Dün 4 Ekim Dünya Çocuk Günü’ydü. Türkiye dahil, dünyanın bütün ülkelerinde çocukların karşı karşıya kaldığı sorunlar ve bu sorunlara devletlerin yaklaşımı değişmiyor. Şiddet, cinsel taciz, ekonomik istismar, kaçırılma, zorla çalıştırılma, eğitimden yoksunluk, evsizlik gibi sorunlar en çok çocukları vuruyor. Dün 4 Ekim Dünya Çocuk Günü’ydü. Türkiye dahil, dünyanın bütün ülkelerinde çocukların karşı karşıya kaldığı sorunlar ve bu sorunlara devletlerin yaklaşımı değişmiyor. Şiddet, cinsel taciz, ekonomik istismar, kaçırılma, zorla çalıştırılma, eğitimden yoksunluk, evsizlik gibi sorunlar en çok çocukları vuruyor. YARIM YÜZYIL GEÇTİ 1954 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) toplantısında, Ekim ayının ilk pazartesi gününün Dünya Çocuk Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı. BM ayrıca 1959’da Çocuk Hakları Bildirgesi yayınladı. Bildirgede, “Hiçbir çocuk, ırk, renk, cinsiyet, din, dil, siyasal inanç nedeniyle ayrıma tabi tutulamaz. Her çocuk korunacak ve özel bakım görecektir. Her çocuk, doğduğu andan başlayarak, bir isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır. Her çocuk, sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için, gereken her çaba gösterilmelidir. Sakat çocuklar için, özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır. Hiçbir çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul çocuklara özel ilgi gösterilmelidir. İlköğretim zorunlu ve parasız olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuk oyun oynamak ve dinlenmek imkanlarına sahip olmalıdır. Sosyal yardım ve koruma denildiğinde ilk akla gelen çocuklar olmalıdır. Çocuk, her tür kötülük ve sömürüden korunmalıdır” denildi. Ancak aradan geçen yarım yüzyılda çocukların durumu daha da kötüleşti. ÇOCUKLAR SORUNLARLA BOĞUŞUYOR Türkiye’de çocuklara yönelik olumsuzlukların başında şiddet, anayasal bir zorunluluk olduğu halde eğitimden yoksun bırakılma, tutuklanma ve zorla çalıştırma geliyor. UNİSEF raporlarına göre 100 bine yakın çocuk sokakta çalışıyor. Buna çeşitli atölye ve fabrikalarda çalışan çocukları da eklediğimizde çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısı artıyor. En çok çocuğun sokakta çalıştığı kentler sırasıyla Mersin, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Şanlıurfa, Van, Adana, Gaziantep ve İstanbul. Bunun temel nedeni ise çatışmalar ile milyonlarca ailenin yoksulluk sınırının bile altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda bırakılması . Eğitim alabilen çocukların sorunları da az değil. Ortalama 45 öğrenci bir sınıfta ders görmek zorunda kalıyor. Milyonlarca çocuk kendi ana dilinde eğitim göremiyor. Çeşitli başlıklar halinde veli ve öğrencilerden sürekli para toplanıyor; eğitim bütünüyle paralı hale getiriliyor. Böylece devlet çocukların en temel haklarından olan eğitim hakkını da onların ellerinden alıyor. ŞİDDETLE İÇ İÇE Çocukların mağdur olduğu sorunlardan biri de şiddet. Gerek aile içinde gerekse toplumsal yaşamda çocuklar sürekli şiddete maruz kalıyor. On binlerce çocuk evsizlik sorunuyla da karşı karşıya. Ekonomik yokluklar ya da kentsel dönüşüm yüzünden son yıllarda sokaklarda ya da derme çatma kulübe ve çadırlarda yaşamak zorunda kalan ailelerin, dolayısıyla çocukların sayısında küçümsenmeyecek bir artış yaşandı. Çocuk haklarının en çok savaş ve çatışma durumlarında ihlal ediliyor. Türkiye’de Kürt Sorunu’nun barışçıl çözümüne yanaşılmaması nedeniyle on binlerce çocuk devlet şiddetinin mağduru haline geliyor; hatta cezaevlerine kapatılıyor. Yaşadıkları konutlardan ediliyorlar, göç etmek zorunda bırakılıyorlar. SİZE KARŞI MAHCUBUZ ÇOCUKLAR ‘Daha Kaç Kalbimizin Olması Gerekir?’ başlıklı Çocuk Günü Bildirisi’ni kaleme alan Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, “Yıl 2010, en çok size karşı mahcubuz çocuklar. Eksik yaşadığınız haklar, çektiğiniz acılar ve döktüğünüz gözyaşı sayısınca bağışlayın bizi. Aklımız ve kalbimiz sizde çocuklar. İşte bu hayal değil, inanın gerçek!” ifadesini kullandı. (HABER MERKEZİ)
-------------------------------------------------------------------------------- TÜRKİYE’DE DURUM
15 yaşın altındaki insanların çalıştırılmasının yasak olduğu Türkiye’de, yaşları 6-17 arasında değişen 1 milyon 600 bin çocuk büyükleri tarafından çalıştırılıyor. Çalışma mekanları bazen bir tarla, bazen bir tamirhane, bazen de sokaklar... Oyun oynamaları, okula gitmeleri gereken yıllarını “ekmek parası” derdiyle geçiriyorlar. *Türkiye’deki 6-17 yaşları arasında 16 milyon çocuğun 1 milyon 635 bini (yüzde 10.2) çalışıyor. *Ekonomik bir faaliyette bulunan çocukların yüzde 61.8’ini erkekler, yüzde 38.2’sini ise kızlar oluşturuyor. *6-17 yaş grubu çalışan çocukların büyük kısmı eğitimine devam edemiyor. *Çalışan çocukların yüzde 31.3’ü günde ortalama 10 sigara içiyor. Sigara içenlerin yüzde 91.1’i erkek. * Çocuk işçilerin yüzde 59’u ücretsiz aile işçisi olarak görünüyor. *Çocuk işçilerin en yoğun kullanıldığı sektör ise tarım. Dünya genelinde yüzde 70 olan oran Türkiye’de yüzde 58. Çocukların yüzde 22’si sanayide, yüzde 10’u ticarette ve yüzde 10’u ise hizmet sektöründe çalışıyor. *Çocukların çalışma nedenleri arasında ilk sırayı yüzde 38.4 ile “Aile gelirine katkıda bulunma”, ikinci sırayı yüzde 19.8 ile “Ailenin ekonomik faaliyetlerine yardımcı olma”, üçüncü sırayı ise yüzde 15.9 ile “Ailenin istemesi” alıyor. *Güneydoğu’da 12-14 yaş arası yaklaşık 90 bin çocuk çalışıyor. Bunların yaklaşık 80 bini tarım sektöründe.
-------------------------------------------------------------------------------- ÇOCUKLARIN GELECEĞİ DE TEHDİT ALTINDA KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Dünya Çocuk Günü gibi özel günlerde çocukların birkaç dakikalığına makam koltuklarına oturtturulduğunu ancak, çocukların hayal ve özlemlerini tehdit eden sistemin olduğu gibi devam ettiğini söyledi. Şimşek, Türkiye’deki adalet sisteminin baklava çalan çocuklara onlarca yıl ceza verirken çocukların tecavüz edilmelerine seyirci kaldığını savundu. Şimşek yaptığı yazılı açıklamada, yoksulluğun yaygınlaşarak derinleştiğini, eğitimin paralı hale getirilerek yararlanma olanaklarının zorlaştığını, çocuk işçiliğinin yaygınlaştığını, çocuk cinsel istismarlarının arttığını belirterek, “Toplumsal sorunların barış ve diyalog yoluyla çözümü yerine çatışmalar derinleştirilerek çocuklarımızın kişiliklerinde derin travmalar yaratılıyor” dedi. Kırşehir’de dört yaşındaki K.L. adlı çocuğun “Tecavüz edilerek katledildiğini” anımsatan Şimşek, “Bebekten katil yaratan sistem insanı hayvandan daha kötü hale getiriyor” diyerek, bu gerçek görülmeden çocuklara övgüler dizmenin riyakarlık olduğunu belirtti. Barışçıl, demokratik ve özgürlükçü bir sistem oluşturulmadan çocukların geleceğinin tehdit altında olmaya devam ettiğini belirten Şimşek şöyle devam etti: “28 tecavüzcü 13 yaşındaki N.Ç’ye defalarca tecavüz etmelerine rağmen mahkeme tarafından ‘rızası var’ denilerek adeta ödüllendirildiler. Siirt’teki çocuk tecavüzü olayında da duyarsız yaklaşımlar aynı sonucun yaşanacağı kaygısını uyandırıyor. Adaletin bu şekilde işlediği bir yerde siz hangi Çocuk Günü’nden bahsedebilirsiniz. Sistem, tecavüzlere seyirci kalıyor. Üstelik çocuk istismarının önleneceğine dair anayasa değişikliği üzerinden daha bir ay bile geçmeden.” (HABER MERKEZİ)
Çocuklar ,Çocukluklarını ya$amıyoR
Normal
