Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Oyun Bölümü > Oyun tanıtımı

Oyun tanıtımı Çıkacak olan ve şu an piyasada bulunan oyunların tanıtımı

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 17/06/08, 12:37   #1
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart Dungeon Siege II (PC)

Kılıcım keskin, yayım gergin, büyülerim hazır� Vakit, zindanlara geri dönme vaktidir.

İnternet kültürünün iyice yaygınlaştığı, oyunların iyiden iyiye hıza ve aksiyona dayalı olmaya başladığı şu zamanlarda fantastik rol yapma oyunlarına (FRP) ilgi oldukça azalmaya başladı. Günümüzün seri silah çekerek, hızlı nişan alan ve aksiyon içermeyen oyundan köşe bucak kaçan oyuncu kesimi için hiç cazip gelmeyen FRP oyunları da bu kitleye uyum sağlama çabasına gitmek zorunda kaldılar. Günlerimizi, haftalarımızı, hatta aylarımızı verdiğimiz, bitirebilmek için aynı yolları defalarca katettiğimiz, aynı karakterle defalarca konuşup ne demek istediğini daha iyi anlamaya çalıştığımız oyunların yerlerinde yeller eserken, şimdi başlanıldığı gibi bir kalemde bitirilesi oyunlar piyasayı alıp götürmüş durumda.

Hal böyle olunca FRP�den aksiyona ve hack�n slash adını verdiğimiz, önüne çıkanı öldür oyunlarına yönelen yapımcılar, içine bir iki FRP öğesi serpiştirerek pek çok aksiyon yapımını insanlara kabul ettirdiler. Öyle ki; Diablo gibi, �FRP mi? Hack�n Slash mi?� hâlâ tartışılan, ama 6 yıla yakın süredir aralıksız oynanılan bir yapımın rağbet görmesinin ana nedeni de bu aksiyon bolluğu olsa gerek.

Hack�n Slash türünde yeni bir isim

Kendini bir tür olarak artık benimsetmiş FRP - aksiyon karışımı oyunlar, pek çok örnek ile piyasaya sürüldü. Diablo, Nox, Divine Divinity, Neverwinter Nights ve tabii ki Microsoft imzalı Dungeon Siege. Tüm bu oyunların ana yapıları hemen hemen birbirinin aynı olmasına rağmen bazı ayrıntılar bakımından Dungeon Siege rakiplerinden ayrılıyordu. Aslında her oyundan biraz tat barındıran bu yapım, üç boyutlu olmasının yanında dönemin iyi grafikli oyunları arasında yer alıyordu. Büyü efektlerinin ve savaşların göze çok hoş gelmesinin yanında, düşmana atılan her ok saplanıp kalıyor ve bu tip ayrıntılar oyunun albenisini arttırıyordu. Aynı zamanda rahatça anlaşılan ve çok kolay olan arabirimi ile savaşlar tek tıklama ile yapılabiliyor, grup savaşları kolayca kontrol edilebiliyordu. Elbette oyun içinde yüklemelerin neredeyse hiç olmaması oynanabilirliğin de tavana vurmasına neden olmuştu.

Sonuçta, Microsoft�un kanatları altındaki Gas Powered Games tarafından piyasaya damgasını vuran ve çıktığı yıl pek çok oyun dergisinden ödül alarak başarısını katmerleyen Dungeon Siege, gerçekten çok tutuldu. Çok beğenilen her oyun gibi Dungeon Siege�in de ikinci versiyonu için söylentiler almış başını gitmişti ki, bu sefer bir ek paket ile bizleri o atmosfere geri yolladı. Dungeon Siege: Legends of Aranna isimli ek paket, orijinali ile aynı oynanışı sununca ve beklenilen yenilikleri getiremeyince, sadece oyunun çok ciddi fanları tarafından tutuldu ve beklenen ilgiyi göremedi.

Fakat bu ek paketin sadece oyuncuları oyalamak için yapıldığı, o dönemlerde gizliden gizliye devam eden, yapımcıların ikinci versiyonun hazırlığı içinde oldukları haberleri ile kanıtlandı. Yeni oyun, ilkine göre daha hareketli, daha heyecanlı ve göze daha güzel gelen grafiklerle süslü olacaktı. Sadece bu kadar gelişim bile beklenilen oyuncu kitlesine ulaşmaya yetecekken Gas Powered Games beklenenden daha fazlasını sunmak için elinden geleni yaptı ve ağustos ayı içerisinde merakla beklenen oyunu Dungeon Siege 2�yi biz oyun severlerin beğenisine sundu.

Nihayet oynanmayı hak edecek bir oyun

Hepinizin bildiği gibi şu sıcak yaz aylarında oyun piyasası ciddi bir kuraklığa girer. Piyasaya zar zor çıkan ve sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen bu oyunlar ise nazire yaparcasına kötü ve kalitesiz olurlar. Ancak bu kurak mevsim bittikten sonra ise ardı ardına birbirinden güzel yapımlar piyasaya sunulmaya başlar. İşte Dungeon Siege 2 de bu kurak mevsimi bitirip yeni bir oyun sezonunu açacak güzel oyunlardan biri.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 17/06/08, 12:37   #2
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Dört CD�den oluşan Dungeon Siege 2, kurulumun ardından güzel bir demo ile açılışı yapıyor. Her FRP oyununda olduğu gibi, işe karakter seçimi ile başlıyoruz. Oyun içinde birkaç savaşçıdan oluşan grup halinde dolaşacak olmamıza rağmen ana karakterimiz belirlerken oyun stilimize dikkat etmemiz gerekiyor. Eğer kılıç kalkan ile direkt düşmana saldırmayı seven veya tam tersi bir oyun stili benimseyecekseniz; tam ona uygun olan ırkı seçmek gerekiyor. Oyunda seçebileceğimiz ırklar; insan, elf, yarı-dev ve dryad.

Seç beğen al
İnsanlar, oyunun en standart karakterleri. Hem yakın dövüş savaşçısı, hem uzak mesafeli okçu, hem de büyücülük konusunda bir iki yeteneğe sahip olabiliyorlar. Bu ırkı seçmemiz halinde �hepsinden biraz� mantığı ile oynamamız mümkün.

Elfler, özellikle büyü konusunda yetenekliler. Oyunun en güçsüz savunmasına, fakat en yüksek zarar veren büyü gücüne sahipler. Her grubun olmazsa olması büyücüler, bu ırktan seçilirlerse; hem yüksek manadan istifade ederler, hem de büyülerde daha çabuk uzmanlaşırlar.

Yarı-devler, oyunun en güçlü karakterleri. Ellerinde kılıç kalkan hemen düşmanın arasında dalmaya çalışan oyuncular için birebir. Bu tip oyunlarda tank ismi verilen ve düşmanla yakın temasta olan karakterlerin bu ırkı tercih etmesi muhtemel.

Dryad ırkı ise, okçuluk ve doğa büyüleri konusunda uzmanlar. Çok dayanıklı olmayan vücutlarına rağmen, uzak mesafeli silahları oldukça verimli kullandıklarından, hücum anlamında son derece güçlüler. Aynı zamanda büyü konusunda da elfler kadar olmasa da iyi sayılırlar.

Dungeon Siege 2 yapısı gereği karakterin ırkı ne olursa olsun sizin oynama yapınıza göre şekillenen bir oyun. Yani siz yarı-devi seçtiniz zaman büyü yapamayacaksınız diye bir şart yok. İsterseniz grubunuzun en güçlü ve büyü konusunda en uzman olan karakterini yarı dev gibi savaşçı olmak için yaratılmış ırktan oluşturabilirsiniz. Çünkü oyun içinde silah olarak veya büyü olarak en çok neyi kullanırsanız, karakteriniz de o konuda uzmanlaşıyor. Elinden oku eksik etmeyen bir savaşçı ya da büyücü ırkı ne olursa olsun ok konusunda uzmanlaşıyor. Ancak dikkat etmek gereken bir nokta var. Eğer grubu birbirini tamamlayan yapıda oluşturacaksanız; her güçten biraz kullanan karakterler yerine, kendi dalında uzmanlaşmış karakterler yaratmanız daha mantıklı. Ancak böylece grup üyeleri maksimum vuruş gücüne ulaşabiliyorlar.

Tepetaklak savaşa giriş

Karakterimizin türünü, cinsini ve görünüşünü belirledikten sonra artık müthiş maceramıza başlayabiliriz. İzlediğimiz iki güzel videonun ardından kendimizi bir anda savaşın ortasında buluyoruz. Oyuna başladığımız ana karakterimiz bir paralı asker ve daha neyin ne olduğunu bilmeden, eline tutuşturulmuş bir kılıç ve yanına verilmiş bir silah arkadaşı ile yola koyulması gerekiyor. Bu ilk bölüm aslında oyunun kontrollerine ve yenilenen sistemine alıştırma mahiyetine yapılmış. Bizler de kontrolü elimize geçirince ilk olarak yakın dövüş, uzak mesafe atışları ve büyü kullanmayı öğrendikten sonra düşmanlarla karşılaşmaya başlıyoruz.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 17/06/08, 12:37   #3
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Kılıcım keskin, yayım gergin, büyülerim hazır� Vakit, zindanlara geri dönme vaktidir.

Bir iki savaş taliminin ardından savaşa iyice kendimizi kaptırmışken araya giren bir video ile şaşırıyoruz. Bunca yolu boşuna geldiğimizi ve farkında olmadan kötülük adına hizmet ettiğimiz öğreniyoruz. Paralı asker olarak hizmet ettiğimiz komutanımız, sahibine müthiş güçler bahşeden kılıcı ile dünyayı karanlık çağa geri götürmeye uğraşıyor ve dünya için müthiş bir tehlike teşkil ediyor. Video bittiği anda kendimiz bir zindanda, elfler tarafından tutsak edilmiş vaziyette buluyoruz. Son derece umutsuz görülen bu sahneden nedenini henüz bilemediğimiz bir sebepten dolayı bize iyi davranan bir elf sayesinde, geçici süre için serbest bırakılıyoruz. Elflerin güvenini kazanmak için onlar adına birkaç görev yapmalı ve elimizden geldiğince yardım etmeliyiz. Bu görevlerin ardından ise dalgaların bizi sürüklediği yöne doğru maceramız devam edecek.

Zindan macerasında zindana düşmek

Nihayet özgür bir biçimde elf köyünde dolaşmaya başladığımızda oyunun yeniliklerini gözlemleme ihtiyacı duyuyoruz. Bir kere oyunun arabirimi ilk versiyona göre baştan aşağı değiştirilmiş. Savaşlar, görevler ve hikâye daha kapsamlı olduğundan menü içerikleri ve seçenekler iyice artmış. Genel oynanış tamamıyla ilk oyunla aynı, ama asıl hikâyenin yanında pek çok yan görev de eklenmiş. Dolayısıyla yaklaşık 5-6 saatte bitecek ilk bölüm, tüm yan görevleri yapmak istemeniz durumunda 10 saati geçecek bir oyun süresine kavuşmuş. Bu da oyun kıtlığı çeken bizlerin en çok isteyeceği şey zaten.

İç menülere girdiğimizde günlüğümüzün ve dolayısıyla görevleri yaparken bize yardımcı olacak notların (Quest Log) ilk oyuna göre çok daha açık yazıldığını görüyoruz. Böylece oyun içinde hiçbir görevi bulmakta zorluk çekmiyoruz.

Arabirimi biraz incelersek; sol üst köşede karakter portrelerinin olduğu bölüm ilk oyundaki gibi silah seçeneklerini sağlıyor, ama bu sefer işler biraz daha kapsamlı. Hemen portrenin yanında silah seçeneğimiz var. Bbunun yanında ise 4 taneye kadar büyü seçenekleri bulunuyor. Savaşın yapısına göre buraya dizeceğimiz büyülerden istediğimiz birine geçerek dövüşmeye devam ediyoruz. Buradaki büyü sıralamasını da elbette her karakterde bulunan büyü kitabı ile düzenliyoruz. Büyü kitabında ise üç farklı seçenek mevcut. Normal büyüler, otomatik büyüler ve rezerv büyüleri. Normal büyü kısmına koyduklarımız karakter portresinin yanında bulunuyor. Otomatik büyüler ise; oyun içinde bizim müdahalemize ihtiyaç duymadan karakterlerin otomatik olarak yaptıkları büyüler. Söz gelimi iyileştirme büyülerini buraya koyarsak, gücü biten karaktere otomatik iyileştirme büyüsü yapılıyor.

Ne olacağına karar ver

Karakterlerin seviye atlamalarının ardından kazandıkları yetenek puanlarını dağıtmamız gereken bir yetenek ağaçları var. Bu ağaçlar kendi aralarında, Melee (Yakın dövüş), Ranged (Uzak mesafe), Combat Spell (Savaş büyüleri) ve Nature Spell (Doğa büyüleri) olmak üzere dört sınıfa ayrılmış durumdalar. Karakterimizi en çok hangi silah ile kullanıyor isek, o yetenek ağacına göre puan dağıtmamız gerekiyor. Bir kere puan dağıtmaya başladık mı, hep o yönde devam etmemiz daha mantıklı oluyor.

Mesela karakterimiz baltası ile düşmana saldırıyor ise, bir süre sonra melee dalında seviye atlıyor ve yetenek ağacının ilgili kısmına puan vermemiz gerekiyor. Eğer iki konuda birden uzman karakter yaratmak istiyorsanız, savaşlarda düzenli olarak stil değiştirmeli her iki konuda da seviye atlamasını sağlamalısınız. Yine de hep söylediğim gibi karakterinizi nasıl oluşturacağınızı daha oyuna başlamadan evvel karar vermeniz ve hep o doğrultuda gitmeniz en mantıklısı. Yoksa oyunun yarısında diğer kabiliyete geçmek isterseniz çok geç olabilir.

Özel gücüm olmadan asla

Gelelim bu dağıttığımız kabiliyetlerin savaş stratejimize ne kadar etki ettiğine. Karakterlerimiz seviye atladıkça puanları dağıttık ve belli bir güce ulaştık diyelim. Bu sefer verdiğimiz yetenek puanlarının sıralamasına göre tek sefer kullanıma mahsus bazı özel güçler kazanıyoruz. Bu özel güçler, karakter portrelerinin yanında, altta bulunuyor ve her birinin farklı vuruş gücü var. Mesela okçuyu kontrol ediyorsak, tek vuruşta düşmanı öldürecek kadar etkili bir özel güç sahibi olabiliyoruz. Kazandığımız bu özel güçleri sadece bir defaya mahsus kullanabiliyoruz ve tekrar kullanabilmek için şarj olmaları gerekiyor.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 17/06/08, 12:38   #4
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Şarj tamamlanıp, özel gücü aktif ettiğimiz anda normal vuruşumuzun yaklaşık 10 katı kadar darbe indiriyoruz düşmana. Özellikle normalden daha güçlü yaratıklarda ve bölüm sonu patronlarında kullanmamız gerek bu özel güçleri şarj etmemiz ise çok basit. Normal savaşlarda gruptaki karakterler düşmana her vuruşlarında bu kabiliyetler şarj oluyor. Yaklaşık 20 yaratık öldürdükten sonra her güç şarj edilmiş hale geliyor. Bu güçleri şarj etmenin bir başka yolu da haritaların kuytu köşelerinde bulunan savaş ikonlarına vurmak. Böylece tek seferde özel gücümüzü şarj ediyoruz.

Büyülerin kadar konuş

Dungeon Siege 2�nin ilerleyişi ilk oyundan tamamıyla farksız. Karşımıza çıkan yaratıkları öldürüyor, üzerlerinden çıkanları topluyor, kaliteli olanları giyip, yükte hafif pahada ağır olanları satıp, yeni kıyafetler alıyoruz. Savaş sistemi de tıpkı ilk oyunda olduğu gibi. Yanımızdaki askerler kendi kendilerine savaşırken bizler de düşmanlara balıklama dalıyoruz. Yine de savaş sistemi eskisinden daha iyi duruyor. Hatta kimi yerlerde grup sistemine dayalı devasa multiplayer oyunlarında olduğu gibi savaş sahnelerini yaşamak mümkün.

Büyüler daha önce de bahsettiğim gibi iki kısma ayrılıyor. Savaş büyüleri ve doğa büyüleri. Savaş büyüleri hepimizin bildiği ateş ve elektrik güçlerinden oluşuyor. Genelde sadece düşmana zarar vermek üzerine kurulu olan bu büyüler gerçekten yüksek hasar güçleri sunuyorlar. Doğa büyüleri ise daha çok savunmaya ve yaratık ışınlamaya (summon) yönelik. Karakterleri iyileştiren, düşmanları dondurup yavaşlatan ve yanımızda bizimle savaşacak olan yaratıkları ışınlayan büyücüler doğa gücünden faydalanıyor.

Büyücülerin ne amaçla kullanılacağı tamamıyla size kalmış, ancak başarılı bir grubun 4 farklı meslek grubunu içermesi gerekli. Bir kişi düşmana korkusuzca dalarken bir okçu onu korur, savaş büyücüsü düşmanı alaşağı ederken doğa büyücüsü de güçleri azalanları iyileştirirse oyunu kolayca bitirmek mümkün oluyor.

Dungeon Siege denilince neden herkesin aklına eşek gelir?

İlk Dungeon Siege oyununda eşya taşımak için yanımıza bir eşek alırdık. Eşyaları eşeğe teslim eder ve onu güvenli bir yerde bırakıp savaşa girerdik. Bu sefer ise eşek ya da başka bir hayvanı grubumuza dahil ettiğimizde sadece taşımacılık yapmıyor, tam tersine düşmana gözü pek bir şekilde saldırıyor. Herhangi bir giysiye ya da silaha gerek duymayan bu hayvanlar oyunda bize epeyce yardımda bulunuyorlar.

Dungeon Siege 2�de bilinmesi gereken bazı önemli noktalar var. Söz gelimi grubumuza yeni bir karakteri dahil etmek istersek ilk olarak köye gidip hancı ile konuşmalı ve gereken miktarda para vererek yeni üyeyi aramıza almalıyız. İstediğimiz zaman hana geri gidip gruptan birini çıkarabiliyor, yerine başkasını dahil edebiliyoruz. Grup elemanlarını düzenlemenin yanı sıra uzak mesafeleri kat ederken ışınlanma noktalarını bulmak ve onları kullanmak oyunda büyük önem taşıyor. Girdiğimiz her haritada mutlaka yeni ışınlanma noktasını bulmalıyız ve oyunu düzenli olarak save etmeliyiz.

Savaşlar esnasında kaçınılmaz olarak grup elemanlarının ölmesine tanık olacağız. Fakat Dungeon Siege 2�de hiçbir karakter hayat gücü sıfırlandığında ölmüyor. Gücü biten, önce baygınlık durumuna geçiyor ve diğer grup elemanları dövüşe devam ediyorlar. Yerde yatan karakteri büyü ile canlandırmazsak belli bir süre sonra tekrar ayağa kalkıyor. Eğer grup elemanlarının hepsi baygın duruma düşerse, işte o zaman savaş sona eriyor ve yenilmiş vaziyette kendimizi bölümün köyünde buluyoruz. Önümüzde iki seçenek var. Ya en yakın ışınlanma noktasından koşar adım karakterlerin cesetlerine ulaşıp, hiçbir şey kaybetmeden eşyalarımızı geri alacağız ya da köyün necromancer�ına tüm paramızı bağışlayıp cesetlerimizi geri kazanacağız. Genelde ilk seçenek daha mantıklı gibi dursa da düşmanla çepeçevre sarılmış haldeyseniz, cesetlere ulaşmak da bir o kadar zor oluyor
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 17/06/08, 12:38   #5
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Bahsedilmesi gereken son özellik ise yol boyunca karşımıza çıkacak eşyalar hakkında. Tıpkı Diablo 2�de olduğu gibi yol boyunca düşmanlardan ve sandıklardan sayısız eşya düşüyor. Bunlar normal, büyülü, nadir bulunanlar (rare), set eşyaları ve eşsiz (unique) olanlar şeklinde sıralanıyor. Eşsiz silahlar ve eşyalar en çok avantaj sağlayanlar olduğu gibi oldukça zor çıkıyorlar. Nadir, büyülü ve normal eşyalarda sırasıyla daha çok karşımıza çıkacak olanlar. Set eşyaları ise genelde dört-beş adet cisimden oluşuyor ve hepsinin bir arada giyilmesi durumunda epeyce ekstra özellik sunuyor.

Tüm bunların yanı sıra, oyunumuzda zaman zaman karşımıza çıkan enchant (büyülenebilir) eşyalar mevcut. Bu enchant eşyalarını köydeki büyücüye götürdüğümüzde üzerine belli miktarlarda büyülü eşya ile işletebiliyoruz. Yine savaşlar sonrası edineceğimiz enchant malzemeleri ile güçsüz silahları yeniden yaratabilmemiz mümkün. Fakat yine de bulacağımız unique ve rare eşyalar kadar güçlü olamadıkları da bir gerçek.

Bir efektler dünyası

Dungeon Siege piyasaya ilk çıktığında oynanabilirliğinden ziyade grafikleriyle söz sahibi olmuştu. Dolayısıyla ikinci oyunu bekleyen bizler de son derece güzel grafikli bir oyun umuyorduk. Evet, ikinci oyunun grafikleri ilkine nazaran çok daha güzel fakat yine de günümüz oyunları ile kıyaslandığında karakter ayrıntıları ve harita dokularındaki tekrarlar puanını düşürüyor. Elbette devasa boyutta haritalar içeriyor oluşu ve asla yükleme yapmayan bir oynanabilirlik sunuyor olması da özrünü affettirir nitelikte. Genelde büyülerin ve silahların efektleri ile göz alan oyunun karakter animasyonları gayet başarılı. Büyü efektleri ise gerçekten çok güzel. Eğer oyunu yüksek çözünürlükte ve 32 bit desteği ile oynarsanız oldukça kaliteli büyü efektleri ile karşılaşıyorsunuz. Fakat kesinlikle söylemem gerekli ki, karşılaşacağınız patlama efektleri gerçekten çok başarısız.

Konu sesler ve müzikler olunca Dungeon Siege 2 bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Açıkçası FRP oyunlarında çok önem verdiğim müzikler burada tam bir müzik şöleni yaşatıyor. İzlediğimiz ilk videodan oyunun son sahnesine kadar hiç bitmeyen orkestral müzikler tek kelime ile müthiş. Aynı şekilde karakterler arası konuşmalar ve savaşlar esnasında çıkan ses efektleri de son derece güzel.

Hikâyenin ilerleyişi maalesef çok sıradan ve fazlasıyla çizgisel. Tüm oyun boyunca haritadaki ok işaretini izliyor, önümüze çıkanı öldürüyor ve sonraki aşamaya geçiyoruz. Ek görevler de olmasa patika yolu izlemekten başka hiçbir şey yapmayacağız. Aynı şekilde NPC�ler (bilgisayarın kontrol ettiği karakterler) ile konuşurken dahi seçenek yok ve diyalogların çeşitliliği mevcut değil. Diyalogları sürekli tıklayarak geçsek bile görevi tamamlamış oluyoruz. Neyse ki çok nadir de olsa haritalarda gizli geçitler ve bulmaca çözülerek açılan kapılar var. Ancak bunlar sıradan maceramıza renk katıyor.

LAN üzerinden ya da İnternet bağlantısı ile aynı anda birden fazla oyuncunun beraber oynayabiliyor oluşu oyuna artı sağlayan bir nokta. LAN bağlantısı ile arkadaşınız ile yan yana oyunun ana hikâyesini oynamak mümkün. Ancak tek kişilik oyunda geliştirdiğiniz karakteri multiplayer oyuna taşıyamıyorsunuz. Mutlaka en baştan başlamanız gerekli.

Sonuç olarak Dungeon Siege 2 tıpkı ilk oyunda olduğu gibi bol aksiyon ve kolayca altından kalkılabilir bir oyun sunuyor. �Karşına çıkanı öldür�den ibaret olsa da kafa karıştırmadan ilerlenen basit oyunları sevenler için birebir. Üstelik ilk versiyonunu benim gibi sevmiş olanlardansanız; kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım. İnanılmaz bir oyun kıtlığı çektiğimiz şu günlerde, Dungeon Siege 2 kesinlikle hepimize ilaç gibi gelecek. Sadece müzikleri ve eşsiz fantastik atmosferi için bile oynanabilir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:21 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,