesizliğinden fırsat yaratanlar, artık kurcalanmaması gereken ve bütün beceriksizliklerin üstünü kapatmaya yarayan bir nesne için perdenin yeniden açılması. Senaryoda yerini alan figüranlar. Sahne arkasından suflörlük yapan satılmış medya.
Etrafa bedavadan dağıtılan biletlerle, oyunu izlemeye zorlanan her düşünceden sayısız insan. Kimin ne dediği, kimin kimi niçin alkışladığı belli değil. Türkiye denen tiyatroda oynanan oyunun adı ise "siyasi simge türban ve ılımlı İslam hazırlığı"
Localarda ise, Dini politikaya alet edenlerin suçlu ruhları ile sırça köşklerinde oturan, medeni cesaretten ve onurdan yoksun, doğruları bilen ama bildiklerini söyleyemeyen aciz bir takım aydın-ül ulema yerini almış. Salonda ise halk var. Halkın bir bölümü malum oyunun, kendi takımının galibiyet zaferi için yazıldığını zannederken, diğer bir bölümü ise, oyunun, kendi mağlubiyetlerinin ezikliğini yaşatmak için yazıldığını düşünüyor. Oyun süresince birbirlerine bitmek bilmeyen salvolar atıyorlar. İşsiz güçsüz veya zar zor iş bulmuş, ekmek derdinde olan milyonlarca insan. Gereksiz ve lüzumsuz sergilenen bu oyunu mecburen seyretmeye zorlanıyorlar.
Yeter artık, bu milleti yormayın. İnsanları inat uğruna bölmeyin. Bilmediğiniz her şeyi, bildiğinizi zannederek, toplumun önüne yanlış şeyleri koymayın. Biraz bu halkı ve bu vatanı düşünün ve artık biraz da vicdan sahibi olun.
Bu oyunda gözden kaçırmamamız gereken nokta ise, senaryonun önceden yazılmış ve sürekli ABD ve AB eliyle yeniden ve yine yeniden kotarılmakta olduğunu dikkate almamızdır. Ancak bu senaryoyu yazan, yazdıranın ve onların şakşakçılarının anlamadığı çok önemli bir durum vardır. Oda bu oyunun çeşitli versiyonlarını salonda oturan halkın çoğunun görmüş olduğu. Çoğu bu oyunu sevmiyor, hiç ama hiç hazzetmiyor.
ABD ve AB, bu oyunun bu sezon gösterimi için yaptığı değişiklikleri, Türkiye'de henüz denenmemiş başka bir tür ayrıştırma için gündeme koydu. Bunun anlamı ise aynı inanca ve mezhebe mensup insanları tarikatlar marifeti ile bölmek.
İslamiyet bu millete mezhep çekişmeleri, tarikat kavgaları nedeniyle doğru bir şekilde öğretilmediği için, doğrular tahrif edilmiş, inanç ve ibadetler sohbetlere, saçma sapan ritüellere, saça sakala ve 1,5 metre kumaş parçasına kadar indirgenmiştir.
Ilımlı İslam ve BOP kurgusunda, bir Sünni mezhep diğer bir Sünni mezhep içinde eritilmeye çalışılıyor, başka bir Sünni mezhebe ise diğerinin fetvaları ile yol gösteriliyor. Diğer bir mezhep, neredeyse unutturulmaya çalışılırken, bu mezhebin kurallarından yararlanmaya çalışılıp, ötekiler için başvurulan fetva kaynağı haline getiriliyor. Yani inanç birliğini parçalayıp inananlar düşman komşu yapılıyor. Ortaya, karmakarışık ABD ve İngiliz planlı, ılımlı İslam adı altında yeni bir teslimiyetçi vahabilik konuluyor.
Şia ise şu anda ABD'nin korkulu rüyası olduğundan, İslam âlemine düşman olarak takdim edilmektedir. Mesele çok derin, vahim, bir o kadarda devlet ve millet için tehlike yaratacak noktaya gelmiştir. İrtica ve yobazlık diye isimlendirilerek gaflete düşülecek bir durum değildir.
Yaşanan bu gerçekler karşısında İlahiyat profesörleri (bir kaçı hariç) ise susmaktadır. Onların susmalarını anlamak oldukça zor bir iş bizim için. Ya kendilerine veya bilgilerine güvenmiyorlar. Yahut birileriyle hoş geçinmenin peşindeler. Böyle olmasa, binlerce cahil insan, yok o hocanın, yok bu hocanın peşinden koşup durmaz, toplum anlamadığını, bilmediğini onlara sorması gerekirdi.
Asıl tartışılacak olan konu ılımlı İslam meselesi ile uydurma tarikatların ne yapmak istedikleridir. Türban burada yalnızca bu işin KDV sidir. Buna türban desen ne olur, politik simge desen ne olur, dinin gereği desen ne olur, özgürlük adına yapıyorum desen ne olur? Olacağı bir şey yok, olsa olsa dini kullanan partilere seçimlerde oy olur. Politikacılar için, türban ve benzerlerinin değerleri ise, işte bu oy kadardır.
Türk halkı kendi tarihini Selçuklulardan başlayarak, Türkiye Cumhuriyetine nasıl gelindiğini artık öğrenmeli. Ayni kaderi paylaşan ve aynı saflarda olan insanların, nasıl olup da dinci particiliğin ve rol paylaşan tarikatçıların marifeti ile bu milletin nasıl bölündüğünü bir değerlendirmeli. En mühimi ise kendi aklıyla kendi dinini doğru öğrenmeli. Bu yapılmazsa, dinci siyasilerin elinde, bazı şeyler putlaştırılarak ve simgeleştirilerek toplum resmen aldatılır ve olumsuz yönlendirilir.
ABD, AB ve yurtiçi işbirlikçi bir takım zevatın, Türkiye'de laiklik karşıtı çıkışlarının sebebi, laikliğin, halkı inançsal olarak bölme çalışmalarında karşılarına yıkılmaz duvar olarak çıkmasıdır. Kemalizm'in ve cumhuriyetin olmazsa olmazlarından biri olan laiklik ilkesinin korunması, ülke birlik ve bütünlüğü için var olma savaşının kod adıdır.
zalimler için yaşasın cehennem demekten başka insan diyecek bir şey bulamıyor...
Bu ülkenin insanı olacaksın, bu ülkeye vergini vereceksin, çocuğunu bu ülke için askere gönedereceksin, bu ülke için yıllar yılı dua edeceksin.bu ülkenin refahı mutluluğu için çalışacaksın. bin bir emekle çocuğunu okutmaya çalışacaksın...çocuğun tam üniversite kapısına gelecek DUR YASAHTIR diyecekler ve hele hele kız çocuğuysa bide evine gönderecekler...bu mu insanlık,bu mu realizm, bu mu demokrat kimlik...
efenim benim annem de hacı tamtamları da yalan...
doğru bu ülkede ev hanımlarının örtüsüne kimse karışmıyor,çünkü ev hanımları zaten eve mahkum olmuşlardır, nede olsa eğitimde sosyal hayatta pek görünmüyorlar...
sistemin yada elit laikçi kesimlerin kendine düşman olarak ad ettiği kesim, okuyan,bilinçlenen ve kendi ayakları üzerinde durmak isteyen başörtülü bayanlardır..
Elit kesimlere göre bir insan hep kültürlü hem başörtülü olmamalıydı, hem başörtülü hem sosyal hayata aktif olarak katılamazdı...hem başörtülü hem doktor, avukat, öğretmen olmamalıydı...
çünkü onlara öğretilen dogmalarda yıllar yılı bunlar anlatıldı o laikçi geçinen kesime..
biz anadulu kadınının başörtüsüne karışmıyoruz lafınının altına yatan neden de bu zaten.çünkü anadolu kadınının başındaki örtü,evin içine hapsolmuş,hiç bi sosyal ortamda bulunmayan, göz önünde olmayan bir örtüdür...
ne zamanki anadolu kadınları kızlarını üniversitelere göndermeye karar verdi işte o zaman onlarda potansiyel suçlu ve düşman ilan edildiler...yani bilinçli ve kültürlü isen mürteci oluyordun, ama gelenekten gelen yarım bi baş bağlama dini oluyordu...onların gözünde...
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne..
Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne..
Medeni olmak eğer açmaksa bedeni..
Desene hayvanlar insanlardan daha medeni.......
Konu KeNd! HaL!nDe tarafından (20/09/08 Saat 21:13 ) değiştirilmiştir..