Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul
Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım..
Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden
Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım..
Kim daha çok yalan söndürdü çay
bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?
Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım..
Ben ençok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı
Bir selam verdim..
aynalara gülümseyip
yüreğinde..
hissedebildi mi..
beklediğimi..
çağırdığımı..
sesimi duyabildi mi kulaklarında
ulaşabildi mi..
fısıldamak istediklerim
gel..derim
ki dileğim
gelirsin de
kaçar gideriz kırlara.
bak
güneş ısıttı toprağı
çiçekler isyan edip
başkaldırdılar
bayrak açtı yürekleri
evrenin
gelirdin de
dağların tepelerinde birlikte
haykırırdık
hani yankı yapar ya..
ben sana seslenirdim yüreğimle
yankısını duy diye yüreğinde
ve arada bir soluklanırdım..
nefesim tükense de..
senden gelen sesin
yankısı duyulana dek yüreğimde
çığlık çığlığa haykırırdım adını
bulutlara bakardık birlikte
gökyüzünde..
sonra uzatıp ellerimi
ellerinden tutardım ve kanatlanırdık
tepeden bakar küçümserdik
insanları..
kar beyaz bir buluttan
bir başkasına
atlardık
ve minik şimşekler bırakırdık
ardımızda..
ürkütmezdi varlığımız hiç kimseyi
ve bir yağmur damlası olup
birlikte yağardık..
bir çiçek bahçesine el ele
yapraklarından süzülürdük
bir gonca gülün yüreğine
o gülde gül gibi olurduk
birlikte hayat verir büyütürdük
ve güpegündüz bir rüyayı paylaşırdık
tüm sevecenliğiyle
biz diyebilir miydik kim bilir
adı sevgi çiçeği mi olurdu
o gülün dost yüreğimi
adını söylemek istemezdik belki de
belki de adı hiç olmazdı
rüyadaki bu masalın
adsız birer kahramanı olurduk belki de
sonra
ipeksi bir elin
işaret parmağı uzanırdı
ve ben susardım
aslında hep susardım.
mühürlenirdi kelimeler
tutuklu kalırdım kendi bedenimde
ve gözlerimi yumardım
sadece beklerdim
beklerdim
pamuk prens değildim ama
rüyadan uyanmak için değil
uykudan bir sevince uyanabilmek
için
beklerdim..
bir hayalim olsun isterdim
uzanıp dizlerinde gece karanlığında
kimsesiz bir gecenin yalnızlığında
yıldızları seyredebilmeyi
ve şarkılardan fal tutar gibi
bu yıldız senin..
o yıldız benim..
sayardık belki de sabaha kadar
kollarımız iki yandan kuşatır geceyi
kucak, kucak toplardık yıldızları
bir ucundan sen alır gelirdin
dünyanın
öteki ucundan ben toplardım onları
bir samanyolunda kavuşurdu
bizler gibi onlarda birbirlerine
ellerimizle..
bir düş bu
bir hayal
gözlerimi yumuyorum..
uyanmak mı..
bir gün evet..
ben uyandığımda
daha güzel bir dünyaya
doğabilmek istiyorum
hayalse hayal
masalsa masal
bir tek bunu biliyorum...
seviyorum...