“«Henüz erginlik çağına girmemiştim. Aşk deryasına daldım mı, 30-40 gün hiç bir şey yiyemezdim; istekten kesilirdim, günlerce açlığa susuzluğa katlanırdım.
Bir gün babam bana çıkıştı, ‘Oğlum, dedi, ben senin bu halinden bir şey anlamıyorum; bunun sonu nereye varacak? Bu davranışlar seni felâkete götürecek.’
Ben ona şu cevabı verdim: Baba! Seninle benim babalık ve evlâtlık ilişkimiz neye benzer bilir misin?
Bir tavuğun altına tavuk yumurtalarıyla karışık bir de kaz yumurtası koymuşlar.
Vakti gelip de civcivler çıktığı zaman bunlar hep birlikte analarının arkasına düşer giderler, yolda bir göl kenarına rastlarlar.
Kaz yumurtasından çıkan civciv hemen kendisini suya atar, bunu gören ana tavuk, eyvah yavrum boğulacak der.
Çırpınmaya başlar. Halbuki kaz yavrusu neşe içinde suda yüzmektedir. İşte seninle benim aramdaki fark da böyledir.»”
ßende ßurda farkLı açıdan ßakarak $öyLe ßir kanıya vardım ;
Anne ve ßaßalar genelde çocuklarının herhangi ßir konu üzerinde yoğunla$tıklarını gördüklerinde onlar için her zaman endi$e duyup a$ırıya kaçmamaLarı gerektiği konusunda teLkinde ßuLurLar.ßurda aynı $ey konusu.Fakat aradaki farkı göstermek için ßu yükün altından kalkaßileceğini severek ve isterek ßunu yaptığını göstermek adına ßöyLe ßir ßenzetme yaptığını dü$ünüyorum.Kimi insanLar kimi konularda YaradıLı$tan maharetLidir ßu da kıssanın ßana dü$en hissesi.
a$k deryasına daLanLar
Normal
