Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Serbest alan > Sağlık

Sağlık Sağlıkla ilgili sorunlarınız, sorularınız, tıptaki yenilikler bu bölümde...

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 21/09/08, 13:37   #131
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Vaginismus Vajinismus

Vajinismus vajina girişini çevreleyen kasların istemsiz olarak kasılması ve sonuçta penetrasyona izin vermemesidir. Yanlız cinsel işikide değil muayene, tampon gibi bazı durumlara da müsade etmez. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Hemen bütün yaş grubundaki kadınları etkileyebilir. Görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir. Bunun nedeni hastaların hekime başvurmada çekingen davranmalarıdır. Tahmin edilen her 100 kadından ikisinde bu duruma rastlanıldığıdır.

Vajinismusu olan kadınlarda cinsel arzu ve orgazm açısından genelde bir sorun yoktur. Bu kişiler cinsel ilişki dışında alternatif yöntemler ile orgazm yaşayabilirler. vajinismus ortaya çıkış şekline göre primer ve sekonder olarak 2 sınıfta incelenir. Primer vajinismusda kişi hayatında hiçbir başarılı cinsel birleşme yaşayamamışken, önceden normal bir cinsel hayatı olan kadınlarda daha sonra ortaya çıkarsa buna sekonder vajinismus denir.

Primer vajinismusun altında yatan en önemli sebep korkudur. Bilinçlatında yaşanan fiziksel ve ahlaki korkular kişinin cinsel birleşmeyi istemesine rağmen gerçekleştirememesine neden olur. Bu durum daha sonraki denemelerde kısır döngüye neden olur ve erkekde de erektil bozukluklara yol açabilir. Bir açıdan bakıldığında primer vajinismus FOBİ olarak kabul edilebilir. Vajinismusda yetersiz istek ve/veya ıslaklığın sağlanamaması söz konusu değildir. Partnere karşı olan isteksizlik ve disparonia'ya neden olan tüm faktörler sekonder vajinismusa yol açabilir.

Tedavide en faydalı yaklaşım çiftlere uygulanan psikoterapidir. Bundan önce ise genel bir jinekolojik muayene altta yatan organik bir nedenin fark edilmesi ve tedavisinin sağlanması açısından önemlidir.Vajinanın plastik kanüller ile genişletilmesi, yapay kayganlaştırıcıların kullanılması zaman zaman fayda sağlayabilir. vajinismusun tedavisi jinekolojinin değil psikiyatrinin ilgi alanına girer.

Araştırmalar profesyonel yardım alan kadınlarda durumun %80-100 oranında düzeldiğini göstermektedir. Pozitif sonuçları etkileyen önemli faktörlerden birisi de anksiyete yaratan bu durumun tedavisi esnasında eşinden glen ruhsal destektir. Hastaya bunun kadınlık ile ilgili olmadığı anlatılmalıdır.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:37   #132
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Vajinal duş

Vajinal duş nedir?
Vajinal duş, vajinal akıntı ya da diğer materyali mekanik olarak temizlemek için vajina içini basınçlı su ya da başka bir sıvı ile yıkamak anlamına gelir. Öte yandan vajinal duş için kullanılan çeşitli parfümlü materyal ya da ilaç da mevcuttur.

Kadınlar neden vajinal duş yaparlar ?

Adet kanaması sonrası vajinada kalan kanı temizlemek için
Cinsel ilişki sonrası hamile kalmamak ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korunmak için (vajinal duş be gebelikten korur ne de cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar)
Vajial kokuları azaltmak için. Vajina bölgesinde kötü koku olan kadınlar mutlaka jinekologlarını ziyaret etmelidirler. Vajinal duş durumu düzeltmek yerine daha da kötüleşmesine neden olur.
Bazı kadınlar düzenli olarak vajinal duş yapmadıkları taktirde kendilerini temiz hissetmezler.
Kronik vajinal mantar enfeksiyonu, ya da kronik bakteriyel enfeksiyon varlığında tıbbi olarak içerisinde bazı özel solüsyonlar ile vajinal temizlik önerebilirler. Bu amaçla yapılacak olan vajinal duş yalnızca doktorunuzun önerisiyle ve onun reçete edeceği solüsyonlar ile yapılmalıdır.
Vajinal duş sağlıklı mıdır?
Bu sorunun tek ve kesin bir cevabı vardır: HAYIR

Özellikle gebelikten korunmak için vajinal duş uygulaması son derece etkisiz bir yöntemdir. American Journal of Public Health dergisinde yer alan bir araştırmaya göre vajinal duş bir kadının hamile kalma olasılığını sadece %30 oranında azaltmaktadır.

Düzenli yapılan vajinal duş kadının vajinadaki kimyasal dengesini bozarak enfeksiyonlara eğilimli hale gelmesine neden olur. Duş sırasında yeni mikroorganizmaların vajinaya girişine neden olunabilir. Bu mikroplar rahim ağzı, rahim ve tüplere ulaşarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler. Yapılan araştırmalar düzenli vajinal duş yapan kadınlarda bakteriyel vajinozis başta olmak üzere çeşitli vajinal enfeksiyonlarla cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha fazla rastlanıldığını ortaya koymaktadır.

Daha ciddi bir komplikasyon ise pelvik iltihabi hastalıktır (PID). Düzenli olarak avjinal duş yapan kadınlarda pelvik iltihabi hastalık geçirme riski %78 daha fazladır. PID uzun dönemde kısırlık ve hatta tedavi edilmediği taktirde hayati tehliaaae neden olabilen bir durumdur.

Bu nedenle rutin temizlik için düzenli vajial duş yapılması sağlıklı değildir ve günümüzde kesinlikle önerilmemektedir. Vajinayı temizlemenin tek güvenli ve sağlıklı yolu vajinanın kendi kendini temizlemesine izin vermektir. Vajinadaki kimyasal denge çok hassastır ve bu dengedeki küçük sapmalar ciddi olumsuz etkilere neden olabilmektedir.

Vajina kendi kendini nasıl temizler?
Vajina kendi mukus salgısı ile kendi kendini doğal olarak temizleme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle ilişki sonrası, tuvaletten sonra ya da yıkanırken vajina içini yıkamamaya özen gösterin. Dış bölgeleri temizlemek için ılık su ve parfümsüz beyaz sabun kullanabilirsiniz. Doktorunuz önermedikçe kadın hijyenine yönelik sabun, sprey, pudra türü maddelerin kullanımı yeterli bir vajinal temizlik için gerekli değildir. Üstelik bu tür maddeler vajinada irritasyon ve alerjik reaksiyona neden olabilir.

Aşağıdaki durumların varlığında jinekoloğunuzla görüşmelisiniz:

Vajinada ağrı
Vajinada yanma hissi
Vajinada kaşınma
Vajinadan kötü koku gelmesi
İdrar yaparken yanma
Normal akıntıdan daha farklı türde ve renkte içinde peynir kesiği ya da kireç benzeri parça içeren akıntı
Muayeneye gitmeden önce asla vajinal temizlik yapmayınız. Bu tür bir temizlik vajinal akıntıyı uzaklaştırarak jinekoloğunuzun tanıya ulaşmasını güçleştirir.

Vajinal duş bir doğum kontrol yöntemi değildir
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:37   #133
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Vakum ve forseps

Doğum eyleminin ikinci evresinde, yani rahim ağzının tam açık olduğu andan doğumun gerçekleşmesine kadar geçen sürede anne adayı ve/veya bebeğe ait nedenlere bağlı olarak doğumun doktor tarafından vakum veya forseps ile gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Bebeğin ikinci evredeki yolculuğu ve yoldaki engeller

Doğum eyleminin ikinci evresinde rahim ağzı tam açık olduğu andan itibaren bebeğin önde gelen kısmı vajina içindeki yoluna devam eder. Doğum kanalı adı verilen yaklaşık 10 santimetre uzunluğundaki bu vajinal "tünel", etrafı anne adayının çatı kemikleri ve bunların iç yüzünü döşeyen yumuşak doku ve kaslarla çevrili, üst kısmında çatı kemikleri tarafından oluşturulan kanal girişinin, alt kısmında da çatı kemiklerine tutunmuş kaslar ve yumuşak dokular tarafından oluşturulmuş, dışarıdan vajina çıkışı şeklinde gösteren yapının yer aldığı bir kanaldır.

Bebek bu kanal içine rahim kasılmalarının ve anne adayının ıkınmalarının yarattığı itici etki ve kanal içinde yer alan çeşitli girinti ve çıkıntıların bebeğin başına ve vücuduna verdiği şekil neticesinde girer ve burada ilerler. Bu kanala giriş ve ilerleme o kadar olağanüstü bir mekanizmayla işler ki, bebek kanalın giriminden çıkımına kadar bu kanalın "engebeli" yollarından başına ve vücuduna en mükemmel şekli vererek çıkıma kadar gelmeyi başarır.

Doğum kanalındaki mucizevi yolculuk çoğu durumda başarıyla sonuçlanır ve anne adayı yalnızca kanal çıkışını genişletmek için uygulanan bir doğum kesisi (epizyotomi) dışında dışarıdan yardıma ihtiyaç duymaz. Hatta pelvis çıkımının da uygun olduğu durumlarda epizyotomi kesisi bile gerekli olmadan bebek sağlıklı bir şekilde doğar.

Hangi durumlarda müdahale gerekir?

Anne adayıyla ilgili nedenler

Bebeğin doğum kanalı içindeki yolculuğunu başarılı bir şekilde tamamlayabilmesi ön planda anne adayının aktif yardımda bulunmasına, yani etkili bir şekilde ıkınarak bebeğini "ittirmesine" bağlıdır.

Ikınma anne adayının tüm vücut boşluklarında (kafaiçi, göğüs kafesi ve karın içi) basıncı artıran bir durumdur. Bazı kalp hastalıkları, bazı nörolojik hastalıklar ve diğer bazı hastalıklarda bu basınç artışı risk teşkil edebileceğinden belli bir aşamadan sonra doğum vakum veya forsepsle tamamlanır.

Bazı durumlarda anne adayının ıkınması yetersiz olabilir. Bunun en belirgin örneği anne adayının uzun süren bir doğum eylemi süresinde yıpranmış olması ve ıkınmayı sürdürememesidir. Doğum eyleminde ağrıyı dindirmek amacıyla epidural uygulanması da bazı durumlarda anne adayının ıkınma gücünü olumsuz etkileyerek doğumun vakum veya forsepsle tamamlanmasına neden teşkil edebilir.

Doğum eyleminin ikinci evresinin herhangi bir nedenle (kasılmaların yetersiz olması, anne adayının etkili olarak ıkınamaması) uzamış olması müdahaleli doğum nedeni olabilir. Genel olarak söylemek gerekirse doğum eyleminin ikinci evresinin ilk doğumunu yapacaklarda iki saatten, daha önceden doğum yapmış olanlarda bir saatten daha uzun sürmesi durumunda çoğu doktor doğum eylemini vakum veya forspesle tamamlamayı tercih eder. Bu süre epidural uygulanmış anne adaylarında birer saat daha uzatılabilir. Bu süreler kesinlik teşkil etmezler ve bebeğin kalp atışları bebeğin sıkıntıda olduğuna işaret etmediği ve anne adayının durumu müsade ettiği sürece doğumun kendiliğinden gerçekleşmesi için belli bir süre daha beklenebilir.

Bebekle ilgili nedenler

Doğum eyleminin birinci evresinde olduğu gibi ikinci evresinde de bebeğin kalp atışları ve bunların kasılmalarla olan ilişkisi kardiyotokografi ya da ÇKS borusu ile sürekli takip altında tutulur. Bebeğin sıkıntıya girdiğine dair bulguların varlığında ve bu sıkıntıyı gidermek için alınan önlemler başarısız olduğunda bebeğin oksijensiz kalmasını engellemek için doğumun vakum veya forseps ile tamamlanması gerekebilir.

Müdahaleli doğumun uygulanması

Müdahaleli doğumun uygulanabilmesi ve bu şekilde vajinal yoldan doğumun gerçekleşmesi için en önemli şart doğum eyleminin ikinci evreye girmiş olmasıdır. Yani rahim ağzı tam açık olmalı ve tümüyle incelmiş olmalıdır.

Diğer bir şart bebeğin başının doğum kanalının kritik iki noktası olan kanal girişinden geçerek kanalın ortasındaki dikensi çıkıntıları aşmış olmasıdır. Tecrübeli bir doktor vajinal muayeneyle doğum eyleminin ikinci evreye girdiğini ve başın kritik noktaları aştığını rahatlıkla belirleyebilir.

İri bebek, çatı darlığı şüphesi gibi durumlarda doğumun sezaryen ile gerçekleşmesi tercih edilir.

Prematüre bebeklerde (<34-36 hafta) müdahaleli vajinal doğum bebekte kafa içi kanama riskini artırdığından tercih edilmez.

Her müdahaleli doğum girişimi, bebeğin doğumu bu girişimlerle gerçekleşemediğinde doğumu tamamlamak için sezaryene geçilmesini gerektirir. Bu nedenle bu girişimler ameliyathane şartlarının tümüyle hazır olduğu yeterli şartları taşıyan sağlık kuruluşlarında uygulanırlar.

Nasıl uygulanır?

Forseps şekli uzunca bir kaşığa benzeyen iki ayrı aaaal parçasından oluşur ve bu "kaşıklar" belli kurallara bağlı kalınarak bebeğin vajina içindeki başının etrafına yerleştirilir. Daha sonra kaşıkların sapları çapraz bir şekilde kilitlenerek adeta bir kıskaç haline getirilir. Bebeğin başını normal şartlarda zorlamayan bu "kıskaç" ile baş sabitlenir ve doktor kollarıyla forpsepsi çekerek bebeğin doğumunu gerçekleştirir.

Vakum ise negatif basınç yaratabilen bir alete bağlı bir boru ve bu borunun ucunda bebeğin başına uygulanacak çeşitli çaplarda çan adı verilen aaaal veya plastik aletlerden oluşan bir mekanizmadır. Çan bebeğin başının saçlı derisine dikkatlice yerleştirildikten sonra, bebeğin kafa cildinin çanın altında kalan kısmının çan içindeki boşluğa dolması için negatif basınç yavaş yavaş artırılır. Burada amaç çanın bebeğin saçlı derisini iyice kavramasını sağlamaktır. Daha sonra doktor her ıkınma esnasında çanı boru kımından çekerek bebeğin doğmasını sağlar. Vakum uygulanan bebeklerde doğum sonrası bebeğin başında çanın içindeki boşluğu yansıtan etrafı düzenli silindir şeklinde bir şişme olması normaldir. Bu "şişme" tamamen saçlı derinin ciltaltı tabakasından ibaret olup belli bir süre sonunda iz bırakmadan iyileşir.

Ne zaman hangi yöntem?

Forseps ile vakum uygulamalarından hangisinin seçileceği doktorun eğitim aldığı ekole göre değişir. Amerika'da daha çok forseps tercih edilirken Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde daha çok vakum uygulanır. Vakumdan farklı olarak forsepsin bir avantajı makat gelişi ile doğumlarda bebeğin vücudu çıktıktan sonra bebeğin henüz içeride olan başına forseps kaşıkları takılmasıyla doğumun gerçekleştirilebilmesidir. Makat gelişi ile doğumda vakum kullanılmaz.

Müdahaleli doğuma bağlı oluşabilecek sorunlar

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi vakum ve forseps uygulamalarına bağlı olarak çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Ancak yaklaşık 150 yıldır kullanılan bu yöntemlerden elde edilen tecrübeler sayesinde günümüzde vakum ve forseps uygulama nedenleri, uygulanmasının sakıncalı olduğu durumlar ve uygulama protokolleri hemen hemen son şekillerini almış durumdadır ve bu da müdahaleli doğuma bağlı olarak anne adayı ve/veya bebeğin uygulamadan hemen her durumda yarar görmesini sağlamaktadır.

Müdahaleli doğum girişiminde bulunmak, doğumun mutlaka bu yöntemle başarılı bir şekilde gerçekleşebileceği anlamına gelmez. Herhangi bir nedenle uygulama başarısız olduğunda uygulamadan vazgeçilip doğumun sezaryenle gerçekleşmesi gerekebilir. Sezaryen bahsinde de belirtildiği gibi doğum eyleminin sonuna kadar herhangi bir zamanda doktor sezaryen kararı verebilir. Bu, vakum veya forseps uygulamaları için de geçerlidir.

Müdahaleli doğuma bağlı olarak anne adayında doğum kanalında yırtılma ve bunlara bağlı oluşabilecek sorunlar, bebekte de kafa cildinde vakum veya forseps uygulanan bölgede kanamalar ve bunlara bağlı sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak günümüzde bu sorunların hem oluşması hem de oluştuğunda kalıcı sekeller bırakması ender görülür hale gelmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:38   #134
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Zarların erken açılması suların erken gelmesi

Doğum sancısı olmadan kesenin açılması "zarların erken yırtılması" olarak tanımlanır.

Normalde gebelik ürünü bir zar tabakası tarafından kaplanalan bir kese içinde bulunur. Bu keseye amniyon kesesi, çevreleyen zara amniyon zarı, içindeki sıvıya da amniyon mayii adı verilir.

Amniyon kesesinin ve sıvısının sağlıklı bir gebelik ve bebek gelişimi için büyük önemi vardır. Bu kese gelişen bebeği dış etkenlere karşı korur, içerdiği sıvı bebeğin rahat hareket etmesine olanak sağladığından kas gelişimine yardımcı olur, bebeğin sabit sıcaklıkta bulunmasını sağlar, travmalara karşı yumuşak bir yastık görevi görür. Bebeğin normal fonksiyonları, büyüme ve gelişimi ve rahat hareket etmesini sağlamak için amniyon sıvısı gereklidir. Bu sıvı, amniyon ve koryon adı verilen zarlarla çevrilidir ve gebelikte oldukça önemli işlevleri olan dinamik bir sıvıdır.

Doğum sancılarının başlamasından sonra rahim ağzı tam açık oluğunda yani 10 cm. açıldığında amniyon kesesi yırtılır ve sonra doğum gerçekleşir. Kesenin doğum sancıları başlamadan önce açılmasına erken membran rüptürü (EMR) adı verilir. Halk arasında "suları geldi" deyimi bu olayı anlatmak için kullanılır. Kesenin sancılar başladıkltan sonra, ancak rahim açıklığı 10 cm olmadan önce açılmasına ise vakitsiz membran rüptürü adı verilir. Bu durum klinik olarak bir öneme sahip değildir. Tüm gebeliklerin yaklaşık %10'unda görülen erken membran rüptürü (zarların erken acılması) nedeni bazı hallerde saptanamaz. En sık suçlanan nedenler enfeksiyonlardır. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu ve vajinal (rahim) enfeksiyonlar buna neden olabilir. Ayrıca rahim hacminin aşırı arttığı polihidramniyos, çoğul gebelik gibi durumlarda ya da rahime ait şekil bozukluklarında da görülebilir.

Annenin beslenme bozukluğu, düşük sosyoekonomik düzey, karına gelen direk travmalar, cinsel ilişki gibi faktörler de EMR'nin muhtemel sebepleri arasındadır.

Anne adayları genelde zarların yırtıldığını aniden sıvı boşalması şeklinde fark ederler, bazı durumlarda zar rahimin üst kısımlarından yırtıldığında az miktarda idrar kaçırır tarzda hafif akıntılar olabilir. Bu tür şikayetler ile gelen gebelerde yapılan vajinal muayenede rahim ağzından sıvı kaçağının görülmesi ile tanı konur. Az miktarda akıntı varsa emin olmak için gelen sıvını asitlik derecesine bakılarak teşhise gidilir. Ayrıca ultrasonografide amniyon sıvısının azalmış olması tanıya yardımcıdır.

Vakaların %60-80 inde sular geldikten sonra 24 saat içinde doğum sancıları başlar. Bu nedenle EMR erken doğum tehdidinin önemli bir sebebidir. Bu mekanizmaya göre normal doğum olarak takip edilen gebelerde bazı hallerde doktor doğumu hızlandırmak için amniyon kesesini suni olarak açabilir. Zarlar açıldığında dış dünya ile temas sağlayan gebelik ürünü enfeksiyonlara açık hale gelir. Bu durum anne ve bebeğin hayatını tehliaaae atabilecek sonuçlar doğurabilir. Yine bu hastalar abruptio plasenta açısından risk altındadır. Bebek açısından bakıldığında ise kordon vajinadan (rahim) dışarı sarkabilir. Bu oldukça tehlikeli ve acil sezaryen gerektiren bir durumdur. Küçük gebeliklerde eğer bebekte bir duruş bozukluğu var ise bebeğin kolu dışarı sarkabilir. .

Erken membran rüptürü (EMR); amniyon kesesinin doğum henüz başlamadan yırtılması ve suların gelmeye başlamasıdır. Amniyon kesesinin yırtılmasının ardından bebekle dış dünya arasındaki mikrop geçişini engelleyici filtre mekanizması artık ortadan kalkmış olur. 37. gebelik haftasından önce amniyotik membran yırtılmış ile prematüre EMR denir. Erken membran rüptürü, erken doğumun en önde gelen nedenlerindendir.

Tüm gebeliklerin yaklaşık %10'unda görülmektedir. Anne adayları aniden vaginadan boşalan bir sıvıdan bahsederler. Ancak bu sıvı boşalması her zaman çok belirgin olmayabilir ve aralıklı olarak az miktarda gelebilir.

Nedenleri çeşitlidir; en çok enfeksiyonlar sorumlu tutulmaktadır. Özellikle idrar yolu enfeksiyonları ve vaginal enfeksiyonlardan şüphelenilmektedir.

Enfeksiyonların dışında servikal yetmezlik (rahim ağzı yetmezliği), çoğul gebelik, polihidramniyos, annenin yetersiz beslendiği durumlarda, sigara kullanımında da EMR görülebilmektedir.

Tanı; şüphelemekle başlar. Anne adayının su gelmesi ile ilgili şüphesi olduğunda, ultrason ve muayene uygulanır. Serviksi (rahim ağzı) görmek için yapılan spekulum muayenesinde amniyotik sıvının geldiği görülebilir. Şüpheli durumlarda, turnusol kağıdı ile gelen sıvının pH ölçümü yapılarak amniyon sıvısı mı, yoksa servikal mukus mu ayırt edilebilir. Yine yapılan ultrason ile bebeğin çevresini saran amniyon sıvısı miktarı araştırılır.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:40   #135
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

sularının gelmesi yakınması ile müracaat eden bir gebede ilk planda hasta değerlendirilir ve tanı kesinleştirilir. Eğer sular tamamen boşalmış ise ve gebelik yaşı müsait ise 24 saat kadar beklenebilir. 34-36 haftadan küçük gebeliklerde bebeğin akciğer olgunlaşmasını hızlandıracak tedaviler uygulanır. 24 saat içinde sancılar başlamaz ise antibiyotik tedavisine başlanır ve doğumun başlatılması maksadı ile suni sancı verilir. Yukarıdan ve küçük bir alandan yırtık ve sıvı kaybı varsa uygun önlemler ile hastane şartlarında akıntı kesilene kadar beklenir. Bu zaman zarfında bünye meydane gelen bu açıklığı onarır ve amniyon mayii sürekli yapılan bir madde olduğundan eksik kısa sürede telafi edilir. Tedavide en önemli unsur antibiyotik ile enfeksiyonun önlenmesidir. EMR tanısı konduktan sonra gebelik haftası, genel fizik muayene bulguları, kan analizleri ve bebeğin genel durumu değerlendirilerek tedavi planlanır. EMR'de en önemli komplikasyon erken doğumdur. Genellikle suların gelmesinden itibaren 24 saat içinde doğum olayı başlar.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:40   #136
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Gebelik hakkında herşey

Gebelik Süresince Nelere Dikkat Edilmeli ?

Sigara ve alkol kullanmayınız.

Hekim önerisi dışında ilaç almayınız.

Hekiminizin önerdiği demir ilacını düzenli olarak kullanınız.

Uzun süre ayakta durmayınız.

Günlük işleriniz sırasında kendinizi yormayınız.

Bisiklet sürme, tenis oynama, kayak yapma gibi sporlardan uzak durunuz.

Mesleğiniz gereği de olsa ağır nesneler kaldırmaktan, zararlı aaaal, kimyasal madde ve radyasyondan uzak durunuz.

Yolculuktan önce doktorunuza danışınız.

Bol ve rahat giysileri seçiniz.

Alçak topuklu rahat ayakkabılar giyiniz.

Pamuklu iç çamaşırları giyinin ve iç çamaşırlarınızı günlük olarak değiştiriniz

Yüzük ve bilezik gibi takılar takmayınız.

Diş bakımına özen gösterin. Sabah uyanınca, akşam yatmadan önce ve her öğünden sonra yumuşak fırça ile, yavaş haraketlerle dişlerinizi fırçalayınız.

Röntgen ışınlarından sakının. Çok fazla zorunlu olmadıkça radyolojik inceleme yaptırmayınız.

Her türlü canlı aşıdan sakınınız (Gerekli durumlarda salk polio aşısı, tetanoz aşısı yaptırmanın sakıncalı olmadığı aklınızda bulunsun.

Düşük riski yok ise son aya kadar cinsi ilişkide bulunmakta sakınca yoktur.

Haftada en az bir kez ayakta; duş alır biçimde, ılık su ile banyo yapın.

Meme bakımına özen gösteriniz.
Sarkmayı önlemek için çok sıkı olmayan askılı, pamuk dokumalı sütyen giyiniz.
Dolgunluğu önlemek için hafif parmak dokunuşları ile masaj yapınız.

Bol su içiniz.

C vitamini ve kalsiyum yönünden zengin gıdalar (Turuçgiller, süt ve süt ürünleri) seçiniz.

Lifli besinleri tercih ediniz.

Gebelik boyunca 10-12 kg'dan fazla kilo almamaya özen gösteriniz.

Aşağıda durumlarda hemen hekime başvurunuz;

1-Vajinal kanama: Düşük olasılığını gösterir. Bebeğin olduğu kadar annenin de yaşamını etkileyebilir.

2-Karında belirgin, sürekli ya da aralıklı ağrı olması: Dış gebelik, düşük, erken doğum belirtisi olabilir.

3-Fetus hareketlerinin artması ya da azalması. Fetusun sıkıntı içinde olduğunu gösterir.

4-Yüksek ateş titreme: Enfeksiyon belirtisidir.
Bulanık ya da bozuk görme,
Şiddetli baş ağrısı,
İnatçı kusma,

5-İdrar yaparken yanma, zorluk ya da az idrar çıkarma: İdrar yolları enfeksiyonunu gösterir.

6-Ellerde ayaklarda ya da yüzde şişme: Böbrek işlevlerinde bozukluğu gösterir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:40   #137
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Gebe bir kadın nasıl yaşamalı? Çevresindekiler ona nasıl davranmalı?

Gebelik normal yaşantıyı değiştirmeyi gerektirmez. Ancak gebe kadın, mümkün olduğunca sakin, kaygı ve baskılardan uzak yaşamalı ve dengeli beslenmelidir.
Herşey normal olduğu sürece hareketliliği kısıtlamaya gerek yoktur. Hamile bir kadın günlük yaşamını ve çevresi ile ilişkilerini kısıtlamadan devam ettirmeye çalışmalıdır. Gebelik sırasında kesinlikle sigara içilmemelidir.
Sigaranın bebeğin düşük kiloda doğmasına ve huzursuz bir bebeklik geçirmesine neden olduğu bilinmektedir. Kocası da, sigarayı bırakmasa bile, eşinin yanında içmemelidir. Gebe, alkol kullanmaktan da kaçınmalıdır. Gebenin duygusal dünyasının ne kadar duyarlı olduğu yakın çevresi tarafından hiç unutulmamalıdır. Korku ve endişeleri, öncelikle eşi tarafından özen ve anlayışla karşılanmalıdır. Bu destek yalnızca gebelik sırasında değil, doğum ve doğumdan sonra bebekle birlikte yeni yaşantının düzenlenmesinde de devam etmelidir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:40   #138
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Gebe bir kadın hangi hareketleri ve işleri yapmamalı? Nelere dikkat etmelidir?

Gebe bir kadın vücudunun imkan tanıdığı pek çok işi yapabilir. Ancak zor işlerden, örneğin ağır yük taşımaktan kaçınması yararlıdır. Özetle, gebelikten önceki yaşam temposunu, gerekliyse bazı kısıtlamalarla sürdürebilir. Son aylarda alınan kilolar nedeniyle hareket kabiliyeti kendiliğinden sınırlanır. Bu dönemde kendini zorlamamalıdır. Gebenin sürekli oturarak ya da sürekli ayakta durarak iş yapması bacaklardaki kan dolaşımını bozabileceğinden sakıncalıdır. Sürekli oturarak çalışan gebeler, aralıklarla ayağa kalkarak, dolaşmalıdırlar. Sürekli ayakta durmak gerektiğinde tek ayağını 10 cm. yükseklikte bir desteğe dayamak ve aralıklarla değiştirmek yararlıdır
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:41   #139
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Normal gebelerin sıklıkla şikayet ettikleri rahatsızlıklar nelerdir?

Normal bir gebelikte bile mide yanması, bulantı, kusma, bel, kasık ya da baş ağrısı ve yorgunluk hissi gibi şikayetler olabilir.
Bulantı ve kusmalar bazı gebelerde hiç görülmez, bazılarında da çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu şikayetler genellikle dördüncü aydan sonra kendiliğinden geçer. Rahatsızlığı azaltmak için öncelikle sık, az miktarda ve istenenlerin yenmesi gibi önlemler alınır. Bebeğin yeterince beslenemeyeceği endişesiyle gebeyi istemediği şeyleri yemeye zorlamak doğru değildir. Ortam değişikliği de yararlı olabilir. Aşırı kusma olduğunda doktorun önereceği ilaçlar kullanılabilir.
Gebelikte dokuların gevşemesine ve büyüyen rahmin yaptığı baskıya bağlı olarak bel ağrısı olabilir. Uygun egzersizler ve yürüyüşlerle kaslar kuvvetlendirilirse ağrılar azalır. Normal bir gebelikte rahmin her iki yanındaki kordonlar gerilir. Barsakların hareketleri azalır ve gaz artar. Kasıklarda dolgunluk hissi ile zararsız kasık ve karın ağrıları oluşabilir.
Hafif baş ağrıları varsa, bu da genellikle gebeliğin ortalarına doğru, vücut yeni duruma uyum sağlayınca azalır.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 21/09/08, 13:41   #140
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Gebelik sırasında cinsel ilişkide bulunulabilir mi? Sıklığın ve pozisyonun önemi nedir?

Genellikle gebeyken cinsel yaşamı kısıtlamak için bir neden yoktur. Cinsel ilişki sıklığı ve pozisyonu konusunda çiftler hekim muayenesinden sonra, kısıtlama olmaksızın özgürce davranabilirler. Ancak düşük tehlikesi, erken doğum tehdidi, kanama, su kesesinin açılmış olması, rahim ağzı yetersizliği, daha önce düşük ve erken doğum yapmış olma gibi özel durumlarda kısıtlama gerekebilir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:00 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,