Sen Yoksun
Yağmur yağmıyor
Güneş artık yüz vermiyor
Yıldızlar karanlık bakıyor
Ay bile, küskün halini andırıyor
Sen Yoksun
Güller solgun, açmıyor
Bülbüller durgun, ötmüyor
Çiçekler yorgun, artık güzel kokmuyor
Bahar bile, kendi gelişine sevinemiyor
Sen yoksun
Nehirler o ihtişamıyla akmıyor
Dağlar göğsünde, karı barındırmıyor
Ağaçlar artık meyveye durmuyor
Taşlar bile yokluğuna isyan ediyor
Sen Yoksun
Günler dargın, aylar üzgün, yıllar hüzünlü
Hayat sıkıcı, gönül mutsuz ve de ıssız
Sevmeler yapmacık, sevgiler ikiyüzlü
Gözler yalancı, özler yabancı ve arsız
Sen Yoksun
Sözler yetim, kelimeler öksüz
Beyhude konuşur oldu cümleler
Ünlemler anlamsız, noktalar yüzsüz
Virgülle parçalandı yarım kalan bölmeler
Sen Yoksun
Yaşadıkça hayatı, yalnızlığın adı yok
Her nefes aldıkça, ızdırap içinde canlar
Ölümü düşünmenin, yokluğunda tadı yok
Varlığında yok olmayı göze alanlar anlar
Süleyman ÇAĞLAR
Bu Şiir Peygamberimiz (s.v.a) için yazılmıştır
Seni seven Senin gibi olmalı
Senin gibi Sultanım, cömert olmalı.
Sen halkın faydalanması için esip duran rüzgardan daha cömerttin.
Dünyalık bir şey istense senden; asla olmaz demezdin.
Çünkü Sen infakla emrolunmuştun.Yoksulluktan korkmazdın.
Kim bilir kaç geceyi aç olarak geçirdin.
İsteseydin dağlar yürürdü yanında, İsteseydin Sana cennet sofraları açardı Hz. Meryem.
Sen isteseydin Ebu Talib'in sofrası gibi, Senin uzanmadığın yemeğe hiç kimse uzanmaz, Senin oturmadığın sofralara oturmazdı hiç kimse.
Ama Sen kimbilir kaç gece açlığından uyuyamadın.
Çünkü Sen öylesine cömerttin.
Bir gün Bilal'in evini şereflendirmiştin. Bilal odanın bir köşesinde hurma biriktirmişti.
Bu nedir? diye sormuştun ona.
Hurmadır Ya Rasulullah, Senin misafirlerin için saklıyorum demişti.
Ve Sen konuştun sonra.
Öyle bir konuştun ki, sesin dalga dalga, asırlarca çarpa çarpa Bilallere ulaştı:
İnfak et Bilal, infak et. Arşın Rabbi eksiltir diye korkma...
Sen cömert üstü cömerttin.
Seni seven Senin gibi olmalı
Senin gibi Sultanım, ümmetine düşkün olmalı.
Ümmetii diye doğdun.
Kendi nefislerimizden bir Rasuldün.
Günah işlememiz hep güç geldi Sana..
Bize pek düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametliydin.
Sadece mübarek nazarlarınla büyüyenleri değil, sonradan gelecek ümmetini de düşündün.
Ya RasulAllâh,bir gün arkadaşlarını selamladığında buyurmuşsun:
Siz de şahit olun ki kıyamete kadar bana tabi olacak müminlere de selam...
Selamın geldi bize, cana can katan selamın geldi.
Şimdi bizden de Sana selam...
Selam senin üzerine olsun Ey Allâh'ın Habibi
Selam senin üzerine olsun Ey Allâh'ın Rasulü
ve selam olsun al ve ashabına...
Sahabe Seni gördü, Seni sevdi ve yüceldi.
Bizse Seni sevenleri gördük, adın anılınca yaşaran gözler gördük..
Allâh denilince sararan yüzler gördük..
Tesellimiz bu oldu...
ve asıl tesellimiz Ya RasulAllâh..
Sen ki bu kadar merhametlisin..
bu kadar cömertsin..bu kadar düşkünsün bize..
Ya Seni yaratan Allâh C.C.
Seni merhametli yaratan Allâh, Seni merhametle yaratan Allâh...
Nasıl merhametli, nasıl cömert, nasıl kullarına düşkündür...
Sensiz bir diyar...
Bir yani gül bagina bakiyordu, bir yani ucsuz bucaksiz kirlenmemis semaya
ve bir yani rüzgar ugultusunun duyuldugu bir vahada yürüyen kervana....
Gül bagi girdim usulca...
Güller yapraklarini acmis "Güllerin En Güzeli`nin" yüzüne sürgün bir zamanda....
Sirilsiklam bir hasrete bakiyordu güllerin bir yapragi, bir yapragi Sensizligin yorgunluguna...
Bir yapragi da dertli gönüllerin efkarla bekledigi vuslata...
Yüzümü cevirdim semaya usulca....
Kokuna hasret bir yagmur damlasi düstü, yagmurlarina asina oldugum bu diyarda....
Seni yazdi düsen ilk yagmur damlasi yüregime...
Sensizligin üsümüslügünde...
Agladi sema Sensizlikte... Üsümüslügümü anlatmaya yeter mi bilmem,
agladim iste Sensizlikte...
Yagmur Sana sevdali, ben Sana sevdali...
Agladik üsümüslügün titreten zemherisinde....
Yürüdüm vahaya usulca..
"Sen" varsin Ey Nebi burada...
Bir Senin adin var dillerde... Bir Sevdanin kor gibi düstügü Sana sevdali yürekler....
Ruhunu gözyasinin ardinda birakan bedeviler... Rüzgarin ugultusunda "Sen",
bakislarda "Sen", cümlelerde "Sen"... Sen soruluyorsun topraga, rüzgara.... Üzgün bir Sensizlikte....
"Sen"`li dünyamizin, "Sen"`li cümlelerimizin, "Sen"`li sevdamizin Sensizliginde....
Güllerin adi "Sen", Hasretin adi "Sen", Vuslatin adi "Sen"
"Sen"`li bir Sensizlikte....
Sevdan "can"`larinda, "can"`larini ellerine almis yürüyen bu kervanin
Adi "Sen", sevdasi "Sen
Bir gün bana seslenirsen Ya Rasulallah
Çıkamam huzuruna utanırım
Bir gün benim için üzülürsen Ya Rasulallah
Bu azaba dayanamam yanarım
Hali perişan bir kul yanı başına gelirse Ya Rasulallah
Peygamberlerin yanında ümmetimdendir;
Deyip utanma Sen sakın. Boynunu bükme
Ben giderim Ya Rasulallah
Mahşerde bu ümmetin cehennemlik denirse
Sen üzülme! Ben cennete gitmesem de olur
Yeter ki gözünden yaşlar süzülmesin
Ne olacak ki yanarım Ya Rasulallah
Eğer bir gün bizi özler de gelmek istersen
Musap, Ömer, Bilal, Hubeyde, Ebubekir
Dayanamaz sensizliğe
Onları bırakıp gelme Ya Rasulallah
Biz Sana layık değiliz ki, Seni Onlar kadar sevemedik
Rüzgâr saçını dağıtır, ayağına diken batar diye üzülmedik
Hatta saçını biz ağarttık Belki kalbini günahlarımızla
biz yaraladık Seni hak etmedik Ya Rasulallah
Yine utanmadan eğer Sana kavuşmak için
Görevimi bitirmeden gelirsem Yenik düşmüşsem firaka
Yeter demişsem acılara Artık katlanamaz olmuşsam insanlara Hayır, hayır, hayır Girmediğim gönül kalmışsa Kabul etme,
Geri gönder, kov kapından Gücenmem söz Ya Rasulallah
Dediler bana -Bu dünya O var diye yaratıldı-
Geldim dünyaya, açtım gözlerimi, aradı bu gözler seni
Ama sen yoktun...
Haber göndermişsin
-Kardeşlerime selam olsun- demişsin...
Seni göremeyen kardeşlerine selam
Senden gelen selama can kurban Ya Resûlallah.
Sen ki eşsiz tebessümüyle kalpleri anahtarsız açan,
Sen ki dört mevsim açan gül,
Sen ki bir yavrucağın kuşu ölmüş diye taziyeye giden ince gönül,
Sen ki harbe en önde giden korkusuz cengaver.
Çocukların bile fikrini soran büyük düşünür,
İsmi Allah la yazılacak kadar şereflisin.
Bir hayvan ölüsünden herkes uzaklaşırken
Onun güzel dişlerini görecek göz vardı sende...
Selam vermeyi çok sevmene rağmen
Tembellik yapana bunu layık görmeyecek kadar çalışkandın sen.
Çocuklarla oyun oynayan alçak gönüllü sevgi güneşi,
İki kurbanlığın oğlu olarak asildin sen.
Can düşmanlarının malını emanet ettiği,
Sözüne güvendiği emindin sen
Hz. Yusuf tan güzel, tüm insanlar içinde özeldin sen
İnci dişlerinin arasından çıkanlarla kimsenin incinmediği yürektin sen.
Sen yürüyünce dağlar erirdi, mahlûkat selam verirdi sana,
İftira atanlar üzünce seni melekler öperdi yanaklarından
Münkirler ağlatınca Amine yoktu ki kucaklasın seni?
Abdullah görmedi nasıl cezalandırsın kafirleri?
Ama Rabbin vardı, alemleri senin için yaratan Rabbin...
Miraca çıkardı seni, sevgiliyi görmek herşeye değerdi.
Bahiranın bahçesindeki kuruyu yeşerten sevgili !
Gel ey nebi.
Gönlümün bozkırları seni bekler.
Seni sevmek her ruhun yiyeceği, içeceği,
İlahi aşkın gıdası seni sevmekten geçer.
Benim sevgim nedir ki?
Ayçiçeğinin güneşe olan sevgisi...
Önemli olan güneşin, ayçiçeğine ışık göndermesi.
Sana öylesine muhtacım ki...
Ölesine muhtaç...