Bir padisah, acemi bir köle ile gemiye binmisti. Köle hiç deniz
görmemis, geminin mihnetini tatmamisti. Korkudan aglamaya, inlemeye
basladi. Tir tir titriyordu. Avutmak için çok ugrastilar ama, bir türlü
sakinlesmedi. Sonunda padisahin keyfi kaçti.
Herkes aciz bir vaziyetteyken, gemide bulunan yasli bir adam padisahin
huzuruna çikti, 'Müsaade buyurursaniz ben onu sustururum' dedi. Padisah
da 'Lütfetmis olursunuz' dedi.
Yasli adam emretti, köleyi denize attilar. Köle birkaç kere suya batti
çikti. Sonra saçindan yakaladilar, gemiden tarafa çektiler. Köle gemiye
yaklasinca iki eliyle dümene asildi, oradan gemiye çikti, bir kösede
uslu uslu oturmaya basladi.
Yasli adamin yaptigi is padisahi hayrete düsürdü, 'Bu isteki hikmet
nedir' diye sordu. Yasli adam cevap verdi:
'Köle, evvelce suya batmayi tatmamisti. Gemideki selâmetin kiymetini
bilmiyordu. Iste huzur ve saadet de böyledir, bir felâket görmeyen
kimse, huzurun kiymetini bilemez.'
__________________
ßelki hiç durmadan uyusam iki gün çözüLür bu zor düğüm..
dünün benden aldıkLarını belki geri verir öbür gün..
yaLnız kaLsam hiçkimse ßana dokunmaSa..
yalnız kalsam bir köşeye saklanıp uyusam..
ßelki hep sussam sussam iki gün kayßoLur sonsuz hüznüm..dünün ßenden çaldıklarını ßelki geri verir öbürgün..