Dostluklar, çıkar kaygısı ile kurulmaz...
Başkalarını minnet altına sokmak için iyilik sever ve eli açık olunmaz...
Bu nedenle de dostluk, bir ödül almak kaygısı ile değil, bütün kazancı o sevgide olduğu için aranmalıdır...
...
Dostluğun güçsüzlükten, herkesin kendisinde olmayan bir başkasından elde etmek istediğinden doğduğunu söyleyenler, dostluğu ihtiyaç ve zorunluluktan doğmuş saymakla,ona çok aşağı ve hiç de soylu olmayan bir doğuş vermiş olurlar...
...
Bir insanın kendine güveni ne kadar tamsa, bir insan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak erdem ve bilgeliğine sahipse, o denli dost edinir ve dostunun yakınlığını kazanır...
...
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçelim...
Bunun için de öncelikle dostluğa girişim gerekir...
“Konuşmaya fazla düşkün kimse, ne kadar bilge olursa olsun, aptaldan sayılmayı hak eder...”
Ziyarî emiri Keykâvus’un bu sözleri, tarihin büyük bölümünde dünya genelinde kabul gördü...
Dünyanın en az konuşulan ülkesi olduğu rivayet edilen Finlandiya’nın bazı bölgelerinde, köylülere özgü bu kadim suskunluğu bugün bile hissetmek mümkün. Bir Fin atasözüne göre;
“Bir kelime bin bela açmaya yeter...”
Suskunluk konusunda başı çeken Hame yöresinde iftiharla anlatılan bir hikâyede, çiftçinin biri komşusunu ziyarete gider ve tek söz etmeden uzunca bir süre oturur.
Sonunda ev sahibi ziyaretinin nedenini sorar ve çiftçi ancak o zaman, evinin yanmakta olduğunu açıklar...
Bir şey üretirsiniz, insanlar sizi kıskanırlar.
Ne kadar üretici olursanız o kadar çok düşmanınız olur. İnsanların üreticiliği arttıkça gerginlikler de artacak.
Herkesin bir numara olmak istediği vahşi bir narsizm dünyasında yaşıyoruz. (...Theodore Zeldin)
ŞUNU unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden taviz vermek anlamına gelmez...
Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır... Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır...
(...M.Aurelius)
Daha az konuşun, daha çok dinleyin...
Yerler kirlense, masa örtünüz lekelense bile daha çok arkadaşınızı akşam yemeğine davet edin...
Size gençliğini anlatmaya çalışan yaşlılara daha çok vakit ayırın...
Eşinizin sorumluluklarını daha çok paylaşın...
Televizyon seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlayıp gülün...
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeçin...
Size benzemeyenler, sizden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı sizi ilgilendirmesin...
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için Allah’a şükredin...
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona erecek...
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz...
(...E.Bombeck)
Yay hayattır...
Bütün enerji ondan gelir... Ok bir gün mutlaka terk edecektir....
Hedef ise uzaklardadır...
Ama hayat her zaman sizin yanınızda kalır, bu yüzden ona nasıl iyi bakacağınızı bilmeniz gerekir...
Durgun kalacağı dönemlere ihtiyacı vardır, her daim kuşanılmış ve gerilmiş halde tutulursa gücünü kaybeder...
Bu yüzden gücünüzü tazeleyebilmek için dinlenmeyi kabul etmelisiniz...
Böylece yeniden yayı germek için asıldığınızda gücünüz eksiksiz olur...
Bir işi doğru yapmanın
üç yolu vardır:
Birincisi “akıl yürüterek” ki
en saygıdeğeridir...
İkincisi “benzeterek” ki
en kolayıdır...
Üçüncüsü “tecrübeyle”
ki en acısıdır...
Önemli olan ruh ve akıldır...
Her şeyin iyisini yapmaya çalışın ve hastalığınızın arkasına saklanmayın...
Her günün tadına varın...
Akşam nereye gideceğinizi planlayın,
Geleceğinizi planlamayın...
...
Yalnızca başkalarının yardımına açık olmayın...
Kendinize de yardım edin...
Hâlâ bir şeylerin üstesinden gelebileceğinizi gösterin herkese...
Yapamayacağınız şeyler için boş yere üzülmeyin...
Yapabileceğinizi yapmaktan zevk almak için uğraşın...
(...Stephan Hawking)
İnsanlar ölmekte olduğunuzu sanırlarsa, ancak o zaman bütün dikkatlerini size verirler...
Bugün sizi son kez görüyor olma ihtimalleri varsa, sizi gerçekten görürler...
Çek defterleriyle ve radyo şarkılarıyla ve dağılmış saçlarıyla ilgili her şey pencereden uçup gider...
Bütün dikkatleri sizde olur...
İnsanlar sadece o zaman kendi konuşma sıralarını beklemek yerine sizi dinlerler...
(...Chuck Palahniuk)
Kendimizle bağlantıda olmayı veya olmamayı seçebiliriz...
Söylediklerimiz ve yaydığımız titreşim arasında çok fazla çelişki var...
Neredeyse kimse başlarına gelen olayların neden geldiğinin farkında değil...
Bir diğer deyişle kafa karıştırıcı bir karmaşa mevcut...
Ne kadar muhteşem ki, pek çok insan kendi ile bağlantıda olmayı yaşarken, bu realitede kalırken ve bunu etrafındakilere öğretip yayarken, yani her şeye rağmen, evren hâlâ ilerlemeye devam etmeyi başarıyor...
Ve ne kadar muhteşem ki, her birimizin kendimizle, içimizdeki güçle bağlantıda olma veya olmama seçeneğimiz var...