sadece üzülebiliyorum
olmasaydı sonumuz böyle
ama şunu bil ki can tanesi
sana dair ne varsa hissedilmesi gereken
herşeyiyle her an yüreğimde........
artık ölümün yaklaştığını hissediyorum
hayatım gözyaşlarımda boğuldu bazen
son bir kere yüzünü gösterseydi bari şu hayat
sevgine doymak istememiştim zaten
sana doyulurmuydu can tanem......
sensizliği çok denedi şu ömrüm denedi de
anlamını yitirdi yaşayan herşey gözümde
senli günlere doysun da artık yüreğim
huzurun sevginin sonsuzluğun üzerinde
HER RAMAZAN
HER İFTAR VAKTİ
ÇOCUKLUĞUMUZDAN KALMA O BİLİNDİK DUA
SENİNLE GEÇEN ZAMANLARI ANIMSATIR DURUR
SOFRAMDA HAYALİ BİR DOST
BÜTÜN GÜZELLİKLERİN ONDA TOPLANDIĞI
AMANSIZ YALNIZLIĞIMA EŞLİK EDER
BİR TABAKTA ONA AYIRIRDIM
O HİÇ ORADA OLMAYACAK OLSA DA
SESİNDEKİ ETKİYLE O BİLİNDİK DUAYI OKUYOR
BEN HER CÜMLESİNE YÜREKTEN AMİN DİYORUM
HAYATIMIN EN ANLAMLI ANLARINI YAŞIYORUM
ONUN EN SEVDİĞİ YEMEĞE GÖZYAŞLARIM EŞLİK EDER
ONSUZ BOĞAZIMDA DÜĞÜMLENİR
HER ŞEYE RAĞMEN RAMAZAN SOFRASINA SAYGI DUYAR
DÜĞÜM DÜĞÜM LOKMALARI YUTKUNURUM
HER HALDE ŞÜKÜR YAKIŞIRDI BİZE
O OLSA ŞİMDİ NASIL OLSUN İSTERDİ
NE DERDİ DERDİM ONUN DERDİYDİ
ONUN ASİL SEVDASINA SAYGIM VARDI
ONUN KALBİ BİR İPEK KADAR HASSAS
BİR ÇELİK KADAR KURŞUN İŞLEMEZDİ
YILLAR ESKİTİRMİYDİ BU BAĞI
İŞTE BUNUDA ZAMAN ÖĞRETECEKTİ
ZAMANA MEYDAN OKUYOR BU BAĞLILIK
KORKARDIM BU BAĞLILIKTAN
BİR BAĞIMLILIK OLSAYDI ZAMANLA
SAHİP ÇIK BİZE ZAMAN
SAHİP ÇIKTIĞIMIZ İÇİN
GEÇİŞTİRMEDİĞİMİZ İÇİN
ÇEKTİĞİMİZ İÇİN HER SALİSENİ
ADİL OL ZAMAN........
Yaşlı gözlerini göstererek, o sevimli, küçük başını göğsüme yaslama. "Neden gözlerin yaşardı?" diyorum; kesik kesik nefeslerle susuyorsun, başını kaldırıp bakmıyorsun yüzüme. Biliyorum duygularını anlatamıyorsun. Çünkü hiçbir sözlükte senin duygularını anlatabilecek bir kelime yok. Sen başkalarının duymadığı, anlayamadığı bir dille konuşuyorsun. Konuşan insanların gözleri seninkiler gibi yaşarmadı hiç!.. Sen kimselere benzemiyorsun şu anda. Kendini aşan bir yerlere kayıyor gibisin. Bak saçlarını bile okşayamıyorum. Ellerimi unuttum, düşüncelerim bir tozdumana karışıyor. İçimde yığılıp duran duygular neredeyse boşalacak. Kalbimden öylesine bir yel esecek ki, o zaman bütün gözyaşlarını şu dünyaya dökeceksin ve kuru gizlerle bakıp kalacaksın. Yine insanlar, sıradan olaylara ağlayacaklar; Senin gibi ağlayan olmayacak artık buralarda.
İşte milyonlarca göz dikildi üstüme: Yaşlı, kuru, mutlu, gülen ve ağlayan gözler... İnsanlığın tüm medeniyetleri serildi önüme: Ağlatan, güldüren ve yaşatan medeniyetler... Bir gözyaşı seli akıyor dünyanın derelerinden, ırmaklarından. Denizler gözyaşı oldu. İnsanlar gidip gidip ağlama duvarlarına ağlıyorlar. Ağlamayı bilmeyenleri, içindeki insanlık sevgisini yitirmişleri gözyaşı denizlerinde boğmak için ağlıyorlar. Ağlamayı bilmeyenler de gözyaşı denizlerinde çırpınıp duruyorlar.
İman ve sevgi fırtınaları esiyor içimde. Tapınaklar ve meyhaneler gelip gidiyor. İnsanlardan köşe bucak kaçan içli ve acı yüklü kimseler, durmadan içki kadehlerini kemiriyorlar. İnsanların yaptıkları içkiler onları kandıramıyor. Tapınaklardaki çağrılar onların kulaklarına ulaşmıyor. Onlar kendi iç dünyalarının sesini dinliyorlar. Kimselerle alış-verişleri yok onların.
Arkalarındaki cellât sürülerine emirler vererek hükümdarlar konuşuyorlar. Dünya kana bulanıyor ve bir kan seli akıyor derelerden, tepelerden... Bütün medeniyetler kan pıhtısına dönüşüyor. Ve "ben Tanrıyım" diyerek, insanları önlerinde secdeye kapandıran hükümdarlar konuşuyorlar. İnsanlar kan denizinde secdeye kapanıyorlar; ağlama duvarı yıkılıyor, bütün gözler kuruyor... Dünyanın ve insanlığın haline bakarak, Tanrı sanılmadıklarına sevinenler var. Ama yine de dünyaya kendi düşüncelerine uygun bir düzen vermekten geri durmuyorlar. Bu isteklerinden bir türlü vazgeçemiyorlar: Kan denizlerinde boğulan insanlığın acısını bütün benliklerinde hissediyorlar.
Şu yaşlı gözlerini çek göğsümden. Ben ağlamasını ve avutmasını unutmuşum. Ben kalbimle ağlarım. Korkarım o zaman beraber ölürüz, kan denizlerinde yüze yüze boğuluruz. Mutluluk nedir? Acı çekmek nedir? Son çare intihar mıdır? İşte görüyorsun insanlık intihara koşuyor... İhtiyar dünya, kuru ve titrek bacaklarıyla insanları darağaçlarına götürüyor. Darağaçlarına vardığımız zaman, bilmem ıslatabilir misin göğsümü yine gözyaşlarınla? Ya sen olmasaydın bu dünyada, ya ben... Sevgi nedir öğrenmeseydim ve şuursuzca dolansaydım şu kan deryasında...
Bu meltem de nereden çıktı? Akdeniz'in serin yüzünü, ilkbahar güneşi ne de güzel ısıtıyor! Dur bir dakika!.. Uzaklardan sesler duyar gibiyim. Artık gözyaşlarını silebilirsin. Gaibden sesler geliyor. Medine'nin evlerine sevgi ve rahmet yağıyor göklerden. Ve Medine evlerinin saçakları dünyaya sevgi ve rahmet indiriyor. İhtiyar Arfika'nın ormanları hışırdıyor ve bütün ağaçlar insan indiriyor yapraklarından. Kalbim çöl oldu, susuzluktan çatlamış dudaklarını Akdeniz'e uzatıyor. Kendilerini Allah'a ve insanlığa adamış Peygamberler gelip gidiyor... Yaşlı gözlerini çek göğsümden ve dinle. Akdeniz'den yanık kokusu geliyor. Bak, bak işte orda Tarık gemilerini yakıyor. Orada biri var, atını Akdeniz'in sularına sürüyor ve ellerini göklere açarak mırıldanıyor: "Allah'ın şu deryası olmasaydı ismini daha ötelere götürürdüm!.." Akdeniz gittikçe küçülüyor önümde. Dünya küçülüyor ve dünyaya bakan bir hükümdar görüyorum: "Bu kadarcık bir dünya için iki hükümdar çok, bir hükümdar az!.." diyor.
Ve insanlar dünyada geziniyorlar. Allah aşkıyla birer volkan olmuş da kaynayan ve insanlara imanı ve sevgiyi anlatmak için yarı deli bir halde dolanan ermiş kişiler sardı her yanı. İşte orada Hıra Dağı'nda bir divan toplandı. Dünün ve bugünün velileri hep oradalar. İnsanlık yepyeni ilâhi bir nizama uymak üzere. Ne olur, sil artık gözlerinin yaşını da dünyaya bir bak!.. Kainat "ey gök suyunu tut, ey arz suyunu yut!.." hitabıyla karşı karşıya. İnsanlığı boğmak üzere olan gözyaşı ve kan denizleri ha kurudu, ha kuruyacak...
Ve gökler rahmet yağdırıyor dünyaya. İnsanlar bu rahmetin altına koşuyorlar. Ne olur artık kalbime gir ve orada ağla. Bu iman ve sevgi rüyasını bozma!.. Biliyorum bu rüya ebediyete dek sürecek ve gerçek olacak. Gel artık içimde ağla. Gözyaşlarını bu dünyaya serpme!.
Unutulmuş Yaralarıma Tuzdur Adın..
Kavgadır Kalbimin Gözündeki Fer....
Bir Devrimin Eskimiş Yüzüyüm... Derinimde Puslu İhtilaller
Yanmış Süt Kokulu Sabahların Eşiğinde Bekleyen Gece!
Bana Göz Kırpıyor Kalabalık Yalnızlığım Şimdi Arsızca... Fütursuzca
Kimi Nerde Arayacağımı Sordum Mavi Gözlü Hüzne
Dedi “Geç! Aşkı Geç!...”
Geçemedim....
Yedi Geceyi Geçtim. Yedi Güvercin Vurdum. Yedi Yıldız Biçtim. Yedi Nehir İçtim. Yedi Dağ Ezdim. Yedi Yemin Verdim. Yedi Gül Derdim. Ve Yedi Kez Titredim Bakışlarının Sırtında.
Bir Eren Geçiverdi İçimden O Vakit. Dedim “Kimi, Nerde Arayayım?!”
Dedi “Vur! Aşkı Vur!..”
Vuramadım...
Bir Tutam Hayat Buldum. Kokmuştu. Çekilmişti Bütün Suları. Unutulmuştu Bütün Sözler.
Ve Sanki Görmek İçin Kapanmıştı Gözlerin Ayağına Ölüm. Ölüm Kör Müydü?
Bir Cebinde Birikmiş Kan Buldum Kullanılmış Hayatın. Alıp Bağrıma Bastım. Sonra Biraz Daha Yokladım Ve Bir And Buldum Sol Dikişte. Dedim” Kimi, Nerde Arayayım?!”
Dedi “Sök! Aşkı Sök!..”
Sökemedim...
Bir Şiir Yazdım Kalbine. İçinde Kalbin Hiç Geçmedi. Bir Çığlık Çığırdım Utancın Yüzüne. Karanlık Çatladı. Kalbin Issızlığına Yağmur Gibi Düşürdüm Şimşekleri. Ve Gözlerime Çark Ettim Karabasanları. Bir Elimi Sana Verdim Ötekini Aramadım Bile. Bir Yangın Geçiverdi Yamacımdan. Dedim “ Kimi, Nerde Arayayım?!..”
Dedi “ Kır! Aşkı Kır!..”
Kıramadım...
Eşkıya Bir Kahır Biçti Ömrümü
Sonrasında Canhıraş Kavgalar..Küskün Ölümler...
Aynı Yollardan Geçtim..Farklı Sehpalarda İdam Edildim
Ve Unutmanın En Deli Yükünü Taşıdım Ben, Sözlerinin Kahpe Yüzünde!!!
Yalanın Ve İhanetin İnsafsızlığı Bendeydi...
Benden Soruldu Uykusuzluğun Yük Olduğu Gecelerin Hesabı!
Aşkı Geçemedim, Vuramadım, Sökemedim, Kıramadım!!!
Kendime Kaldım... Kendimi Topladım. Tuttum Elimden. Bağladım Gözlerimi
“Aşk!” Dedim Attım İçime Seni...
Sonrası Kimsenin Kalbini Meşgul Etmeyecek Kadar Basit:
İçimde Bir Sen Aşk İçinde...
İçimde Bir Ben Bir Sen İçinde
İçimde Bir Biz Bin Hiç İçinde...
Sırrın Kalemine Perde İndirdim
Ve Ben Bir Kez Daha Ye-Nil-Dim!!!
migrommmmmm nasılsın canım bende çok özledim seni siteyi nasılsın işlerden dolyı nete hiç giremedim bazı mevzular oldu birda hayırlı işler falan filan....
sen neler yapıyorsun?