Sen benim ruhumun kıyıcı düşüncesi oldun
Senin güzelliklerini görmekle aşk doğrudan yüreğime girdi
Ve onu boyaların en solmazı olan kırmızının en koyu rengiyle boyadın
Ve ateşi ciğerimi çılgınca yakıp tüketti
Sana tüm varlığımı ve ruhumu vermek isterdim
Ve de bana, “benim için uykularını feda eder miydin” diye sorarsan
“Evet, kuşkusuz. Hatta gözlerimi bile senin için feda ederdim” yanıtını verirdim
Şair ve bilim adamı Lauren Iseley , bir gün sahilde yürüyüş yapıyordu. Uzakta danseder gibi hareketler yapan bir adam dikkatini çekti. Merak edip hızlı hızlı ona doğru yürüdü. Yaklaşınca bir gencin yerden bir şey alıp denize attığını , sonra birkaç adım koşup aynı hareketi sürekli tekrarladığını gördü. Biraz daha yaklaşıp genci selamladı ve aralarında şu konuşma geçti:
- Ne yapıyorsun böyle ?
- Okyanusa denizyıldızı atıyorum.
- Denizyıldızı mı ?
- Evet.... Güneş yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları hemen suya atmazsam az sonra ölecekler.
- Ama görmüyor musun ki , kilometrelerce sahil var ve baştan aşağıya denizyıldızı ile dolu , ne farkedecek ?
Genç adam eğilerek yerden bir denizyıldızı daha aldı , denize fırlatırken:
- Bakın. Onun için fark etti!