Van'ın Tarihi MirasıVan ve çevresi geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini üzerinde barındırmaktadır. Bu çerçevede tarih öncesi devirlere ait kaya ve mağara resimleri önemli bir yer tutmaktadır. Bölgede neolitik devirden itibaren kesintisiz devam eden kültürlerin mevcudiyetini Tilki tepe ve Dil kaya Höyükleri ve çeşitli kazılarda elde edilen buluntular göstermektedir. Van'ı yüksek bir medeniyet düzeyine ilk defa Urartular çıkarmıştır. Urartulardan kalan bir çok kale, tapınaklar, kaya mezarları, su yolları ile diğer toprak ve madeni eserler bunu kanıtlamaktadır. Urartular'ın M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında yıkılmasıyla birlikte Van yaklaşık, 1500 yıl sessizliğe gömülmüştür. Bu dönemden Van Kalesi'nin güney yüzünde kayalıklara kazınmış Pers yazıtı dışında hiçbir önemli kalıntı günümüze ulaşmamıştır. Bu da gösteriyor ki, bölge uzun süre geçiş noktası olarak kullanılmış, etkin medeniyetlerin yerleşimine sahne olmamıştır.Van'ın tekrar canlanması, M.S. 8. yüzyıl'dansonra Vaspurakan krallığı ile başlamaktadır ve Aktamar kilisesi bunun en önemli tanığıdır. Çevrede Hıristiyan mimarisine ait dini yapılar bu devirden itibaren giderek yaygınlaşmış ve yörenin kültürel mirasında önemli bir yer edinmiştir.11. yüzyıl başlarından itibaren Türk akınlarına sahne olan bölge, Malazgirt Savaşıyla Selçuklular'ın egemenliğine girmiştir. Selçuklularla birlikte Türk İslâm eserleri görülmeye başlamıştır. Bunu diğer Türk devletlerinin hakimiyetleri izlemiştir. Selçuklu sonrasında Van ve çevresine İlhanlı, Kara koyunlu, Akkoyunlu, Safevî ve Osmanlı devlet ve hanedanları hakim olmuşlardır. Bunlardan Osmanlı dönemi eserleri önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle bu dönemlerden kalma camiler, medreseler, hanlar, hamamlar, türbeler, köprüler ve diğer birçok dinsel ve sosyal amaçlı mimarî eserler bölgenin tekrar canlanışını gözler önene sermektedir.Yörenin geçmişine ait çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan bu eserlerin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması büyük bir önem arz etmektedir.
Van Ağzı
Van, Anadolu'nun İran, Maveraünnehir ve Kafkas yollarının birleşim noktalarından biri olmakla çok sayıda kavmin geçişini sağlamıştır. Tarihi süreç yönünden, bölgenin kültürel yapısında Arap, Fars ve Türklerin derin izleri görülür. Türklerin özellikle Selçuklu sonrası yerleşimleri kısa zamanda Ahlat, Adilcevaz, Erciş, Gevaş ve Van'ın bayındır bir hale gelmesini sağlamış, coğrafyanın yerleşime elverişli olması önemli bir Türk nüfusunun bu havaliyi yurt tutmasına sebep olmuştur.Van, Türk dili coğrafyasında Anadolu sahasında yer almakla birlikte özellikle Azeri Türkçesinin etkisi altındadır. Bu etkiyi yapı, ses ve sözcük dağarcığı yönünden görebiliriz. Anadolunun iç kesimlerinde bilinmeyen, ancak Azeri sahasında ortaya çıkmış bir çok kelimeye Van'da rastlayabiliriz.Tek bir Van ağzından söz etmek mümkün değildir. Bölgenin çeşitli zamanlarda ve halen değişik sebeplerle göç alması, sosyolojik farklılaşmaların yanında dil değişimini de beraberinde getirmektedir. Van'daki nüfus hareketiyle ilgili şu birkaç sebebi zikredebiliriz.- Osmanlı-Karamanoğulları mücadelesi sonucunda Van, Karaman bölgesinden göç almıştır.- Osmanlı - Safevi hakimiyet mücadelesi sırasında bir takım Türk boyları yer değiştirmiştir.- Kuzey Azerbaycan'ın ve özellikle Karabağ'ın Ruslar tarafından işgali sebebiyle Van göç almıştır. - Güney Azerbaycan'daki çeşitli olaylar yüzünden Van göç almıştır.- Ekonomik sebeplerle Karadenizin Çaykara ve çevresinden Van'a aileler yerleştirilmiştir.- Üniversitenin faaliyete geçmesiyle şehre çok sayıda öğrenci ve öğretim görevlisi gelmiştir.- Afganistan'ın Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine Kırgız Türklerinin bir bölümü Van'a yerleştirilmiştir.- Terör sebebiyle Van göç almıştır.- Son olarak çok sayıda memurun çalışmak üzere Van'a gelmesi, bu bölgede tek bir dil karakterinden söz etmemizi zorlaştırıyor. Ayrıca yine sosyal, iktisadi ve tarihi şartlar sebebiyle Van merkez nüfusunu büyük ölçüde İstanbul, İzmir gibi Batı illerine taşımıştır. Bu yüzden çekirdek Van kültürü ve ağzı gün geçtikçe değişimlere maruz kalmaktadır. Basın yayın araçları ve özellikle televiyonun mahalli ağız üzerinde derin etkisi vardır. Yine üniversitenin faaliyete geçmesi, standard bir Van ağız ifadesini ortaya koymakta dilcileri müşkül durumlara sokmaktadır.
Sanat ve Edebiyat
Serhat şehirlerimizden biri olan Van, tarih boyunca stratejik önemi yanında, sanata ve ilme beşiklik etmesi açısından da önemli bir yere sahip oluşmuştur. Türk-İslam devlet geleneği içerisinde, sanatkârlar ve ilim adamları, merkezlerde sultanlar; vilâyetlerde valiler ve üst düzey yöneticiler tarafından desteklenip korunmuşlardır. Varı, çok uzun yıllardan beri önemli bir vilâyet merkezi olması hasebiyle zikredilen fonksiyonun icrasına haliyle mekân olmuştur.
Van, tabiî güzelliği açısından da birçok mekâna nasip olmayan avantajlara sahiptir. Gölü, dağları, güzelim suları, ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil havası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir.
Tanzimat dönemine kadar edebiyat dendiği zaman akla şiir gelirdi. Haddizatında "edebiyat" kelimesi bile ilk defa Şinasî tarafından kullanılmış bir kelimedir. Klâsik dönemde edebiyat yerine "Şiir ve irışa" kullanılırdı. Şiir bildiğimiz şiir, inşa ise düz yazı anlamındadır. Ne var ki eski edebiyatımızda düz yazı şiirin yanında her zaman üvey evlat muamelesi görmüştür. Bu, sadece Eski Türk edebiyatı için değil bütün İslâm-Şark edebiyatları için geçerli olan bir özelliktir. Birçok padişahın, mektuplarını bile manzum yani şiir tarzında yazdığı bilinmektedir.
Van ilimizi edebiyat tarihi açısından ele aldığımız zaman, yukarıda sözü edilen özelliğin Van için de cari olduğu görülmektedir. Şiir, sadece Cumhuriyet öncesinde değil Cumhuriyetten sonra da saltanatını sürdürmüştür. Van'daki Sanat ve Edebiyat faaliyetlerinin Cumhuriyetten sonraki bölümüne ağırlık vereceğiz.
İslamî dönemde Van'daki edebiyat tarihini 14. yüzyıla kadar götürebiliyoruz Van'ın Bahçesaray ilçesinden asıl adı Muhammed olan ve şiirlerinde "Mim Hayy" mahlasını kullanan Fake-i Tayran Van yöresinde, eserleri günümüze ulaşmış ilk şâirdir. Bölgede medrese talebelerine "fakih"ten bozma "fake" denmektedir. "Fake-i Tayran" kuşların talebesi anlamındadır. Doğum ve vefat tarihi tespit edilemeyen Ercişli Emrah, Vankulu Mehmet Efendi (ö. 1592) , Abdülbaki Efendi (ö. 1634), Şâni (ö. 1676), Mevlevi Mehmet Dede (17. yy) , şâir İzzî (İzzetî Mehmet Bey, Vani Çelebi (17. yy) Mir Sipihri (17. yy) Ömer Efendi (ö. 1 ğ 78) , Feyzi Salih Efendi (ö. 1715) , Dürri (ö. 1639), (ö. 1724) Sadî (Abdülbâki Sadi Efendi) (1708-1748) , İbrahim Hoca (ö. 1808) , Vehbi Dede (Derviş Vehbi-i Kadim) (?-?) Aşık Davut Telli (?-?) Selamî Efendi (ö. 1808) , Akif Mustafa Efendi (1812 ) , Aşık Hayreti (19 . y) Kavalcı Recep (18451915) Cumhuriyet'ten önce Van'ın yetiştirdiği, tesbit edilebilen şâirleridir.
Cumhuriyet dönemine gelinirken Türk Edebiyatı ciddi değişimler geçirmiştir. Divan edebiyatı, Arap ve Fars edebiyatlarının tesiriyle oluşmuş, estetik yönü ağır basan, sıkı kurallara bağlı bir edebiyattır. Türk Edebiyatında, Tanzimat dönemi olarak isimlendirdiğimiz 1860-1896 döneminde Türk şiiri, Batıya yönelmeye başlamıştır İçeriği değişen şiirde kullanılan vezin, yine Aruz veznidir; dil yine Arapça, Farsça'nın ağırlıkta olduğu Osmanlıca'dır. Değişmeye başlar. Millî Edebiyat (1911-1923) döneminde ise artık dil sade Türkçe, vezin hece vezni, nazım şekilleri, içerik tamamen değişmiştir. Cumhuriyet döneminde edebiyatın hakimiyeti devam etmiş, devletin resmî kültür politikası, musikide olduğu gibi, edebiyatta da halk ürünleri ile Batı Edebiyatının karışımından yeni bir edebiyat tarzı geliştirmek amacına yönelik olmuştur. Cumhuriyet döneminde, hece vezni ile yazılan şiirlerin yanında bir de serbest vezinli şiirler görülmeye başlamıştır.
Cumhuriyet döneminde, Van'da yetişen şâirlerin birinci ve ikinci kuşakları, genelde halk şiiri tarzına meyletmişler ve eserlerini bu çerçevede vermişlerdir. Çoğunluğu şiirlerini Van'da yayınlanan mahalli gazetelerde yayınlayarak şiire başlayan bu şâirlerin büyük bir kısmı, sonraki dönemlerde büyük şehirlere göçmüş ve kalem faaliyetlerine buralarda devam etmişlerdir. Mahallî basının sanat ve kültüre yaptığı katkıyı burada bir kez daha teyid etmeliyiz. Bu bağlamda Van'da yayınlanan mahallî gazetelerden Van Sesi, Van Postası, İki Nisan, Van Ekspres, Kurtuluş, Çaldıran, Bir Nisan. Serhat, Yeni Yurt Van, Van Halk Postası, Van Kulu, Van Haber, Prestij, Şark Yıldızı gazetelerini kutlamak lazım. Bunlardan bir kısmı hâlâ yayınını sürdürmektedir.