Günümüzde, cep telefonu kullanımı hayatımızın doğal bir parçası haline geldi. Bugün 41 milyon kayıtlı cep telefonu bulunmaktadır. Kayıt altına alınmış bu cep telefonlarının kullanımı; "çocuğuna ulaşmak", "arkadaşlarının da var" bahaneleri ile 12 yaşın altına dahi düşmüştür.
Kısa sürede elimiz, ayağımız zannettiğimiz bu cihaz sayesinde konuşuyor, yazışıyor, fotoğraf çekiyor, TV izliyor, müzik dinliyor, haberdar oluyor, hesaplarımızı düzenliyor, ödüyor, harcıyor ve daha pek çok şey yapıyoruz.
Maalesef bilinçsiz kullanım yüzünden radyasyona maruz kalan insanlar, neyin ne kadar zarar verdiğinin farkında bile değil. Egemen şirketler, sadece kendi kazançlarının ve rahatlarının hesabını yaparken, insanlık özellikle genç kuşak, ileri yaşlarda bugünkü bilinçsizliğin diyetini ağır ödeyebilir. Bu nedenle çocuklarımızı bu yaşlarında cep telefonu kullanmaya özendirmeyelim. Eğer zorunlu bir kullanım söz konusu ise bu konuda onları hatta tüm insanları bilinçli bir kullanıma yönlendirelim.
Bizler kulaklarımızı cep telefonlarının muhteşem işlevlerine kabartmış iken; Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC), cep telefonlarından ve baz istasyonlarından maruz kalınan radyo dalgalarını içine alan elektromanyetik alanları, muhtemel kanserojen içeren 2-B grubuna aldı. İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu; "Cep telefonları küçük çocuklarda tümör riskini yaratıyor." şeklinde bir açıklama yaptı.
Bu tür bilgilerden daha çok var, çünkü zaman ilerliyor ve kullandığımız teknolojinin uzun vadede görülecek zararları bir bir ortaya çıkmaya başlıyor. Dünya iletişim devlerinden AT&T için çalışıp, cep telefonunun zararının olmadığını söyleyen Dr. George Carlo şirketten ayrıldıktan sonra çıkıp şöyle konuşuyor:
"Laboratuar deneyleri cep telefonu radyasyonunun genetik şifre bozukluklarına yol açtığını göstermiştir." Bu tip bilim adamları paraya verdiği önemi insanlara vermiyor. Bu olayı şöyle örneklendirecek olursak daha iyi anlaşılacağını umuyorum. 1960'larda bazı bilim adamları, sigaranın sağlığa zarar vermediğini açıklıyorlardı ama şimdi ise sigaranın kanser yaptığını ve birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini herkes çok açık bir şekilde görmüştür. Dikkat edilmesi gereken nokta, sigarada yapılan hatanın cep telefonunda yapılmamasıdır.
Medyada arada bir yayımlanan haberler, cep telefonlarının zararsız olduğu, yapılan araştırmalarda zararının henüz tam olarak tespit edilmediği yönünde bilgi veriyorlar. Ama bu harika cihaz sayesinde sağlığımızın büyük bir tehlike altında olduğu, artık bilimsel verilerle ve yüksek sesle ifade edilmeye başlandı.
Bu noktada aşağıda belirttiğimiz, cep telefonundan doğabilecek kısa ve uzun vadede zararları ve alınabilecek basit yolların dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Cep Telefonunun Kısa Vadeli Zararları
(24 Saat)
1- Görüş alanında daralma
2- Kalp pilinin bozulma riski
3- Yoğun stres ve yorgunluk hissi
4- Konsantrasyon ve dikkat bozulması
5- Kulak çınlaması, kulaklarda ısınma
6- İşitmede geçici aksaklıklar oluşması
7- Baş ağrıları ve sersemleme
Cep Telefonunun Uzun Vadeli Zararları
(10 Yıl)
1- Genetik yapının bozulması
2- Beyaz kan hücresi (lenfoma) kanseri
3- Kan beyin bariyerinin zedelenmesi
4- Kalp rahatsızlığı
5- Hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski
6- Embriyo gelişiminin zarar görmesi
7- Kadınlarda düşük riskinin artması
8- Kan hücrelerinin bozulması
9- Bağışıklık sisteminin bozulması
10- Yüksek tansiyon
11- Cilt kanseri
12- Sperm sayısının azalması
Cep Telefonundan Korunmanın Basit Yolları:
Cep telefonu görüşmelerini mümkün olduğunca kısa tutup gereksiz konuşmalardan kaçınmak, yakında sabit hat varsa onu tercih etmek.
Acil durumlar hariç, çocuklara cep telefonu kullandırtmamak, telefonları onların yakınında tutmamak, cep telefonu görüşmelerini çocuklardan mümkün olduğunca uzakta yapmak.
Hamilelikte cep telefonu acil durumlar dışında kullanmamak, hamilelik süresince evdeki cep telefonlarını kapalı tutmak.
Cep telefonunu bir kulaklık aracıyla kullanmak (Bu, zararı bütünüyle önlemez, ancak azaltabilir. Çünkü kulaklık ile radyasyon, beyine daha az ulaşır).
Konuşma dışında cep telefonunun ekstra özelliklerini kullanmaktan kaçınmak. (Bir çalar saat, gece boyunca başucunuzda durarak biyolojik ritminizi alt-üst edecek cep telefonuyla aynı işlevi görecektir).
Kısa bilgi kullanımı için SMS kullanmak.
Cep telefonlarının en savunmasız zamanda yakalayacağı zamanı yani geceleri cihazı kapatma alışkanlığı kazanmak.
Cep telefonlarının en çok radyasyon yaydığı zamanlar, telefon çaldığı ve çevirdiğimiz numaranın bağlandığı anlardır. Bu sırada telefonu baş bölgesinden uzakta tutmak. (Gelen çağrıyı açtıktan sonra veya karşı taraf görüşmeye açtıktan 1-2 saniye sonra cihazı kulağa götürmek daha güvenlidir)
Asansör ve otomobil gibi dar ve kapalı alanlarda cep telefonu ile görüşme yapmamak. (Cihaz çekmediği için görüşmenin gerçekleşmesi baz istasyonunun daha fazla elektromanyetik radyasyon iletmesini gerektirir.)
Cep telefonunuzu, gün içinde vücudunuzdan olabildiğince uzakta, çantada; çantanız yoksa en dış cebinizde taşımak. (Cep telefonu kalp, beyin ve cinsel organlara yakın yerde taşımamak)
Cep telefonlarının yaydığı radyasyonu önleyici filtreleri kullanmak. Cep telefonlarının bataryasının üzerine yerleştirilen bu filtre, cep telefonunun yaydığı radyasyonun zararlarını en aza indirebilmek için kullanılmaldır.
Bugün cep telefonları asıl amacından çıkıp zevkli ama bir o kadar da tehlikeli bir oyuncak haline gelmiştir. Gelişen teknolojik aletlerden faydalanılmalıdır. Fakat bunların insan sağlığına zararları da iyi bilinmeli ve gelecek neslin korunması için de bilinçli bir tüketim sağlanmalıdır. Dolayısıyla yeni araçlar insanlığa hizmet etmiş olacaktır. Diğer tarafta ise bilinçsiz tüketim ve kapitalist bakış açıları göz ardı edilerek yapılan her görüşme insan neslinin gelecekte çok tehlikeli ve korkunç hastalıklarla karşılaşmasına neden olacaktır. Tehlikeli bir oyuncak olarak nitelendirilen cep telefonlarının da doğru bir temelde kullanılması gerektiğini unutmayalım.
Kaynaklar:
İsmail Kandemir
"Tehlikeli Oyuncak":Prof. Dr. Selim Şeker ve Anıl Korkut