-Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hala az önce okudukları bir cümleye takılı kalmıştı;
--ALLAH İnsanın dualarını işitir ve onlara cevap verir, onlarla konuşur...
--Dalgın bir halde arabasına bindi, anahtarı kontağa sokmadan önce soğuğa aldırmadan bir kaç dakika kadar daha bu konuyu düşündü,
--Nasıl??? Bu soru zihninin derinliklerinden gelip beynini bir bulut gibi kaplıyordu.
--NASIL???
--Onun herşeyi duyabileceğinden zerre kadar şüphesi yoktu, Ama yinede dualara nasıl olupta karşılık verdiğini zihni kavrayamıyordu.
--Sonunda cevabı bulmayı zamana bırakmayı düşünüyordu'ki birden içinden
bir ses;
''Bunu neden bir dua vesilesi yapmıyorsun'ki'' dedi.
--Sahi ya onun elinden gelen dua etmekten başka ne olabiliridiki?
--Yüksek sesle RABBİne seslendi:
--'' ALLAHım senin her kulunun kalbinden geçen arzulardan bile haberdar olduğunu biliyorum. Benim bu dileğimide elbette duyuyorsun. Lütfen duaları nasıl duyduğunu ve onlara nasıl karşılık verdiğini bana öğret.''
--Arabayı çalıştırdı ve ruhen rahatlamış bir şekilde eve gitmek için yola koyuldu. Ana caddede ilerlerken birden çok garip bir duygu doğdu kalbinde.
--Bu duygu ona arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu.
--Öyle net bir nida halindeydiki ses bir an etrafına bakmaktan kendini alamadı.
--Önce HAYAL dedi kulak asmadı ve arabasını sürmeye devam etti. Ama aynı duygu bu defa daha güçlü bir şekilde benliğini sardı.
--Bunun rabbinden kendisine gelen bir işaret bir mesaj olabileceğini düşünerek, ''PEKALA RABBİM. Sütü alacağım'' dedi
--Buda çok zor bir sınav gibi görünmüyordu zaten, Arabayı durdurup bir kutu süt alacaktı okadar.
--Öylede yaptı ve yeniden yola koyuldu. Ana caddeden arabasını sürmeye devam ederken, bir arasokağın ağzından geçiyorduki içindeki ses bütün netliği ile bu defa ona: ''O sokağa gir'' diye emretti.
--Önce sokağı geçti, ama duygu kuvvetlenince, Peki diyerek geri dönerek o sokağa girdi.
--Sokaktan içeriye doğru ilerlediğinde yüksek binalar kçülerek dahada ileri ve ücra köşelerde yerlerini tek katlı derme çatma barakalara bırakıyordu. Birkaç ev daha geçtikten sonra içindeki ses orada durmasınıu söyledi.
--Zaten yapacak birşeyide yoktu yol bitmişti, Arabayı sağa çekti ve inmeden etrafına bakındı. Burası tam manasıyla bir mahrumiyet bölgesi gecekondu mahallesiydi. Ve evlerin çoğunun ışığı sönmüştü.
--Belliki sabah erkenden işe gidecek olan insanlar yataklarına girmişti bile. O bunları düşünürken yüreğindeki ses bu defa ona şunu emretti.
--''GİT VE ELİNDEKİ SÜTÜ SOKAĞIN EN SONUNDAKİ YEŞİL EVDE YAŞAYAN İNSANLARA VER''
--GENÇ ADAM eve baktığında onunda diğerleri gibi ışıklarının sönmüş olduğunu gördü.
--Bu anlamsız birşey diye düşündü kendi kendine.
--Bu evin insanlarıda yataklarında uyuyorlar ve ben onları uyandırdığımda aptal durumuna düşeceğim.
--Ama o ses ''Git ve sütü o eve ver'' Dedi ona.
--Tereddüt etti uzunca bir zaman, Sonra aynı akşam ettiği duayı tekrardan hatırladı, ve bunun ondan yani rabbinden bir işaret olabilerceğine kanaat getirdi.
--Arabasından çıktı ve ''isterseler bana aptal gözü ile baksınlar, bu rabbimden gelen bir emirse eğer bende ona uyacağım'' dedi kararlılıkla.
--Sokağın karşısındaki eve yarı ürkek bir şekilde gitti ve ister istemez zili çaldı. İçeriden koşuşturmalar ve gürültüler geldi.
--Kimsin sen? Ne istiyorsun? dedi içeriden bir erkek sesi.
--Aksanı farklıydı adamın. Ama zorda olsa söylediklerini anlayabiliyordu.
--GENÇ ADAM hemen oradan kaçıp uzaklaşmak istedi bir an.
--Fakat o bu düşüncesini gerçekleştiremeden kapı açıldı Fakir görünümlü bir adam açtı.
--Yüzünden hüzün okunuyordu kapıyı açan adamın.
--Ama gecenin o saatindede kapısında bir yabancı görmektende fazla hoşnut olmamış gibiydi.
--GENÇ ADAM da bir okadar tedirgindi'ki zaten hiç konuşamadı adamla sadece sütü uzattı.
--Adam sütü kaptığı gibi içeri koştu. Daha sonra koridorun öteki tarafından bir kadın mutfağa doğru seğirtti hızla,
--Onu izleyen adamın kucağında ise bir bebek vardı. Ağlayan bir bebek. Adamda ağlamay başladı ve gözlerinden sicim gibi yaşlar dökülüyordu.
--Yarı ağlayarak ve yarı konuşarak şunları söyledi.
--'''Şehre geleli iki ay oluyor ve hala iş bulamadım Dostun ahbabın yardımı ilşe bu güne geldik, Ama bu gün bebeğimize süt alacak parayı bulamadık. Ve bende sürekli dua ediyordum ALLAHa bize süt göndermesi için.''''
--Mutfaktan kadının sesi geldi bu arada, GENÇ ADAM onun söylediklerini anlayamıyordu. Çünkü kadın başka bir dil konuşuyordu, Kocası onun söylediklerini GENÇ ADAMa tercüme etti.
--''Ondan bize bir meleği ile süt göndermesini istiyordum. Sen bir melekmsin yoksa? ''
--GENÇ ADAM cüzdanındaki tüm parayı çıkartıp adamın eline zorla tutuşturdu.
--Ve adama bundan sonra onun için hep dua edeceğini ve bir iş bulabilmesi için elinden geldiğince yardımcı olacağını söyledi.
--Kelimeler boğazında düğümlenince döndü ve hızlıca arabasına bindi. Bu defa onun gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
--Artık ALLAH'ın kullarının dualarını nasıl duyduğunu onlara nasıl cevap verdiğini daha iyi anlamıştı...
__________________
"Suskunluğum Asaletimdendir.
Her Lafa Verecek Cevabım Vardır, Lakin Önce Lafa Bakarım Laf mıdır Diye,
Sonra Söyleyene Bakarım Adam mıdır Diye."