Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağanak döktü suyun tüm sırlarını.
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden , o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze... Çağlayanlar, şelaleler, akarsular.. Hepsi kayboluyordu bir anda. Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca fark etti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla... okyanusa taşındığını.
Karar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu....
geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım.
Ben tam giderken "Dur !'' dedi su.
Hep çevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dileği ile ...
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
GEL KENDİNİ DE AL BU BENLİĞİMDEN HİÇ BİR BİR SEYİM KALMASIN
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
durmaksızıN süreN kavgaLar meğer a$kıN ciLveLeriymi$
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...