|
01/05/07, 00:04
|
#21
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Hasan'a mektup -I-
Oğul bir mektup yaz bizim Hasan'a,
Bıldır ki itlerin çoğu öldü de
Tor tosunlar kayış yardı bu sene,
Koç öküzler epey ayrik yoldu de.
Aramizda yamri yumru tepeler,
Sokaklarda seyip gezdi sopalar
Sen giderken yeni doğan sipalar
Torunlu morunlu eşek oldu de.
Köye çoban ettik sağır ibiş'i,
Çatal doğurtuyor erkek çebişi
Yağcılıktan yükün tuttu çok kişi,
Gene aşiretin yüzü güldü de
İbibikler dama yaptı yuvayı,
Pis kokudan balta kesmez havayı
Sorarsan şo bizim eski davayı,
Can sıkmasın, kıyamete kaldı de
Biraz daha azdı dünkü sinekler;
Yular bırakmadı kırdı inekler
Çıkın edip gönderdiğin dilekler,
Yalınayak gözü yaşlı geldi de
İncitmeyin derken gönül hatırı,
Gebe çıktı Solakların katırı
Kör kıvrak bir kırık yemden ötürü,
Düşmanların davulunu çaldı de
Fukaralik bagdaş kurdu hasıra,
Harçlık marçlık gönderemem bu sıra
Hele mektup için bakma kusura,
Pul parası kesemizi deldi de
Yırtıldı geceler çakal sesinden;
Kazlar kafa çeker el kesesinden
Bozuk terazinin sol kefesinden
Demlenen hıyarlar ragbet buldu de
Sen gideli çok haserat turedi;
Anaç balıkların hepsi tüledi
Kavaklara kaplumbağa tünedi!
Yörük yaylasına çingen doldu de
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:04
|
#22
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Hasan'a mektup -II-
Göz değdi köyümün güzellerine,
ELİF, yadellere göçtü be Hasan
SEVGİ size ömür dört kulaç önce,
Ecel çorbasını içti be Hasan
ASALET babasız çocuk doğurdu;
Hazlı HÜRRİYET'i haydutlar vurdu
Viraneye döndü TÜRKHAN'ın yurdu,
Köyün tadı tuzu kaçtı be Hasan
ADALET felç oldu, yürür değnekle,
NEŞE ne haltetsin soğan ekmekle...
GÖNÜL delirdi de yol beklemekle,
İsyan bayrağını açtı be Hasan
SAADET'in adı HÜLYA'dır şimdi;
Hergün birimizi aldatır şimdi
UMUT'lar rüyada, faldadır şimdi
Unut, eski günler geçti be Hasan
FAZİLET'i gelin ettik gurbete,
Kimbilir... belki de gurbetten öte
Yağlı SERVET garaz eder ÜLFET'e
Ara yere nifak saçar be Hasan
ZEYNEP bize küskün, İFFET sürgünde;
Rezalet, felaket yağar her günde...
Yedi HASLET verem olur bir günde,
ÜLKÜ kötü yolu seçti be Hasan
Burada ne düğün ne BAYRAM kaldı...
En güzel UMUT'lar dalda ham kaldı!
Korku, hasret, isyan, keder, gam kaldı;
Binalar temelden uçtu be Hasan
İşte böyle... Malum ola halimiz;
Naçar böğrümüze düştü elimiz
Güven duyduğumuz her güzelimiz,
Bizlere bir kefen biçti be Hasan
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:05
|
#23
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Hatırlatma
Mektup derken siir oldu bak gene
Darilirsan ben ölürüm unutma...
Taze sarmasigim hoyrat bedene...
Sarilirsan ben ölürüm unutma
Bir gün günes olur göle dogarsin
Bir gün yagmur olup yola yagarsin
Bir gün ciçeklerden koku sagarsin
Yorulursan ben ölürüm, unutma
Kiliç agzi yoldur ok ucu meydan
Dikkat et;sen benim canimsin ey can
Koyakta kekliksin kayada ceylan
Vurulursan ben ölürüm unutma...
Ask denince akli birak deli ol
Isik isik gökten inen dolu ol
Boz-bulanik akan yagmur seli ol
Durulursan ben ölürüm unutma
Dinlemek zor, anlatmak zor yar beni
Göreceksin dertte gamda gör beni
Gönül topragima yaptim türbeni
Dirilirsen ben ölürüm, unutma
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:05
|
#24
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Hudut taşları
Bu bulanık hava,bu toprak bu su
Beni benden beni senden ayırır
Bu sabahsız gece bu düş bu uyku
Beni benden beni senden ayırır
Doğmadık güneşin aydınlığında
Uzarsa gölgeler dost kılığında
Şüphe keleplenir gönül çığında
Beni benden beni senden ayırır
Doğrultmak istersem kırılır dallar
Sınadım zamana sığmadı yıllar
Bu dikenli yollar bu taşlı yollar
Beni benden beni senden ayırır
Sevgi bulutundan rahmet damlası
Düşmeden ayrılık doldurur tası
Yoğun maddelerin ince manası
Beni benden beni senden ayırır
Sen aşka hiç dersin bense hayata
Kimbilir belki de bendedir hata
Bu dalgalı deniz bu yanlış rota
Beni benden beni senden ayırır
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:05
|
#25
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
İkininbiri
-Bayram Bilge Toker'e-
Can özünden besmeleyi çekende
Dil yanmazsa ben yanarım sultanım
Hak uğruna bir sefere çıkanda
Yol yanmazsa ben yanarım sultanım
Arzuhalim ulaşırsa divana
Korkarım ki taban değer tavana
Çiçeğimden zerre girse kovana
Bal yanmazsa ben yanarım sultanım
Göz utanır gönül dostu görünce
Can tutuşur candan selam gelince
Bülbül olup bir bahçeye girince
Gül yanmazsa ben yanarım sultanım
Aşıklık içimde doğduğu zaman
Taş yanar göz yaşım yağdığı zaman
Mızrabım sazıma değdiği zaman
Tel yanmazsa ben yanarım sultanım
Üzülmedim erkenine geçine
Akıl yordum herşeyine hiçine
Söküp yüreğimi atsam içine
Göl yanmazsa ben yanarım sultanım
Alev alev ruhta, canda bu ateş
Bakmakla görülmez bende bu ateş
Bırakılsa hangi günde bu ateş
Yıl yanmazsa ben yanarım sultanım
Dosta mektup yazma vakti gelirse
Yazar postalarım kısmet olunsa
Mektubumun mahiyetin bilirse
Pul yanmazsa ben yanarım sultanım
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:06
|
#26
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
İtiraf
Sevgiliden sevgiliye hediye,
Ayva gider, elma gider, nar gider.
Sevenin yüreği bir renkli mevsim;
Yağmur gider, rüzgar gider, kar gider.
Işıklı saçların dökmüş beline,
Bağladım gönlümü her bir teline,
Ana, bir ben değil bu aşk yoluna,
Topal gider, sağır gider, kör gider
Fakir, zengin, yiğit, akıllı, deli...
Bunların hepsi de sever güzeli,
Baba, bu çığırdan ezel ezeli,
Hasta gider, esir gider, hür gider.
Sarıldım boynuna, öptüm yüzünden;
Sevdim, ayrılamam kara gözlümden,
Ah! Gardaş neyleyim gönül izinden,
Herkes gitmiş, ben giderim, yar gider.
Karakoç'um düşmüş gönül derdine;
Can adaktır güzellerin merdine,
Hey arkadaş, bu sevdanın ardına
Şahlar bile tahtı, tacı kor gider.
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:06
|
#27
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Kara haber
Ellerin yurdunda çiçek açarken
Bizim ile kar geliyor kardeşim.
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.
Güzel olmuş sıra sıra söğütler,
Dağ ardında unutulmuş şehitler.
Hürriyete seymen giden yiğitler,
İki gidip bir geliyor gardaşım.
Üç aylık bebekler tutldu taşa,
Düşmanlar geriden eyler temaşa.
Yaratan böylesin vermesin başa,
Zor geliyor, zor geliyor gardaşım.
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:06
|
#28
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Karşılama
Geldi gonderdiğin şiirden mektup
Arada bir böyle yaz Balaban'ım
Zaman siciminin ucundan tutup
Bazen bağla, bazen çöz Balaban'ım
Fikir gölü derinleşir girdikçe
Dostluk gülü gümrah açar derdikçe
Sıhhat, zaman, mekan, imkan verdikçe
Cevapsız bırakmam, söz Balaban'ım
Ahval- i aleme kafayı takma
Allah Kerim, sabrı elden bırakma
İlmi düstur eyle, imanı sakla
Gayrisi savrulan toz Balaban'ım
Huzur içte gerek, kabukta değil
Vuslat acelede, çabukta değil
Akıl da baştadır, topukta değil
Çile yemekteki tuz Balaban'ım
Ahlakı, töreyi kenara atan
Dine " Afyon" diyen, vatanı satan
Müslüman olamaz, Türk değil zaten
Dayanmaz görmeye göz Balaban'ım
Demişler ya " Kuvvet birlikten doğar"
Kar, yağmur zamanı gelince yağar
Nasihatım o ki dinlersen eğer
İşaret " ben" değil " Biz" Balaban'ım
Çevremizi saran türlü ihanet
Gün geçtikçe görünüyor daha net
Başlangıçta bilmek değil kehanet
Bağrımıza girmiş köz Balaban'ım
Zaman geldi esir olduk maddeye
Zaman geldi hasır olduk caddeye
Zaman geldi küsur olduk şetteye
Daha bunlar bize az Balaban'ım
Dört yanımı gurbet yazmış kaderim
Dosttan mektup gelir, biter kederim
Gözlerinden öper, selam ederim
Aydınlık günlerde gez Balaban'ım
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:06
|
#29
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Mihriban
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban
Yar,deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım karabahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
01/05/07, 00:07
|
#30
|
Cumhurbaşkanı
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Nereye ...
Mesajlar: 5.608
|
Noktada Zaman
Gönül kurşun yemiş yaralı ceylan
Döndüğü noktadan bin yıl uzakta
Yürek ateş düşmüş kuru bir harman
Yandığı noktadan bin yıl uzakta
Ne nisan bozulur, ne düşer tetik
Zaman kanlı tezgah,acılar mekik
Umut yavrusun yitiren keklik
Konduğu noktadan bin yıl uzakta
Şans ne ki? Bir doğar,ölür bin kere
En güzel arzular kalır mahşere
Sevginin meyvesi dalından
İndiği noktadan bin yıl uzakta
Çıkar oyunbazlar ikbal katına
Tepeler dağları alır altına
Dostluk sürücüsü vefa altına
Bindiği noktadan bin yıl uzakta
Esasta her canlı mutlak bir ceset
Dunyamız soluyan ufak bir ceset
Evren teneşirde çıplak bir ceset
Yunduğu noktadan bin yıl uzakta
Abdurrahim Karakoç
|
|
|
Konu Sayısı: 887
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
|
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:38 .
| |