GİDİŞİM Bu sana son şiirim
Kayan son yıldızla
Ben de kaydım yüreğinden
Gizlice sessizce gidiyorum bu şehirden
Çaresizliğini, umutsuzluğunu ve acılarını da beraberimde götürüyorum
Belki acıyor yüreğim
Ama sana değil
Yaşanan ve yaşanacak olan günlere yanıyorum
Ama yine de giderken son sözüm sen diyorum
Ey sevgili içim yansa da sana mutluluk diliyorum....
Sevdayı bir yaşayan bilir derler ya,
Dokunma Yüreğime Usta! Tamir edilmez bir yara var orda.. Sevmek ölmekle başlarmış Usta! Biz oyun oynamadık be Usta! Yürekle oyun oynayanın Yüreği de Bir gün yanmaz mı Usta! ...
Boşver be usta! Ben alıştım yaban gülüme... Beni ben öldürmüşüm Ağıdım ona kalmaz ya Usta.. Bir damla yaş senden süzülür...
Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış. Adam bedeviyi görünce su istemiş. Devesinden inmiş ona su vermiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış. Bedevi arkasından bağırmış:”Tamam, deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!”. Bu isteği tuhaf bulan hırsız biraz duraklayıp nedenini sormuş:”Eğer anlatırsan, demiş bedevi, bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler.”
Bedevi gibi derdimiz deve değil de, kötülüğün yayılmaması olsaydı, millet olarak şimdiye dek çok şeyi halletmiş olacaktık. Ufkumuzda şafak türküleri tütüyor olacaktı. Kardelenlerimiz çoktan yeşermiş olacaktı?..
Menfaatlerimize göre değil, vicdanımıza göre yaşayacağımız bir hayat dileğiyle..