İnsanların Kabe' de tavaf ederlerken bir gencin sesli ve aynı cümleleri tekrarlayarak yaptığı dua dikkatlerini çekiyordu.O genç şöyle dua ediyordu: "ey doğruların yardımcısı olan Allah' ım!Ey haramlardan sakınanların yardımcısı olan Allah' ım!Sana hamd ve şükrederim."
Bu sesli duayı duyup ta merak edenlerden birisi gence sorar:"Ey genç!Neden hep aynı duayı tekrar edip duruyorsun.Yoksa o duadan başka bir dua bilmiyor musun?"
Genç de anlatmaya başlar:"Yıllar önce yine Kabe' de idim, bir gün içi altın dolu bir torba buldum.Altınları saydım, tam bin tane idi.İçimden gelen bir ses böyle fırsat eline ya geçer, ya geçmez bu fırsatı değerlendir.Bu altınlarla şunları, şunları yapabilirsin diyordu.Bende hayır bu benim değil, başkasınınmalı bana haramdır, derken bir adam geldi ve "Şöyle renkli kumaş, şu boyda, şöyle eninde bir torba bulan var mı?" diye bağırıyordu.Adamı yanıma çağırdım ve sordum: "Torban nasıl bir şeydi, bana tarif et" dedim.Benim bulduğum torbayı aynen tarif etti."Peki içerisinde ne wardı?" deyince "İşte torban burada" diyerek torbasını werdim.Adam torbanın içini açtı, bana otuz tane altın werdi.Altınları alır almaz pazara gittim.Orada genç bir köleyi överek satıyorlardı.gencin efendi görünüşü, temiz siması dikkatimi çekti.Sahibinin yanına yaklaştım:"Bu köleyi kaça satmayı düşünüyorsunuz?" diye sordum."Otuz altın isteriz" dediler elimdeki otuz altınla bu genç köleyi satın aldım.
Aradan bir iki yıl geçti.Genç gerçekten çok çalışkan ve edepli biriydi.Onu iyiki almışım diye çok sewiniyordum.Bir gün onunla beraber giderken karşımızdan birkaç kişi geliyordu.Genç gelenleri tanıdı ve bana:"Efendim, ben Fas Emrinin oğluyum.Bu gelen kişiler babamın adamları.Beni arayıp bulmuşlar.Senden beni satın almak isterler.Seni sevdim, sen çok iyi bir insansın.Onlara beni otuz bin altından aşağıya satma.O fiyata muhakkak alırlar" dedi.O adamlarla göz göze geldik."Bu köleyi bize satar mısınız?" dediler.Ben de:"Tabii ki neden olmasın" dedim."Buna biz altmış altın werelim" dediler."Hayır" o fiyatlara olmaz" dedim.
"Yahu sen bu köleyi pazardan otuz altına almadın mı?Sana iki misli para veriyoruz" dediler.Ben de:"Pekala, gidin sizde pazardan alın öyleyse" diye cevap verdim.Bunun üzerine arttıran arttırana, yirmi bin altına kadar çıktılar.Otuz binden aşağıya kesinlikle olmaz dedim.çaresiz, kabul ettiler.Otuz bin altınımı verdiler.Ben de otuz bin altın ile dükkan açtım.Zamanla çok zenginledim.Arkadaşlarım bana bir gün:"Artık evlen, tanıdığımız çok zengin bir ailenin çok iyi ahlaklı bir kızı var.Babası yeni vefat etti.Onunla seni evlendirelim" dediler.Ben de:"Olur" dedim.Nikahımız kıyıldı, deve yükleri çeyizleri dikkatimi çekti.Eşime:"Bu nedir?" dedim."İçerisinde 970 altın war.babam Kabe' de bunu kaybetmiş.Bulan gence otuzunu vermiş.Kalanını da bana hediye etti.Çeyizine koyarsın dedi" diye bana bir bir anlattı.Demek ki bulduğum altınlar benim rızkım imiş.Sahibine vermese idim, haram yoldan gelecekti.Şimdi helal yoldan yine dolaştı bana geldi.Bana yardım edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce RABBİME HAMD ederim."