Çıldırmasına ramak kalmış bir şehirde, ve çıldırmaya meyli hayli yüksek bir benliğin içinde, aldığım nefesten bunalarak yaşıyorum hayatı. Çok daha farklı olacağı hayal edilmiş bir geleceğin içinde hüküm sürmekteyim. Uzun bir yol bırakmadım aslında arkamda. Yaşanmışlıklarla ölçülüyorsa eğer tecrübeler, öyle çok tecrübelenmiş bir insan da değilim. Yine de biliyorum ki bugün elimde olan her pişmanlık, ektiğim cesaretsizliklerden topladıklarımdır. Korkumun kanatları arasına kendimi sakladığım her anın bedeli, hep gözyaşlarımdır. Gün gelip sorduğunda insan kendine "o eski ben nerede" diye, alacağı cevap hep aynıdır. Çünkü hiçbir benlik aynı kalmaz zaman içinde, ama en büyük hatalar hep en çabuk unutulanlardır.
Arada bir ılık rüzgarlar eser benim şehrimde, yeni yetme yıllarımda yüzümü yalayan diye tabir ettiğim, ama zamanla aslında yüzüme değil içime vurduğunu farkettiğim rüzgarlar. Bazen o kadar ılık dokunur ki insanın yüzüne –aslında içine-, insan kendini tamamen affettiğini sanar. Sevdiğinin yollarca uzaktan üflediği sigara dumanınını içinde taşır gibidir bazen, yürek tüm günahlarını yeniden hatırlar. İnsan kendine mi ikiyüzlüdür aslında, yoksa gerçekten normal midir aynı anda büyük günahlar ve büyük sevaplara sahip olmak; durmadan kendine sorar. Suçluluk denilen seri katilin aklımıza kurduğu tuzaklardır aslında bunlar. Zaman geçer, yaralar belki kabuk bağlar. Ama suçlu olduğunu unutmamak; ki gelmiş geçmiş en büyük çaresizliklerindendir insanoğlunun; gün be gün kanımıza karışır,bedenimizde kök salar.
Bugün kendime acıma cesaretini gösteremiyorsam eğer, ve gözyaşlarıma karşı hiçbir merhamet duymuyorsam; buna yegane sebep kulaklarımda uğuldamaktan bıkmayan vicdanımdır. Hani böyle kendi etrafında dolanan ateşböcekleri arar ya bazen insan, çevresinde dönülsün kur yapılsın ister ya; benim ateşböceklerim kurutup sakladığım yalnızlığımdır. Hansel’le Gratel yaparken iyidir açgözlülüğü, doymazlıkları saflık diye nitelendirilir onların. Gel gör ki ben koştuğumda bir hayalin peşinden, ya da bir hayali koşturmak istediğimde peşimden; insanlık mahkemesinde bu hemen yargılanır, üstüme ‘arsız’ damgası basılır. Ne kadar kanasa da içim, yalnızlık göğsümün orta yerine ne kadar batsa da; layık göremem kendimi güzelliklere, payıma bu esaret içinde yaşamak kalır. Kim ne almış benden, kime neyi satmışım ne kadara; ne önemi var? Gün sonunda elde kalan sayılır, kar-zarar hesabı yalnız rakamlara göre yapılır. Üç lira ile beş iyiliği toplamaz hiçbir kader zebanisi. Dört işlemde neye karşılık geldiysen -ki fazla basamaklı olanı makbuldür malum- kıymetin odur artık senin. Kalan kıymet meseleleri, alınan iltifatlar, duyulan sözler; hepsi yalandır ve er geç geri alınacaktır. Ve evet sonrasında sen çırılçıplak kalacaksındır; ayaz yüzüne vururken koşar adımlar atacak, ağlayacaksındır. Büyümek buna denir, anlayacaksındır.
Simdi düşünüyorum, kağıtlara akıttığım şu kelimeler toplaşıp da kefaletimi denkleştirebilir mi? Unutulmayan bir aşktan, bir bebek saflığından, ana baba vicdanından üstte tutar mı yazdıklarım beni? Damarlarımdaki kan tamamen çekildiğinde, ve insanlığımın sınır çizgisi çoktan geçildiğinde, tüm bu yazdıklarım beni affettirir mi?
An gelir yaşam biter de bir gün; tüm pişmanlıklarım toplanıp, beni cennet kapısından içeri iter mi?
Baglanmayacaksin bir seye
Oyle koru korune
“O olmazsa yasayamam” demeyeceksin
Demeyeceksin iste
Yasarsin cunku
Oyle beylik laflar etmeye gerek yok ki
Cok sevmeyeceksin mesela
O daha az severse kirilirsin
Ve zaten genellikle o daha az sever seni
Senin O’nu sevdiginden.
Cok sevmezsen cok acimazsin
Cok sahiplenmeyince
Cok aitte olmazsin hem
Calistigin binayi
Masani, telefonunu, kartvizitini
Hatta elini ayagini bile cok sahiplenmeyeceksin.
Gokyuzunu sahipleneceksin,
Gunesi, ayi, yildizlari
Mesela kuzey yildizi
Senin yildizin olacak
“O benim” diyeceksin
Mutlaka sana ait olmasini istiyorsan bir seylerin..
Mesela gokkusagi senin olacak
Illede bir seye ait olacaksan,
Renklere ait olacaksin,
Mesela turuncuya,
Yada pembeye,
Ya da cennete ait olacaksin.
Cok sahiplenmeden
Cok ait olmadan yasayacaksin
Senin degillermis gibi davranacaksin
Hem hicbir seyin olmazsa
Kaybetmekten de korkmazsin
Onlarsizda yasayabilirmissin gibi davranacaksin
Cok esyan olmayacak mesela evinde
Paldir kuldur yuruyebileceksin
Ille de bir seyleri sahipleneceksen
Catilarin gokyuzuyle birlestigi yerleri sahipleneceksin
Hem her an avuclarindan kayip gidecekmis gibi
Hem de hep senin kalacakmis gibi hayat
Ilisik yasayacaksin
Ucundan tutarak..