Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Şiir & Hikâye & Yazı > Hayata Dair

Hayata Dair Genel yazılar burada

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 22/09/08, 23:14   #1
Erhan Murat
Çavuş
 
Erhan Murat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Bulunduğu yer: Van
Mesajlar: 37
Tecrübe Puanı: 0 Erhan Murat will become famous soon enough
Standart İnter-Rail Gezisi 3 (Ancona ve ROMA)

Yazılarımı takip eden arkadaşlar geçen yaz yapmış olduğum inter-rail seyahatimde gezip gördüklerimi burada sırasıyla anlattığımı bilirler. Geçen bölümde Atina ve Patrastan bahsetmiştim. Bu bölümde ise Ancona ve Roma’dan bahsedeceğim.

Roma | Ancona

Çok uzun süren bir yolculuğun ardından nihayet Binmiş olduğum Vapur beni Adriyatik’ten sürükleyip Ancona’ya getirdi. İnanılmaz derecede yorgundum ve bir an önce buradan da ayrılıp çocukluğumdan beri hep merak ettiğim, Tıpkı İstanbul gibi yedi tepeli şehir olan Roma’ya varmak istiyordum. Yani La Citta Eterna’ya. Ama heyhat! Gel gör ki İnter-Rail seyahatlerinde en sık yaşanan durumlardan biri olan Tren kaçırma işi herkes gibi benimde başıma gelmişti. Bende 2 tane benim gibi fazla İngilizce bilmeyen Arjantinli arkadaşla hemen bir bilet kestim, Sonraki Roma trenine. Bilet keserken ne kadar acıkdığımı hissettim ve Markete gidip bir şeyler almaya karar verdim. Markette etrafa bakınırken Vapurda muhabbet ettiğimi Türk arkadaşları gördüm. Aynı iklimin evlatları olarak kanımız çekse gerek hemen tekrar muhabbete girdik ekmek v.s bir şeyler aldıktan sonra yemeğe koyulduk. Onlarda Romaya geleceklerdi ama Ancona’da bir gün kalmak istediklerini söylediler. Bende onları Arjantinli arkadaşların yanına götürdüm. 3 kişi biz 2 kişi onlar toplam 5 kişi; Arjantinli arkadaşın Tren istasyonunda bize sunduğu eşsiz keman ziyafetini dinledikten sonra. Şehri gezmeye çıktık. Nihayet Tren saatimiz geldiğinde Türk arkadaşlarla yolumuzu ayırdık ve başka bir zamanda, başka bir yerde buluşma temennilerimizle ayrıldıktan ve sonra Roma Trenine bindik.

Roma Sanat Şehri

Ancona'dan kalkan tren sonunda Roma Termini'ye ulaştı ve ben ilk şaşkınlığımı yaşayıverdim. Ömrü hayatım boyunca hiç bu kadar büyük bir Tren istasyonu görmemiştim. Her tarafta tabelalar, Koşuşturan insanlar, Bilet gişeleri, Kitapçılar, Restoranlar. Tüm bunların arasında kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettim. Trende inip biraz uzaklaştıktan sonra hemen önümde bir hostel görevlisi beliriverdi. Bana ucuz hosteller ayarlıyabileceğini söyledi. (Galiba benim yorgun ve sırtımdaki çantalı halimi görünce acıdı diye düşündüm. Ama öyle değilmiş meğer buralarda inen her yolcunun yanına gelirlermiş.) Her neyse bende Hostel görevlisine elinde mevcut bulunan en ucuz hostelin ne kadar olduğunu sordum ve bana 20 Euro dedi. Açıkcası çok sevinmiştim. Çünkü Romaya gelmeden önce buradaki hostellerin en az 30 Euro olduğunu duymuştum. Bende hemen kabul ettim tabi. Elime tutuşturduğu haritayla Roma sokaklarına daldım. Hostelimi buldum ve hemen 6 kişilik odama yerleştim. (Hostel: Sadece Gezginlerin ikamet ettiği Hotel tipinde ama daha küçük yerleşim yeri. Bir nevi Han) Odamda 3 Brezilyalı, 2 Amerikalı ve ben vardık. İnanılmaz keyifli insanlardı. Bir süre Brezilyalılara Alexi konuştuk. Benim Türkiye’den geldiğimi öğrendikleri vakit birçok Avrupalı gibi onlarda şaşırmış ve hemen Türkleri anlatmamı, nasıl insanlar olduklarını bilmek istiyorlardı. Her neyse, Duş aldıktan sonra kendimi hemen dışarı attım ve daldım meşhur Roma sokaklarına…

Her tarafı Parke taşlarla döşenmiş, Rönesans’ı hissettiren (Hem de iliklerime kadar), Çok düzenli bu şehri hayran hayran gezerken “Fontana di Trevi” ye vardım. Yani Aşk Çeşmesine. Hemen fotoğraf makineme sarıldım ve Kalabalık Turistlerin arasında kaybuluverdim. Romada inanılmaz sayıda çeşme var. Herkes günlük içtiği suları bile büyüklüğüne göre her yerde olan çeşmelerden içiyor. Bu çeşmeler bizimkiler gibi arsenikli değil tabi, Tertemiz

Aşk çeşmesinde biraz takıldıktan sonra kendimi sokaklara atıverdim ve birden kaybolduğumu anladım. Ama Allahtan sabit yerler belirlediğim için Hostelimi tekrar buldum ve günün yorgunluğunu atmak için yatağıma atlıyı verdim.

Sabah uyandığımda ilk işim tekrar bu büyüleyici şehri gezmek oldu. İlk olarak en canlı meydan diye düşündüğüm Nuovo (Navona)’da bulunan Fontada Dei Quattro Fiumi (Dört Nehrin Çeşmesi) Bernini çeşmesindeydim. 138 Basamağı bulunan ve dünyanın her yanından yüzlerce insanı bir araya getiren İspanyol Merdivenleri’nin hemen önündeki, Barcaccia Çeşmesi’nin hikayesi ise 1598’deki büyük Tiber Nehri taşkınına uzanıyor. Şehri harap eden selden sonra, sular çekilince geriye kalan bir teknenin yerinde şimdi içinde sarhoş ama eğlenceli turistlerin yüzmeye çalıştığı o güzelim Bernini çeşmesi duruyor. Meşhur İspanyol merdivenlerinde de oturup keyif yaptıktan sonra, Şehrin meydanlarında gezip durdum. Mesela bunlardan biri Venezia Meydanıdır. Gece gündüz içinde dans eden, şarkı söyleyen, resim yapan, ve de çeşitli yeteneklerini sergileyen insanların barındığı Meydan.

Şehrin sadece meydanları değil elbet her tarafta geçmişe ait kalıntılar, heykeller v.s vardı. Bu heykellerden birini görünce aklıma birden İtalyanın en ünlülerinden Colosseum aklıma geldi. Ve hemen oraya doğru yol koyuluverdim. Gladyatör filminin çekildiği bu stada benzer meşhur yapıtı gezerken hiç farkına varmadan ve öğlen yemeğini bile yemediğimi hissetmemişken artık karanlık çöktüğünü gördüm. Karanlığı fark edince birden nedense ne kadar yorulduğumu hissettim. Hostele dönmektense Romalıların meşhur Pizzalarında bir tanesini afiyetle yiyip sokaklarda gezmeyi tercih ettim. Geceleyin saat 22.00 sularında artık ayaklarımın beni taşıyamayacağına karar verdikten sonra Hostelime dönmeye karar verdim. Yolda ilerlerken önümden giden 4 bayanın Türkçe konuştuklarını fark ettim. O an Türkçe konuşan birilerini görünce o kadar sevindim ki hemen yanlarına yanaşıp bir merhaba dedim. Onlarda o kadar sevindiler ki Türkçe bir ses duyunca. Ayak üstü biraz muhabbet ettikten sonra bu arkadaşların Türkiye de Üniversite okuduklarını, Çok zengin babalarının parasıyla sadece Romayı 3 günlüğüne gezmeye geldiklerini ve de 3 günde harcadıkları paranın benim beklide tüm seyahatim boyunca harcayacağım paradan daha fazla olduğunu öğrenince şaşırdım tabi. Açık sözlü biri olarak bu durumu onlara anlatınca onlarda baya şaşırdılar. Cesaretimi sokak ortasında yüksek bir alkış sesiyle ve de pervasızca bağırarak alkışlayınca açıkçası çok utandım. Bir Cafede oturup muhabbet ettikten sonra gece saat 01.00 sularında bu kibar kızlar Bara gideceklerini ve benimde gelip gelmeyeceği sordular. Sabah çıkarken cebime 50 Euro alan ben Akşama kadar tüm paramı harcamıştım bu nedenle onlara gelemeyeceğimi söyledim.Ama parasız olduğumu söylemedim tabi. Kızlar gerçektende çok samimi insanlardı. Beni zorla kolumdan tutup götürmek istediler ama ben gitmek istemeyince onlarda çok üzüldüler ve böylece yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Ben Hostelime geri döndüm. Onlarda Bara gittiler. (NOT: Kızlardan ASU, Kısa süre içerisinde bir insan pek tanınamayabilinir ama Tüm hayatım boyunca senin kadar saf ve temiz bir şahsiyet görmedim. Hani derler ya dünya işleri bazı insanları bozamaz diye galiba sen onların başında geliyorsun.)
Gece Hostelime vardığımda ciddi manada çok yorulmuştum. Hemen bir duş aldıktan sonra yatağıma girdim. Girer girmez uyuyakalmam bir oldu. Sonraki gün sabah erkenden kalktım ve Vatikan’a doğru yola çıktım. Vatikan İtalya topraklarında olmasına rağmen kendi içinde özerk bir devlet diye geçiyor. Vatikan’a girebilmek için yaklaşık olarak 1 saat sırada bekledim. Hem de hayatımda hiç görmediğim kadar Çekik gözlünün arasında. ilginç bir deneyimdi doğrusu. Vatikan Müzesini de akşama kadar gezdikten sonra tekrar kendimi sokaklara saldım ve yine şehirde kayboldum. Ama artık bir Romalı kadar şehri iyi tanıyan ben Hostelimin yolunu kolayca bulabiliyordum. Herkesin söylediği gibi Romayı gerçektende çok sevmiştim ben

Roma'da en çok yediğim yiyecekler; Makarna, dondurma ve pizza oldu. Ömrü hayatımda yediğim en lezzetli dondurmaları burada yedim desem herhalde mübalağa olmaz. Sadece üç gece kalabildim Roma'da. Heyecanla geçen 3 gece. Son günümde Sıradaki güzergahım olan Floransa’ya gitmek için Trene bindim………..


İnşallah gelecek bölümde siz değerli arkadaşlarıma İtalyanın Floransa ve Venedik kentlerindeki anılarımı anlatacağım.

NOT: Ancona ve ROMA hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar PM atabilirler.

Kaynak Gösterim: [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
Erhan Murat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 20
Takımınız:
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:40 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,