İnter-Rail Gezisi 7 (BARCELONA)

[Erhan Murat]

Yazılarımı takip eden arkadaşlar geçen yaz yapmış olduğum İnter-Rail seyahatimde gezip gördüklerimi burada sırasıyla anlattığımı bilirler. Geçen bölümde FRANSANIN NİCE VE CANNES Şehirlerinden bahsetmiştim. Bu bölümde ise İSPANYANIN BARCELONA Şehrinden bahsedeceğim.

BARCELONA

BİR GOTİK ŞEHİR, AMA HEYHAT BEN BURDAYIM

Barselona Tren garından indim. Her zaman yaptığım gibi ilk iş olarak İnformation a gittim. Bir tane Barselona haritası aldıktan sonra, Barselona’nın o meşhur La Rambla caddesindeki hostelime gitmek için metroya bindim. La Rambla caddesindeki hostelime geldim ve yine her zaman yaşadığım sıkıntılardan biri olan yer bulma sıkıntısını burada da yaşadım. Resepsiyondaki adam bana Hostelde yer olmadığını ama 1 saat beklersem yer bulabileceğini söyledi. Bende kabul edip beklemeye başladım. Lobide otururken 2 tane arkadaşın kendi aralarında fısıldadıklarını gördüm.(Türkçe konuşuyorlardı )

Ahmet: Hayatım resepsiyonla anlaşalım ve 3 gün kalacağımızı söyleyelim. Oda ücretini de şimdi değil de yarın akşam vereceğiz diyelim. Böylece bu akşam kalır yarın sabahta para vermeden ayrılırız buradan ne dersin?
Tulin: Olur Canım. Ama adamla sen konuşma İngilizcen yeterli değil, bırak ben konuşayım.Adamı ikna etmeye çalışayım olmasa sen devreye girersin.

Bu sözleri duyunca adeta şok oldum. Hemen yanlarına yanaşıp “Merhabalar” dedim. Birden şok oldular. Bana onları duyup duymadığı sordular. Bende duyduğumu söyledim ama merak etmeyin burada üçümüzden başka Türk yok kimse sizin söylediklerinizi anlamamıştır dedim. Sonra hep beraber gülüşmeye başladık. Baya bir güldükten sonra onlarla tanıştım.Meğer bunlar karı- kocalarmış. Yapmak istedikleri şeyin hem doğru olmadığını hem de daha önce bu hosteli araştırdığımı ve bu hostelde ücretin peşin alındığını yoksa oda vermediklerini söyleyince onlarda baya bir üzüldüler. Gidip başka hostel bakacaklarını söylediler. Vedalaştıktan sonra ayrılıp gittiler. 1 saat geçtikten sonra resepsiyondaki arkadaş bana bir yer ayarladığını ve kaç gün kalacağımı sordu. Bende 3 gün kalacağımı söyleyip 90 Euro verdim 3 günlük için. (NOT: Barselona’yı bu 3 günlük sürede gezip gördüğümde fark ettim ki en pahalı hostelde kalmışım.Diğer hosteller 3 gün için 50 Euro alıyorlarmış. )

Eşyalarımı alıp odama çıktım. Hemen yol yorgunluğumu atlatmak için duşa girdim ve sıcak su beni baya bir kendime getirdi. Duş aldıktan sonra dolabıma eşyalarımı yerleştiriyordum ki odada kalan arkadaşlarla tanışma fırsatı buldum. Odada toplam 8 kişi kalacaktık. Bunlardan 3 tanesi İtalyan’dı (3’üde bayandı ve Avrupa’yı tek başlarına geziyorlardı.), 2’si Polonyalıydı (Bunlarda bayandı ve yine tek geziyorlardı), 2 tanesi ise Almandı.(Bunlar ise erkeklerdi Dünya turuna çıkmışlardı.) Eşyalarımı dolaba yerleştirdikten hemen sonra dışarı çıkıp Barselona sokaklarına attım kendimi. İlk olarak o meşhur cadde olan La Rambla caddesini boydan boya kat edip gezmedik ve bakmadık sokak performansçısı bırakmadım. (Yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki bu cadde 6 farklı yürüme alanına sahip ve Plaça De Catalunya'dan (Katalan Meydanı) başlayıp sahildeki Monument a Colom'a kadar uzanıyor.) Daha sonra elimdeki haritayı takip ederek ve de Rehber kitabımı okuyarak dünyaca ünlü, Barselonalı Sanatçı “GAUDİ” nin eserlerini yerinde görmek için eserlerin bulunduğu tüm mekanlara gittim.

(NOT: Antoni Gaudi, 1852 yılında dünyaya gelmiş ünlü bir Katalan mimardır. Modernizmin en önemli temsilcilerinden biri olan Gaudi Barcelona'ya birçok anlamda eserler vermiştir. Şehir merkezinde yürümeye başladıktan sonra bu dehanın birçok eserine ard arda şahit oluyorsunuz. Gaudi'nin eserlerindeki ilk durağım aslında bir apartman olan Casa Battlo dı )


Akşam olmuştu ve baya yorgundum hemen hostelime geri dönüp bir duş alaraktan yatağıma uzandım. Dinlenmek isterken uykuya dalmışım. Gözümü açtığımda sabahtı ve ben dün akşam yemekte yememiştim. Çok acıkmıştım doğrusu. Ondan sonraki 2. Ve 3. Günler de ise Barselona da ayak basmadık yer bırakmadım. Örneğin La Rambla'dan çıkıp sahile doğru yönelip Limana vardığımda Christopher Columbus'un işaret parmağıyla Libya'yı gösterdiği, oldukça yüksek bir anıt olan "Monument a Colom" 'a ulaştım.Oradanda Marinayı boydan boya gezdikten sonra Barselona’nın dünyaca ünlü okyanus Akvaryumunu gezdim. Ama sırf orayı gezmek için 15 Euro verdim haberiniz olsun.  Aynı gün Nou Camp Stadınıda görmeye gittim. Tabi orayı da gezmek için 10 Euro verdim.

3.günümde ise ESPONYOLA takıldım biraz oradaki üniversiteleri filan gezdim. İnanılmaz derecede yol kat ettim galiba o gün. Çünkü akşam hostelime geldiğimde artık ayaklarımda derman kalmamıştı.
(NOT: Bu arada Gezip gördüklerim arasında olan Barselona’nın dünyaca ünlü meşhur Kilisesi Sagrada Familiyayı ve Picasso yu unutmamak gerekir. Mutlaka görmenizi tavsiye ederim.)

Barselonaya gittiğin izde size gezip görmeniz gereken yerler olarak şunları tavsiye edebilirim:

•Sagra de la Familia Kilisesi (Temple of the Holy Family)
•Barri Gótic
•Picasso Müzesi
•Christopher Columbus Heykeli
•Palca Del Rei' dir ( Plaza of the King) bulvarı
•FC Barcelona Nou Camp Stadı
•Son olarak Barcelonanın ünlü yemeği TAPAS I yemeden gelmeyin sakın


İnşallah gelecek bölümde siz değerli arkadaşlarıma FRANSANIN PARİS kentindeki anılarımı anlatacağım.

NOT: BARCELONA hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen arkadaşlar PM atabilirler.