12 Mart darbesinin ilk günlerinden sonra Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekteyken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri'ye getirildi.[kaynak belirtilmeli] Buradan Ankara'ya zamanın İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'nun makamına götürüldü.[kaynak belirtilmeli] Gezmiş'in anlatımına göre olay şöyle gerçekleşti: Çok keyifliydi. Ayaktaydı. Odası, sabahın sekizinde gazetecilerle dolu.
Ben hep başımı dik tutmaya, canlı, dipdiri görünmeye çalışıyorum. Nasıl bitkinim oysa, ayaklarımı zor sürüyorum. Ayakta duracak gücüm kalmamış. Ama belli etmiyorum.
“Geçmiş olsun,” dedi gülerek İçişleri Bakanı.
Suratına baktım pis pis. Hiç bir karşılık vermedim.
Gazetecilere döndü:
“Şu pejmürde kılıklı adam, Halk Kurtuluş Ordusu’nun kahramanıymış.”
“Beğenemedin mi? Tabii kahramanıyım, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun savaşçısıyım.”
“Nereye gidiyordun?”
“Devrime.”
Haritayı gösteriyor duvarda, Sivas’ı gösteriyor:
“Buradan mı gidilir devrime?”
“Senin kafan almaz böyle şeyleri.”
“Türkiye’de bir tek ordu vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusudur.”
“Onun için Demirel ve senin gibiler hemen istifayı bastınız.”
Sinirlendi.
Üzerine bir adım attım.
Geriledi. Şaşırdı. Dehşetli bir panik havası içinde, elini sallayarak ve kekeleyerek:
“Gö-gö-götürün bunu” dedi.
Sürükleyerek çıkardılar beni odadan.
“Göstereceğiz sana da, senin gibilere de, Amerikanın güvenilir köpekleri!” diye bağırdım kapıdan çıkarılırken.
Gazetecilerin yüzünde büyük bir şaşkınlık vardı. Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de 146/1 idam cezasına çarptırıldı.
İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır. Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için:soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri yorumu yapar.Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiç biri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları Onaylar.[1]
İdam edilmeden önce Alman Der Spiegel dergisinde çıkan son yazısında "Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın İşçiler Köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" dediği belirtildi. .[2]
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asılarak idam edildi.Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 1969'da öldürülen Taylan Özgür'ün yanına gömülme isteği, yerine getirilmez. ve apartopar gömülür. İdamından sonra bayraklaşarak devrim mücadelesinin çok önemli bir sembolü oldu; bir çok sol örgüt başka konularda fikir ayrılıkları olmasına rağmen mutabık kaldıkları nadir konulardan birisi Deniz Gezmiş'in devrim önderliğidir.
Deniz Gezmiş'in idamı 52 dakika sürmüş .
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in idamlarına tanık olan tek gazeteci Burhan Dodanlı boyunlarına asılı yaftayı kendisinin aldığını açıkladı.
Dodanlı, Deniz Gezmiş'in 52 dakikada öldüğünü ifade etti..
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam anında boyunlarına asılan ve ilgili mahkeme kararının yazılı olduğu "yaftalar" 36 yıl sonra ortaya çıktı. İdamların "tek gazeteci tanığı" olan Burhan Dodanlı piyasaya yeni çıkan "Hepiniz Suçlusunuz" adlı kitabında yaftaların kendisinde olduğunu açıkladı. Kitabında yaftaların fotoğraflarına da yer veren Dodanlı idam gecesine ilişkin kendi gözlemlerini de yazdı. Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi tarafından idamları izlemek için içeriye alınan Dodanlı, o geceye dair kitabını ilk kez idamların hemen ardından yayınlamış ancak kitap Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından toplatılmıştı.
HER ANI İZLEDİ Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) davasını 16 Temmuz 1971'deki ilk duruşmadan son duruşmaya kadar izlediğini belirten Dodanlı, idamların olduğu gece cezaevine nasıl girdiğini de şöyle anlattı: "Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Ali Elverdi'ye idamları izleyip izleyemeyeceğimi sorduğumda bana 'Resmi görevliler dışında oraya kimse giremez. Ama bütün duruşmaları kesintisiz izleyen biri olarak sen, eğer infazın yapılacağı yerin kapısına kadar gelebilirsen, içeriye almaya söz veriyorum' dedi. Ankara'da olağanüstü bir hareketliliğin yaşandığı 1972'nin 5 Mayıs'ını 6 Mayıs'a bağlayan gece peşimdeki sivil polisleri atlatarak cezaevinin önüne gitmeyi başardım. Elverdi, beni görünce 'Bu yaptığın delilik, sakın bu durumdan kimseye bahsetme' diyerek içeri aldı."
İDAM GECESİ
İdam gecesinde yaşananları dakika dakika izleyen Dodanlı, Deniz Gezmiş'e ilişkin de şunları aktardı: "Sehpanın altına gelindiğinde, Savcıyla konuşmak istediğini belirten Gezmiş, 'İskemleyi kendim devireceğim' dedi. İskemleyi devirmesi bekleniyordu. Fakat, bir dakikaya yakın bir süre geçtiği halde Deniz Gezmiş'in bu işe yeltenmediği görülünce, cellatlardan biri aniden iskemleyi bir bacağından tutarak çekiverdi. Gezmiş'in ayaklarının ucu 'Küt!' diye alttaki masaya çarptı ve biraz sonra da kasılarak sallanmaya başladı. On dakika kadar geçtikten sonra, Deniz Gezmiş'in hâlâ kıpırdaması, boyun kemiğinin kırılmamış olmasındandı. Boyunun uzun olması nedeniyle ayakları masaya çarpınca bu kırılmayı önlemişti. Bundan dolayı da Deniz Gezmiş'in ölümü için tam 52 dakikanın geçmesi beklendi. Bu süre içinde zaman zaman yapılan doktor muayenelerinin sonuncusunda; Deniz'in ölmüş olduğu saptandı."
Güzel ve yararlı bir paylaşım, teşekkürler emeğin için. O gün buna sebep olanlar umarım bir gün hakettikleri cezayı bulurlar... Ve yine umarım ki halkımız böyle bir şeyin olmasına bir daha izin vermeyecek...
__________________
YAŞAMAK GÜZEL ŞEYDİR,
HAYATA İNAT..!
Korktukça İnsan, Tutsak; Ümit Ettikçe Özgürdür...
Konu Arkeolog tarafından (08/05/10 Saat 13:02 ) değiştirilmiştir..
Umarım seninde dediğin gibi böyle olaylar bir daha ne yaşanır ne de yaşanılmasına izin verilir.Çünkü düşünce özgürlüğü insanın en doğal hakkıdır.Ve bu hakkı sonuna kadar kullanmak gerekir.Tarihe damgası vurmuş bu olayı okuyup yorum yaptığın için ben teşekkür ederim .
ÖzgürLük,e$itLik,adalet,ßağımsızLık ,haLkLarın karde$Liği , vs. gißi ßir çok önemLi kavramLar için mücadeLe verip ve ßu mücadeLeyi canı pahasına savunan nadir insanLardan ßirisidir Deniz Gezmi$.ßu üLkede onun gißi dü$ünüp dü$ündüğünü fiiLe dönü$türen insanLar oLsaydı ßugün üLke oLarak topLum oLarak çok farkLı konum ve durum içerisinde oLaßiLirdik.
ALLah'tan tüm özgürLük mücadeLesinde hayatLarını kayßeden insanLara rahmet diLiyorum.