Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Eğlence > ilginc yazılar

ilginc yazılar ilginc yazıları burda bulabirsiniz.

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 20/09/08, 22:29   #21
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Hücre neden çoğalır?
Bir hücre, büyümesini durduran özel bir mekanizma bulunmadığı takdirde, gelişerek büyür. Ancak, canlı bir sistem olmanın getirilerinden birisi olan bu durum, bir süre sonra hücre için kısıtlayıcı olmaya başlıyor. Örneğin hücrenin mevcut boyutu ya da kapasitesi, içinde yer alan kullanılabilir maddelerin miktarı için yetersiz hale geliyor. Hücrenin boyutları büyüdükçe de, hücre içi iletim için aşılması gereken mesafeler artıyor. Bu gibi durumlar, hücrede enerjinin gerektiği kadar yetkin kullanılabilmesini de engelliyor. Bunların önüne geçebilmek için de, hücre içeriği ve hücre hacmi oranı belirli bir kademeye eriştiğinde, hücrede bölünme emri oluşuyor ve bu büyük hücre, kendini çoğaltarak, kendine daha verimli şekilde yetebilen 2 oğul hücre meydana getiriyor. Hücrelerin çoğalmasının esas sorumluları da, replikatör moleküller olan DNA ve RNA.

Bu doğal sürecin dışında, belirli bir dokunun onarılabilmesi ya da çeşitli görevler için özelleşecek hücrelerin oluşturulması gibi koşulları da hücrelerin kendilerini çoğaltma nedenleri arasında sayabiliriz.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 20/09/08, 22:29   #22
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Yediklerimiz psikolojimizi etkiliyor mu?


, depresyon, bunama, hiperaktivite, panik bozukluğu gibi rahatsızlıkları doğuran sebeplerin başında yeme içme alışkanlıklarımız geliyor.


Aldığımız gıdalarla ruh haletimiz arasındaki ilgi hep dikkati çekmiş bir konudur. Çünkü beslenme tercihlerimizin ruh sağlığımızı da etkilediği bilinmektedir. Son yıllarda hiperaktivite ve dikkat eksikliği, depresyon, anksiyete (endişe) bozuklukları gibi rahatsızlıkların artmasında da değişen beslenme alışkanlıklarımızın etkisi büyüktür. Kısacası doğru gıdalar alarak birçok psikiyatrik hastalıktan korunmak mümkündür.

İnsan beyni karmaşık ama hassas bir organdır. Bir yumruk büyüklüğünde, 1300-1400 gram gelen beynimizde 100 milyar nöron (sinir hücresi) var ve bu nöronlardan her biri sayıları bin ile 10 bin arasında değişen başka nöronlarla bağlantı halindedir. Bu bağlantıların sayısı trilyonları bulur. Ayrıca beyinde çok daha fazla miktarda destekleyici hücrelerin de bulunduğu göz önüne alınırsa vücudumuzun yöneticisinin karmaşıklığı anlaşılır.

Çünkü beyin, düşüncelerimizi, davranışlarımızı, duygularımızı yönetir. Muhakeme, idrak, zeka, sanat ve müzikle uğraşma, teknoloji geliştirme gibi kompleks görevleri üstlendiği gibi kalp atışımız, soluk alış verişimiz, uykumuz ve uyanıklığımız, sindirim fonksiyonumuz gibi üzerinde nadiren durduğumuz aktiviteleri bile biz farkında olmadan beynimiz düzenler.



Her lokma beynimizi etkiliyor

Beyin, gördüğü yoğun fonksiyonların uygun işleyişi için çok fazla miktarda enerji ve kan akışına ihtiyaç duyar. Beynimiz, toplam insan ağırlığının yüzde 2’sini oluşturmasına rağmen vücudun sahip olduğu tüm enerji kaynağının yüzde 20’sini kullanır.

Peki bu enerjinin kaynağı nedir? Tabii ki aldığımız besinler. Besinler sadece beynin gerektiği gibi işlemesini sağlayacak yakıtı sağlamakla kalmaz, beynin yapısının oluşumuna da katkıda bulunur. Yediğimiz her lokmanın beynin işleyişi ve yapısı üzerinde hem kısa hem de uzun vadeli sonuçları vardır. Beynimizin sağlıklı ve uygun bir şekilde görevlerini yapabilmesi için sürekli olarak temel besin desteği olması gerekmektedir.

Bu yüzden kalitesi düşük besinler ve fast food beslenme, kavrayış yeteneğimizi köreltir ve zamanla beynimizi zaafa uğratır. Öyleyse beynimizi etkileyen besinleri iyi ve kötü olarak ayırmalıyız.

Kötü gıdalar nasıl etkiler?

Kan şekerini aniden yükselten gıdalar aldığımızda pankreas bezi hemen faaliyete geçer ve insülin salgılayarak şekeri düşürür. İnsülin, şekerin kullanılması ve depolanması için kan hücrelerimizi yönlendirmekle görevlidir. Zamanla hücreler, sürekli yüksek seviyede insülin bombardımanına karşı dirençli hale gelebilirler. Sonunda şekeri yönlendirmek için daha fazla insülin gerekir ve bu ihtiyaç giderek artar. Böylelikle pankreas bezi adeta yalama olur, iş göremez hale gelir. Salgılanan insüline karşı hücrelerde direnç gelişir, insülin de yağ olarak depolanarak şişmanlığa sebep olur. Ayrıca Alzheimer (bunama) ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklara da zemin hazırlanmış olur. Kısacası sağlığımız için gıdaların iyi veya kötü olması söz konusudur.

Hangi gıdalar mutlu eder?

· Kan şekerini hızla yükselten beyaz şeker zararlıdır. Kişi başına düşen şeker tüketimi arttıkça depresyon ve ciddi ruhsal hastalıklarda da artış olmaktadır.

· Karbonhidratlar, moralimizi iyileştiren serotonininin salınımını uyardıklarından, bu gıdaları diyetimizden tamamen çıkarmak üzüntü ve keder haline sürükleyebilir. Çünkü karbonhidratlar vücudumuzda şekere dönüşürler ve şeker de yakıt olarak kullanılır. Ancak beyaz ekmek yersek, karbonhidratla birlikte lif alamıyoruz demektir. Sonuç olarak da ekmek hızlı bir şekilde kan şekerine dönüşür. Kan şekerindeki bu çok hızlı yükseliş ve düşüşler, daha sonra kişinin acıkmasına sebep olur. Yani kepeğinden ayrılmış beyaz un kötü gıdadır. Buğdayın olduğu gibi öğütülmesiyle elde edilen tam buğday ununun lif oranı yüksektir. Tam buğday unuyla karşılaştırıldığında beyaz un yüzde 41 oranında daha az folik asit, yüzde 41 daha az B12 vitamini, yüzde 52 daha az selenyum ve yüzde 75 daha az çinko ihtiva eder.

· Lifli tahıllarda, meyve sebzelerde bulunan tüm bu besinler ve antioksidanlar beyni korur, sinir sistemini normal işler hale getirir.

· Yapay yollarla hidrojenlenmiş yağlar (margarin gibi) kötüdür. Taze tereyağı, halis sızma zeytinyağı gibi doğal oluşumlu katı ve sıvı yağlar iyi gıdadır.

· Hamburger ve cips kötü gıdalardır.

· Mineraller, bazı amino asitler ve besleyici enzimler bakımından zengin olan meyve sebzeler gibi gerçek gıdalar vücuda vitamin ve mineral sağlarlar, ama aynı zamanda toksinleri (zehirli atıklar) kendilerine çeken ve yeniden emilmelerine ya da işleme sokulmaları*na fırsat vermeden vücudumuzdan dışarı atan lifler içerirler. Meyve ve sebzeler bol tüketilmesi gereken gıdalardır.

· Balık, ihtiva ettiği omega 3 yağ asitleriyle oldukça besleyici ve beyin için elzem bir gıdadır, bunamaya karşı birebirdir.

· Fıstık, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler, doymamış yağ, E vitamini, kalp dostu sterol bileşimleri barındırırlar ve antioksidan (gençleştirici) etkiye sahiptirler. Kuruyemişler kalp hastalıklarına yakalanma riskini azalttıkları gibi, yaşa bağlı zihinsel performanstaki düşüşü de önlerler.

· Yüksek kalorili kola ve gazozların hiç besin değeri yoktur. Üstelik yemekle birlikte tüketildiklerinde, beyinde tokluk hissini oluşturan normal mide-beyin iletişimini engelleyerek daha çok yemeye sebep olabilirler.

· Paket meyve suları da kötü gıdadır.



Depresyonu önlemek için ne yenilmeli?

Depresyondaki kişi aşırı üzüntülü ve sıkıntılıdır. Durgun ve neşesizdir. İsteksiz ve karamsardır. Önceden hoşlandığı şeylerden zevk almaz. İştah ve uyku genelde azalmıştır. Günümüzde giderek daha çok kişinin yakalandığı depresyonun ortaya çıkışında genetik yatkınlık, felaketler gibi stresler, çevre gibi birçok faktör etkilidir.

Ancak beslenme şeklinin de önemi büyüktür. Omega 3 ihtiva eden balıkla beslenme depresyon riskini düşürür. Rafineri (işlenmiş) suni yağların ve beyaz şekerin aşırı tüketilmesi depresyonu kolaylaştırır. Düşük seviyede folik asit, B12 vitamini ve çinko almak depresyonu önlemede etkilidir. Bunların hepsi tam ekmekte mevcuttur.



Yağlı yiyecek Alzheimer riskini arttırır

Alzheimer veya diğer adıyla bunama, hafıza, muhakeme, öğrenme, mantıklı düşünme, yön bulma ve iletişim gibi birçok yetenekte bozulma meydana gelmesiyle ortaya çıkar. Alzheimer tipi tüm bunamaların yüzde 70’ini oluşturuyor. 65 yaş üzerindeki kadınlar için hayat boyunca Alzheimer olma riski yüzde 19, erkekler için 10’dur. Alzheimer’in önümüzdeki 40 yıl içinde dört kat artması bekleniyor.

Alzheimer hastalarında genellikle önemli davranış ve zihin değişiklikleri görülür, sonunda da kendilerine bakma yeteneğini kaybederler. Bu durum yıllar içinde sinsice ilerleyerek belirir.

Tam tahıl ve tam ekmek gibi lifli, kompleks karbonhidratlar, meyve ve sebzeler Alzheimer’e karşı koruma sağlar. Aşırı yağ tüketimi (özellikle hayvansal yağlar) Alzheimer riskini artırır. Kuruyemiş, zeytinyağı ve özellikle balıkta bulunan omega 3’ün Alzheimer’e karşı korunmada faydası büyüktür.



Beyaz ekmek stresi arttırır

Panik bozukluğu ve stres de çağımızın çok görülen rahatsızlıklarındandır. Panik bozuklukta, kendiliğinden ve beklenmedik şekilde oluşan yoğun endişe ve korku atağı vardır. Kalp çarpıntısı, sersemlik hissi, solunum güçlüğü, karın bölgesinde rahatsızlık, göğüste ağrı, irade kontrolünü kaybetme ve delirme korkusu panik bozukluğun belirtilerindendir.

Panik bozukluğu ve strese karşı dayanıklılığı arttırmak için yağ oranı düşük diyetler uygulanmalıdır. Tahıl, meyve, sebzede bolca bulunan tiamin ve selenyum eksikliği strese yakalanma riskini yükseltir. Panik bozukluğa hassasiyeti olan kişilerde fazla kafein alınması endişe halini artırabilir. Yine beyaz ekmek gibi işlenmiş karbonhidratlar ve şekerli abur cuburlar kan şekeri seviyesinde dalgalanmalara yol açtığından belirtileri şiddetlendirebilir.



Cips ve kola hiperaktiviteyi tetikler

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite de (DEMB) çok sık rastladığımız psikolojik hastalıklardandır. Dikkat eksikliğinde, aşırı hareket ile sosyal, akademik ve mesleki işleyişin bozulması söz konusudur. Daha çok çocuklarda görülse bile giderek yetişkinlerde de ortaya çıkmaktadır.

Genellikle organize olamama, düşük ders notları, verimsizlik, ruh halinde dalgalanmalar, zihinsel zorlanma, öfke patlamaları, dengesiz uyku düzeni, sabırsızlık ve sürekli başkalarını rahatsız etme gibi kişinin insani ilişkilerini bozan, özgüveni azaltan belirtiler mevcuttur.

Hiperaktivitenin en büyük nedenlerinden biri çocukların hareket azlığı ve enerjilerini boşaltmamalarıdır. Geçmişte kırsal alanlarda serbestçe koşarak, oynayarak büyüyen çocuklar şimdi apartman dairesinin bir odasına sıkışmış durumdalar. Yine televizyon ve bilgisayar da çocuğu hareketsiz kılmaktadır.

Günümüz çocuklarının beyaz ekmek, cips, kızarmış patates, kola, gazoz, meyve suyu, şekerlemeler gibi boş enerji veren gıdaları alıp harcayamamaları dikkatlerini azaltmaktadır. Yine gıdaları işlemekte kullanılan boyalar ve katkı maddeleri de çocuk beynini etkiler. Doğal, yeşil ve havası temiz ortamlar yerine beton yığınları ve kirli havada olmak da hiperaktiviteye zararlıdır.

5 ve 11 yaş arası çocuklar içinde en az TV seyredenlerin ileride üniversite mezunu olma ihtimallerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Odasında TV bulunan çocuklar yetenek testlerinde daha düşük puan almaktadırlar. TV, çocuğa eğitim açısından bir şey vermediği gibi beyne yararı olmayan besinleri tüketmeye teşvik eder.

Hiperaktivite ve dikkat eksikliğini önlemek için düzenli kahvaltı yapmak, düzenli ve yeterli uyku faydalıdır. Her sabah besleyici bir şekilde yapılan kahvaltı, hafızayı güçlendirir, akademik performansı, sınav notlarını ve okul başarısını artırır.

Psikiyatr Doç. Dr. Sefa Saygılı
Vakıf Gureba Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 20/09/08, 22:29   #23
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

hayvanlarda rüya görürmü?
Hayvanlarda uyku esnasında yapılan elektroensefalograf ölçümleri, bazı hayvanların gerçekten de rüya görüyor olabildikleri görüşünü destekliyor. Memeli hayvanların büyük bir kısmının rüya gördüğü, zaten uzun süredir biliniyordu. Eğer kedi ya da köpek besliyorsanız, uykusu sırasında gözlerinde, bıyıklarında ya da ağzında, rüya gördüğünü gösteren devinimleri gözleyebilirsiniz. Olasılıkla onlar da, hafızalarına almış oldukları çeşitli görüntülerden oluşan rüyalar görüyorlar. Örneğin bir avlanma ya da çiftleşme rüyası...
“Rüya evresi” olarak bilinen uykunun REM evresi, memeli canlıların yanı sıra, bazı kuş türlerinde de ölçülebilmiş. Hatta, memeliler arasında yalnızca “ekidna”nın REM uykusuna girmediği, diğer tüm memeli hayvanların REM uykusu yaşadıkları görülmüş. Sürüngenlerde bir REM evresi bulunmamasıysa, hem onların rüya görmediklerine bir gösterge olabilir, hem de REM uykusunun sabit vücut sıcaklılıkla (sıcak kanlılıkla) birlikte gelişmiş olduğunu düşündürebilir.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 20/09/08, 22:29   #24
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Bir Mucizenin Öyküsü Tırtıldan Kelebeğe, Kozadan İpeğe
Minicik bir böcek milyonlarca yıldır yeryüzünde bilinen en sağlam ipliği üretiyor. Bu böceğin yumurtaları bir yıl uyuyarak canlanmayı bekliyor, yeni doğanları ise kısa sürede ilk ağırlığının 30.000 katına çıkarak mucizevi bir gelişim gösteriyor. Binlerce yıldır insanların "en güzel ve en narin" olarak değerlendirdikleri, nadide kumaşların dokunduğu ipliği üretmek için kendini ördüğü bir kozanın içine hapsediyor. Bu süre içinde böceğin kendisi de bambaşka bir görünüm kazanarak bir mucizenin adını alıyor: İpek Böceği Mucizesi

Yumuşaklığı ve parlaklığıyla yüzyıllardır en çok tercih edilen kumaş olan ipek, ipek böceği tırtıllarının ördüğü kozalardan yapılır. Bu mucizevi canlılar ilginç bir şekilde yalnızca dut yaprağı yerler. Dut ağacı yapraklarından başka hiçbir şeyle beslenmezler.

İpek böceği tırtılları gelişimlerini tamamlayınca, kelebek olmak için koza örmeye başlarlar. Sonunda da kendilerini, bu incecik ipek ipliklerden örülmüş kozalarına hapsedip, uykuya dalarlar. Önce görünürde yalnızca minik bir tırtılla başlayan bu sürecin sonunda tırtıl kaybolurken ortaya ipekten örülmüş bir koza ile bir kelebek çıkmaktadır. Peki bu olay nasıl gerçekleşmektedir? Şimdi bu mucizevi süreci en başından inceleyelim.

Altın Kadar Değerli İpeğin Tarihi

Tarihi kayıtlara göre, ipek ilk defa Çin'de bulunmuştur. M.Ö 206'da başlayan Han Hanedanı dönemlerinde, daha önce pek önemli olmayan ipek, ülkenin gelir kaynağı haline gelerek uygarlığın önemli simgelerinden biri olmuştur. İpek, değerli bir madde olduğu anlaşıldıktan sonra para birimi olarak da kullanılmıştır. Devletin ödemelerinde ve yapılan hizmete karşılık ödül olarak verilen ipek, tıpkı altın gibi saklanmış ve gittikçe değer kazanmıştır. Başka ülkelerle Çin arasındaki anlaşmalar ipekle çözüm bulmuştur. O dönemde dünya ticaretinin dolaştığı tek kervan yolu olan "İpek Yolu" da adını, taşınan en değerli ticaret malı olan ipekten almıştır.

Tırtıldan Kelebeğe

İpek böceklerinin yeryüzünde birçok farklı türü (ırkı) bulunmaktadır. Bazı farklılıklar dışında hepsinde ortak olan dönemler; yumurta dönemi, larva dönemi, koza örme devresi ve ergin-kelebek dönemidir.

Bir Sene Bekleyebilen Yumurtalar

İpek böceklerinin bir türü (univoltin ırk) sadece ilkbaharda yumurtlar ve bu türün verdiği yumurtalar diğer ilkbahara kadar bekler. Başka bir tür (bivoltin ırk) ise yumurtalar ikinci yumurtlama için beklemeye girmeden, 11-12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci neslin verdiği yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Hindistan, Tayland gibi yetiştirildiği bölgelerin sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7-8 nesil elde edilebilir. Burada ilk akla gelen soru kuşkusuz, bir yumurtanın bir yıl nasıl canlı kalabildiğidir. Tıpkı tohumların toprağa ekilip nem, sıcaklık, karanlık gibi uygun koşullar sağlandığında filizlenerek bitki, ağaç haline gelmesi ve bu ana kadar uykuda olması gibi, ipek böceği yumurtaları da bir sonraki ilkbahar mevsimine kadar uykuda kalırlar. Vakti geldiğinde ise harekete geçerler. Bu durumu, tuşuna basarak komut verilen bir cihazın çalışmaya başlamasına benzetebiliriz. İpek böceği yumurtaları da bir yılın sonunda onları yaratan Allah'ın emriyle canlanırlar. Yüce Rabbimiz Kuran'da ilminin herşeyi kuşattığını şu şekilde bildirmiştir: "Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için." (Talak Suresi, 12)

Deri Değiştiren Larvalar

Yumurtadan çıkan larvalar, iklim ve hava şartlarına bağlı olarak süresi değişen larva döneminde 4 defa deri değiştirirler.

Larvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Adeta yaşayacakları bir sonraki dönemde inzivaya çekileceklerini biliyor gibi karınlarını iyice doyururlar. Başları vücutlarına oranla küçük olan larvaların derilerinin parlaklığı ve gerginliği artar. Deri değiştirme (uyku) safhasının başlangıcında yemek yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeğimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar, başlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir şekilde dururlar. Deri değiştiren larvaların vücudu ise büyümüştür. Başları da vücutlarına oranla artık daha büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri değiştirme sonrası gevşer, buruşur ve solgunlaşır.

9-10 günlük bir ipek böceği hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10.000 katına ulaşmıştır. Üstelik bu gelişme 20-25 gün gibi kısa bir süre içerisinde oluşmuştur. Bu mucizevi gelişmeyi anlamak için gözünüzde yeni doğmuş bir bebeği canlandırın. Yaklaşık 3 kg ağırlığında doğan bebek, 20-25 gün sonra devasa bir boyuta ulaşarak 30.000 kg haline gelse her halde bu mucize karşısında şaşkınlığımızı gizleyemezdik. Ancak milyonlarca yıldır bu dönemleri geçiren ipek böceği larvaları bu mucizenin canlı birer örneğidirler. Böcek erginleştiğinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, tedirginleşir, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya başlar. Göğüs ve karın bölgesinin yarı şeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen %40'ını kaplayacak şekilde genişlemiş olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boşaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aşamada ipekböcekleri artık koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir.

Koza Örme Devresi Başlıyor

Yumurtadan çıkan ipek böceği tırtılı; önce büyük bir titizlikle seçtiği "askı" olarak kullanacağı dallardan birine çıkarak kendini aynı iplikle oraya bağlar. Daha sonra salgıladığı ipeğe sarılmaya ve koza örmeye başlar. Multivoltin ırklarda 2-3 gün, uni ve bivoltin ırklarda 3-4 gün içerisinde koza örme işlemi biter. İpek böceği, ipliğini çıkardığı sürece, başını 8 çizer gibi sürekli oynatır, kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam eder. Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden yaptığı bu hareketi, 3-4 gün süresince toplam yaklaşık 130.000 kez tekrarlamaktadır. Bu rutin hareketi yapan tırtılın boynunun ya tutulması, ya da işlevini yitirmesi gerekirken, o büyük bir çaba ile üretimine devam eder. İpek üretimi sona erdiğinde ve bezler boşaldığı zaman artık çok zayıflamış olan tırtılın ya ölmesi, ya da hastalanması gerekir ancak tırtıl başkalaşıma uğrayarak, bir iki gün içinde daha güçlü bir yapıda olan "krizalite" dönüşür. Koza örmenin 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüşen ipekböceği, 8-14 gün süren krizalit devresinde :-):-):-):-)morfoza uğrayarak kelebek haline dönüşür. Burada ise yine başka bir mucize gerçekleşmiştir. Bir tırtıl kendi salgıladığı maddeyle kendini sarmalayarak gözden kaybolur, saklanmadan önce yerde yürüyerek ilerleyen bu böcek iki hafta içinde ise uçabilen bir kelebek olarak dışarı çıkar. Kelebek alkali yapıdaki salyası yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. Yani kelebek haline gelen tırtıl, bir kozada olduğunu, buradan çıkma vaktinin geldiğini, buradan çıkmak için özel bir sıvıya ihtiyacı olacağını, kozayı delmek için bu sıvının sahip olması gereken formülü ve bunu vücudunda nasıl üreteceğini de adeta "bilmektedir". Kuşkusuz bir kelebeğin tüm bu bilgileri bilmesi imkansızdır; ona, bu bilgileri alemleri yoktan var eden Yüce Rabbimiz ilham etmektedir. (Harun Yahya, Allah Akılla Bilinir)

Kozadan İpeğe

Kozayı örme ve tamamlama işlemi, gece gündüz durmaksızın 3-4 gün sürmektedir. Birkaç mm.lik boyuyla, günlerce ara vermeden çalışan bu tırtıl olağanüstü bir güç göstermektedir. Bunu insanlar ile kıyaslayarak daha iyi anlayabiliriz. Örneğin; insan günlük uykusunu almadığında hem zihnen, hem de bedenen güçsüzleşmesine rağmen, ipek böceğinde herhangi bir bitkinlik görülmemektedir. Yumurtadan tırtıla, tırtıldan kelebeğe giden bu döngünün içinde hayatını sürdüren ipek böceği, dünyanın en sağlam ipliğini üretir.

İpek, bilinen en sağlam doğal ipliktir, ancak bilim adamları henüz bu sağlamlıkta bir iplik üretmeyi başaramamışlardır. Son yıllarda araştırmalarını hızlandıran bilim adamları, ipekböceklerinin nasıl bu kadar sağlam iplikler yapabildiklerinin sırrına ulaşmaya çalışıyorlar. Uzmanlar, bulgularının doğruluğunun kanıtlanması halinde, çok sağlam koruyucu giysi ve spor malzemeleri üretiminin yanı sıra kemik dokusu için de laboratuvarda yapay ipek üretilebileceğini belirtiyorlar. Araştırmalara göre; ipek üretiminin sırrı, ipekböceklerinin salgı bezlerindeki ipek proteinlerinin, suda çözünebilirliğini nasıl kontrol ettiklerinde yatıyor. Tüm süreç, su miktarıyla kontrol altında tutuluyor. Organizma ipek bezine protein gönderiyor, ancak bunu yaparken oraya ne kadar su bıraktığını denetliyor. Bu hassas ölçüler de ipeğin sağlamlığında rol oynuyor. Uzmanlar, ipeğin tıp alanında, tahrip olmuş diz bağlarının onarılması ve yapay kemik dokusu oluşturulmasında kullanılabileceğini söylüyorlar.

Her aşaması mucizelerle dolu olan ipek böceklerinin ipek üretmeleri çok çarpıcı yaratılış mucizelerinden biridir. Allah'ın ilhamıyla hareket eden ipek böceklerinin ürettikleri bu sağlam doğal iplik, bilim adamlarına da ilham kaynağı olmaktadır. Sağlam olduğu kadar estetik görünümüyle de dikkat çeken ipeğin, Kuran'da cennet ehline mükafat olarak sunulduğundan bahsedilmektedir.
.
"Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir. Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir." (İnsan Suresi, 11-12)
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Alt 20/09/08, 22:30   #25
By_Espr!C
Guest
 
By_Espr!C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Standart

Telekomun İndİrİmlİ Telefon Aldatmacasi
TELEKOMUN İNDİRİMLİ TELEFON ALDATMACASI
STANDART-HESAPLI-YAZLIK HATLARA ÜCRETSİZ OLARAK VERİLEN KONTÖRLERİ 22:00 İLE 7:00 ARASINDA KULLANABİLİYORSUNUZ. BUNUN REKLAMINI NİYE TELEVİZYONA VERİPTE YAPMIYORLAR SİZCE. GECE KONUŞUN KARLI ÇIKIN HERKE UYURKEN. BU ALDATMACA DEĞİLDE NEDİR. TANIDIĞIM BİR ÇOK KİŞİYE FATURA BEDELLERİ ARTMIŞTIR BU ALDATMACA YÜZÜNDEN EVİNDE TELEFON KULLANAN VE 100 KONTÖRÜ GEÇMEYEN BİR VATANDAŞA 7.90 YTL LİRA ALINMIŞ VE KONUŞMALARIN %99 GÜNDÜZ TARİFESİNDE YAPILDIĞINDAN HER AYA 7.90 GELEN FATURA KONUŞMA ÜCRETİDE İLAVE EDİLEREK TELEKOM GÜZEL KAZANÇ SAĞLIYOR. MAŞALLAH




EV VE İŞ TELEFONU TARİFELERİ (KDV Dahil, ÖİV Hariç)

*

ŞirketHATT

*

KonuşkanHATT

*

StandartHATT

*
HesaplıHATT
(4)
YazlıkHATT
(4)
SABİT ÜCRET -YTL/ay (1)
35,49*
20,41*
12,55*
7,90*
94,75 (5)
ÜCRETSİZ KONTÖR MİKTARI(3)
0*
0*
100*
160*
1920* (5)
ARAMA YÖNLERİNE GÖRE* GÖRÜŞME ÜCRETLERİ - YTL/dk
İLİÇİ NORMAL
0,067
0,074
0,081
0,118
0,118
İLİÇİ İNDİRİMLİ*(2)
0,034
0,037
0,040
0,059
0,059
İLLERARASI
0,079
0,079
0,081
0,118
0,118
ULUSLAR ARASI
1.KADEME PSTN
0,081
0,098
0,106
0,160
0,160
*1.KADEME GSM
0,410
0,492
0,536
0,804
0,804
2.KADEME PSTN
0,227
0,273
0,297
0,446
0,446
2.KADEME GSM
0,410
0,492
0,536
0,804
0,804
3.KADEME PSTN
0,760
0,837
0,913
1,369
1,369
3.KADEME GSM
0,760
0,837
0,913
1,369
1,369
4.KADEME PSTN
1,389
1,528
1,666
2,500
2,500
4.KADEME GSM
1,389
1,528
1,666
2,500
2,500
GSM (Turkcell, Telsim, Avea)
0,255
0,294
0,337
0,399
0,399
*İNTERNET
200 0 145, 200, 822 Normal
0,013
0,014
0,016
0,025
0,025
200 0 145, 200, 822 İndirimli
0,007
0,007
0,008
0,012
0,012
200 3 146 Normal
0,053
0,059
0,064
0,100
0,100
200 3 146 İndirimli
0,027
0,029
0,032
0,050
0,050

(1) %18 oranında KDV dahil, %15 oranında ÖİV hariçtir.
(2) İl içi arama indirimleri pazartesiden cumartesiye 23:00 - 07:00 saatleri arasında,**Pazar günleri tüm gün ve Resmi Tatil günlerinde geçerli olacaktır.
(3) StandartHATT, HesaplıHATT ve YazlıkHATT ta geçerlidir.
Ücretsiz kontörler haftanın her günü 22:00 - 07:00 arasında şebeke içi İliçi ve İllerarası aramalarda kullanılabilecektir.*StandartHATT' da* aylık 8,1 YTL, HesaplıHATT' ta* aylık 18,9 YTL,**YazlıkHATT' da* yıllık 226,8 YTL ücretsiz konuşma hakkı verilmektedir.
StandartHATT ve HesaplıHATT ta ilgili ay içerisinde kullanılmayan kontörler takip eden aylarda, YazlıkHATT ta ise* ilgili yıl içerisinde kullanılamayan kontörler takip eden yıllarda kullanılamaz.
(4) HesaplıHATT ve YazlıkHATT tarife paketi müşterileri, çağrı bazında taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçiminden yararlanamazlar.
HesaplıHATT’a geçişler yılda bir kere ile sınırlıdır. Aynı adreste en fazla bir HesaplıHATT ve YazlıkHATT bulunabilir.
(5) YazlıkHATT sabit ücreti ve ücretsiz kontör miktarı yıllık olarak verilmiştir.
Tarifeler bilgilendirme amaçlıdır.
ÜLKE KADEMELERİ İÇİN TIKLAYINIZ
*

Ücretlendirme Periyodu(saniye)
*
Tam
İndirimli
İLİÇİ
60,0
120,0
İLLERARASI
20,0
20,0
ULUSLARARASI ARAMALAR
*
*
1.KADEME PSTN
15,0
15,0
1.KADEME GSM
4,0
4,0
2.KADEME PSTN
7,5
7,5
*
*
*
2.KADEME GSM
4,0
4,0
3.KADEME PSTN
4,0
4,0
3.KADEME GSM
4,0
4,0
4.KADEME PSTN
2,0
2,0
4.KADEME GSM
2,0
2,0
GSM *(Turkcell - 053, Telsim - 054,*** Avea -050, 055)
6,0
6,0
İnternet *(200 0 145, 200, 822)
243,9
487,8
İnternet (200 3 146)
60,0
120,0

*
*

KIRSAL SANTRALLAR *
Detay alınamayan santrallarda Kontör Atış periyodu (saniye)
*
Tam
İndirimli
İLİÇİ
60
120,0
İLLERARASI
60,0
60,0
ULUSLARARASI ARAMALAR
*
*
1.KADEME PSTN
49,5
49,5
1.KADEME GSM
9,9
9,9
2.KADEME PSTN
17,7
17,7
2.KADEME GSM
9,9
9,9
3.KADEME PSTN
5,4
5,4
3.KADEME GSM
5,4
5,4
4.KADEME PSTN
3,0
3,0
4.KADEME GSM
3,0
3,0
GSM *(Turkcell - 053, Telsim - 054,*** Avea -050, 055)
17,8
17,8
İnternet *(200 0 145, 200, 822)
308,3
616,6
İnternet (200 3 146)
75,9
151,7

*Kırsal santrallarda ücretlendirme kontör atış periyoduna
göre yapılmaktadır. Belirtilen kontör atış periyotlarının teknik açıdan uygulanamaması durumunda müşteri lehine en yakın kontör atış periyodu uygulanacaktır.

KONTÖR ÜCRETLERİ YTL
ŞirketHATT*
0,067074
KonuşkanHATT
0,073781
StandartHATT
0,080737
Hesaplı ve YazlıkHATT
0,118000
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:03 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,