Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Serbest alan > Sağlık

Sağlık Sağlıkla ilgili sorunlarınız, sorularınız, tıptaki yenilikler bu bölümde...

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 02/09/08, 21:24   #1
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Thumbs up Aşılar Hakkında Genel Bilgiler, aşı türleri

Aşılar Hakkında Genel Bilgiler
Burada yazılanlar çocuk sahibi kişiler ile bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler içindir. Bu nedenle olabildiğince detaylı ve herkesin anlayabileceği şekilde anlatılmıştır.

Aşıların incelenmesi.

Verem Aşısı –BCG
Difteri-Boğmaca-Tetanoz
Çocuk Felci – Polio
Kızamık
Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak –KKK—MMR
Heamifilus Influenza Tip B – HİB
Hepatit B- Sarılık
Hepatit-A Sarılık
Grip Aşısı
Su Çiçeği – Varicella
Kuduz – Rabies HDCV
Diğer aşılar
Meningokok Aşısı
Pnömokok Aşısı
Rotavirus aşıları
Tifo aşıları
Sitomegalovirus aşıları
Sarı Humma, Aday HIV (AIDS), Lyme hastalığı aşıları da vardır



Aşıları anlayabilmek için öncelikle bağışıklık sistemini anlamak gerekir. İnsan vücudu mükemmel bir yapıdır ve amacı her koşulda yaşamını yani kendisini korumaktır. Güneş ışınlarına maruz kalınca tenimizin koyulaşması, nefes borumuza bir şey kaçınca öksürmemiz hep bunun bir sonucudur. Bazı hastalıkları (kabakulak,kızamık, suçiçeği gibi) bir kez geçirdikten sonra tekrar geçirmeyiz. Peki nasıl oluyor da bir kez kızamık geçirdikten sonra ikinci bir kez kızamık geçirilmiyor. Bu sorunun cevabı ancak bağışıklık sistemi ile izah edilebilir. Buna tıp dilinde aktif doğal bağışıklık denir. Hastalığı geçirirken vücudumuz bu hastalığın mikrobunu yenebilmek bir uğraş verir, bazı hücreler üretir (antikor) ve bunlar aracılığı ile onu yener. Bundan sonra da kanımızda bu mikrobu tanıyan hücreler kalır. Tekrar ayni mikropla karşılaşınca onu tanıyan hücrelerimiz hızla artışa geçerek hemen o mikropları bertaraf eder. Bu mekanizma ile geçirilen bazı hastalıkları tekrar geçirmemiz önlenmiş olur. Ayni olayı yani mikropları tanıyan hücreleri hastalığı geçirmeden oluşturmak için aşılama işlemi yapılmaktadır. Buna da tıp dilinde aktif edinsel bağışıklık deniliyor. Aşılamada amacımız kanda hastalık mikrobunu tanıyan, onunla karşılaşınca onu bertaraf edebilen hücreleri hastalığı geçirmeden sahip olmaktır. Aşılamanın bu kolaylığı yanında her hastalık her zaman zararsız bir şekilde geçirilemez, bazen hastalık çocuk felci örneğindeki gibi kişiyi öldürebilir veya sakat bırakabilir. Hiçbir hastalığı geçirmek aşılanmaktan daha zararsız ve hafif olamaz.

Aşının Etkisiz Kaldığı Durumlar :
Aşılarda anlaşılması gereken diğer bir konu da oluşturulması istenilen bağışıklık her zaman kesin değildir. Yani bir kişi aşılanmış olmasına rağmen hasta olabilir. Bunun olmaması için bir çok özelliğin bilinmesi gereklidir.

Bunları maddeler halinde inceleyelim.

Her aşının kendi özelliğinden, üretiminde kullanılan teknolojiden kısaca kalitesinden gelen bir koruyuculuk yüzdesi vardır. % 100 yakın koruyuculuğu olan aşılar olduğu gibi % 60 civarında da olanlar vardır.
Aşıların istenen etkiyi sağlayabilmesi için belirli bir program doğrultusunda yapılması gereklidir. Bu programlar yapılan araştırmalar sonucunda zaman içersinde bazı değişiklikler gösterebilir veya her ülkenin kendi özel konumundan dolayı farklılıklar olabilir. Bazen bilgisizlikten, bazen ticari amaçlarla bazen de kişinin özel durumundan kaynaklanan sebeplerle programlar değişebilir. En doğru program yoktur. Bilimsel olarak günümüzün en yeni bilgileri ve kişinin durumuna uygun programlar ayni amaca ulaşmak için uygulanmalıdır.
Aşıların üretimden kişiye yapılmasına kadar geçen süre içersinde kuralına uygun şekilde taşınmalı ve saklanmalıdır. Bu +2 ila +8 derecelik ısı ortamının korunmasıdır. Bu sürecin herhangi bir aşamasında soğuk zincir denilen sistem korunamazsa aşı etkinliğini yitirir. Örneğin bir eczaneden satın alınan aşı soğuk zincir içersinde, ortam ısısı korunarak taşınmadığı takdirde etkisizleşecektir. Kutunun üzerinde yazılı olan son kullanma tarihi kuralına uygun şekilde saklandığı takdirde geçerlidir.
Aşılar kullanılacak koşullara göre üretilirler. Yani ayni anda çok sayıda kişiye aşı yapılacaksa toplu ambalaj yapılır. Bu birim maliyeti düşürmek içindir. Küçük bir şişeye 20 veya 50 doz gibi miktarlarda konulur. Küçük bir şişede bu kadar doz aşı olması taşıma, saklama gibi kolaylıkları yanında fiyat yönünden oldukça avantajlıdır. Bu şekildeki aşılar Sağlık Ocağı, Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi gibi ayni anda çok sayıda kişiyi aşılama kapasitesine sahip birimler içindir. Fakat bu aşıların özelliği şişesi açıldıktan sonra birkaç saat içersinde tüketilmeleri gerekmesidir ve belirli bir süre (Genellikle 4 - 8 saat) içersinde tüketilmese de imha edilmelidir. Aksi takdirde etkinliği kaybolmaktadır. Kısa sürede çok sayıda kişiyi aşılama imkanı bulunmayan yerler için de genellikle tek dozluk (bazen 5 dozluk) aşılar mevcuttur. Fakat bunlar fiyat açısından diğerleri kadar ekonomik değillerdir. Bilgisizlik veya ticari nedenlerle kurallara uyulmaması aşıların etkinliğinin yok olmasına sebep olabilir.
Aşı yapılacak kişinin sağlık yönünden aşı yapılmaya uygun durumda olması gereklidir. Bazı tedaviler, hastalıklar aşı yapılmasına engel oluşturur. Bazı aşılar bu durumda istenilen etkiyi sağlayamazlar.
Aşıların yapılma teknikleri vardır. Bunlar hastaya uygulanması gereken şekilleri içerir. Ağız yoluyla veya iğne ile cilt içi, cilt altı ve adale içi uygulanır. Tekniğine uygun yapılmayan, yani cilt içi yapılması gereken bir aşının adale içersine yapılması istenen etkinin sağlanmamasına hatta istenmeyen etkilere yol açabilir. Hatta adale içi yapılacak olan aşılarda omuz veya kalça adaleleri arasında bile etki farklılıkları vardır.
Bütün aşıların belirli dozları vardır. Yani kişiye göre verilmesi gereken miktarlar değişiklik gösterir. Uygun miktarda yapılmamış olması aşının istenilen koruyuculuğun sağlanmamasına yol açabilir.
Aşı uygun yapılmasına karşın etkisizleşebilir. Ağızdan verilen Polio (Çocuk Felci) aşısı klora karşı dayanıksızdır. Aşıdan kısa bir süre sonra su içirilmesi veya beslemek aşıyı etkisiz hale getirir.
Bu anlatılanlar aşıların yapılmasına karşın yeterli koruyuculuğun sağlanmamasının nedenlerini açıklamaya yönelik bilgilerdi. Bunların yanında aşılar hakkında bilinmesi gereken başka konular da vardır. Bunlar;

Kişiler bulundukları ülkenin gerçeklerine göre aşılanırlar. Aşılamalar ülkelere göre değişiklikler gösterir. Bazı ülkelerde bazı hastalıklar hiç görülmediği için aşısı da yapılmamaktadır. Bazı ülkelerde de belirli yörelere özgü hastalıklar vardır. Kişiler aşılandıkları bölgeden başka bir yere geçici veya kalıcı olarak giderken bu durumu göz önünde bulundurmalıdır. Ülkemiz için önemli olan Verem, Boğmaca aşıları bir çok ülkede yapılmamaktadır.
Kişiler aşısını olmadıkları hastalıklara karşı aşılı olduklarını sanmaktadır. Bu genellikle sağlık personelinin insanlara doğru bilgi vermemesinden kaynaklanmaktadır. Sanıldığından çok daha sık olan bu durumu örneklersek daha iyi anlaşılacaktır. Gerçek adı HIB (Heamufiluz Influenza Tip (IMG:[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]) olan aşı sağlık personeli tarafından menenjit aşısı olarak isimlendirilmekte ve maalesef herkes tarafından da öyle bilinmektedir. Aslında menenjit aşısı ismi net olarak yanlış da değildir ama menenjit aşısı olarak başka aşılarda vardır, Meningokok aşısı gibi. Ayrıca menenjit hastalığı meningokok, tüberküloz, virüsler gibi değişik etkenler sonucunda oluşur. HIB aşısı kendi adı ile anılmalıdır. Çocuğuna HIB aşısı yaptırmış olan bir anne çocuğunun gittiği okulda menenjit hastalığı (Örneğin Meningokoksik menenjit ) görülmesi üzerine çocuğuna aşısını yaptırdığını düşünerek çok rahat etmekte bunun yanında ayni okuldan bir başka çocuğun annesi de panik halde gidip menenjit aşısı olarak HIB aşısını çocuğuna yaptırmaktadır. Bu iki anne de yanlış bilgilendirme sonucu yanlış yapmaktadır. ( Bu konuda detay bilgi her aşının açıklamasında anlatılacaktır)
Diğer bir yanlış bilgilendirme de aşı yapılan yerlerden kaynaklanmaktadır. Çocuğunu aşılatmak için bir yere düzenli olarak götüren anneler net olarak hangi aşıların yapıldığını bilmemektedirler. Bir gün onlara çocuklarının bütün aşılarının bittiği bildirilmekte ve anne de gönül rahatlığı ile gerçekten çocuğunun tüm hastalıklara karşı aşılandığını sanmaktadır.
a) Birinci olarak her aşı yapılan yerde mevcut olan her aşı yapılmamaktadır. Örneğin Kamu Sağlık Kuruluşlarında Kabakulak, Kızamıkçık gibi bir çok aşı yapılmamaktadır. Sağlık Bakanlığı hemen hemen her yıl hangi aşıların, hangi program ile yapılacağını genelgeler yoluyla bildirir. Bir takım nedenlerle aşılar ve uygulamalarında değişiklikler olmaktadır. Bu durum diğer ülkelerde de böyledir. Bazı aşıların tekrar dozları kaldırılmakta veya zamanı değiştirilmekte (Kızamık gibi) veya yapılan bir aşı yapılmamaya başlanmaktadır (Bir yaşından büyük çocuklara ve erişkinlere Hepatit-B gibi). Bazı aşılar ise bu güne kadar hiç yapılmamıştır ( MMR, Hepatit-A, Suçiçeği gibi).
(IMG:[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]) Bazı hastalıkların aşısı olmadığı halde anneler aşısını yaptırdığını sanmaktadır. Kızıl hastalığına yakalanan çocuğun annesi nasıl olup da aşıya rağmen çocuğun hastalığa yakalandığını anlamakta zorluk çekmektedir.
Bazı durumlar aşı yapılmasına engel oluşturmadığı halde yanlış bilgilerle aşılama ertelenmektedir. İshal, ateşli veya ateşsiz üst solunum yolu enfeksiyonları, önceki aşılamada hafif ve orta şiddette lokal reaksiyon, antibiyotik tedavisi gibi. Ateşli başka hastalıklarda veya sonrasında aşının yapılması veya ertelenmesi şikayetlerin şiddetine ve hastalığın özelliğine göre değişir. Hafif bir hastalık sırsında aşı yapılması, aşının etkinlik ve güvenirliğini azaltmaz. Keza ağır olmayan ishal ağızdan felç aşısı için de engel oluşturmaz.
İmmün sistemi yetersiz veya baskı altında olan kişilere aşı ya hiç yapılmamalı ya da çok dikkatli olunmalıdır. Bu durum doğumsal olabilir veya HIV (AIDS) enfeksiyonu, lösemi, lenfoma, genel habis hastalıklar, radyasyon veya steroid kullanımına bağlı olabilir. Günümüzde en sık steroid kullanımları sorun olmaktadır. Bazı böbrek veya allerjik hastalıklar nedeniyle kortizon kullanmakta olan çocuklara aşı kampanyası veya başka bir nedenle aşı yapıldığında problemlerle karşılaşılmaktadır.
Premature bebeklerin aşılanması: Doğum ağırlığına bakmaksızın prematureler zamanında doğmuş bebeklerle ayni program ile aşılanmalıdırlar. Genel durumu iyi olan prematurenin doğum ağırlığı, bölünmüş veya azaltılmış dozlarda aşılamaya gerekçe olamaz. Hepatit-B taşıyıcısı anneden doğan prematureler hemen aşılanır. Taşıyıcı olmayan annelerinki, kesin kural olmamakla birlikte 2000 gr civarında başlanabilir.
Aşı programı herhangi bir nedenle aksaması halinde aşılamaya kalınan yerden devam etmek gerekir. Tekrar en baştan başlanmaz. Eskiden belirli bazı süreler aşıldığında yapılmış aşılar yok sayılıp, tekrar başlanmakta idi. Fakat bugünkü anlayışla aşılamanın aksaması arzu edilmemekle beraber, kalınan yerden devam edilmesi yönündedir.
Aşılar hakkında halk arasında yanlış bilinen konular da vardır. Bunları bazen sağlık personeli bile söylemiş olabilir. Bazen de amaçlarının ne olduğunu anlayamadığımız çevrelerden aşılar hakkında yanlış bilgiler verilmektedir. Burada hatırlayabildiklerimi yazacak olursam;

Aşılar kısırlığa yol açar ( Kesinlikle yanlış, böyle bir şey mümkün değil)
Hastalığı geçirmek aşı olmaktan daha iyidir. ( Ölmez, sakat kalmaz, hastalığı geçirmenin tüm zorluklarına da katlandıktan sonra ayni sonuca ulaşılır.)
Aşılı çocuklar hastalığı aşısızlara kıyasla daha hafif geçirirler ( Kısmen doğrudur, aşının amacı hastalığın hiç geçirilmemesidir. Ama kanda yeterli antikor yoksa-hastalık mikrobunu tanıyan hücreler- bunun seviyesine bağlı olarak kısmete kalmış bir şekilde değişik ağırlıkta geçirilir.)
Aşılı olunsa da hastalıklar mutlaka geçirilir, hatta mezarda olunsa bile kızamık dökülür ( Hayır, aşılama da yeterli antikor seviyesine ulaşılmışsa hastalık geçirilmeyecektir)
Aşıların Yan etkileri
Aşılar sağladıkları büyük faydalara karşın bazı yan etkilere de sahiptir. Bunlar hastalığı geçirmeye kıyaslandığında çok daha hafiftirler. Çok nadiren ağır yan etkiler oluşabilir. Bu ağır yan etkiler bazen vücudun aşırı duyarlılığından kaynaklanmakta bazen de aşının içersindeki mikrobun (Antijen) özelliğinden dolayıdır. Yan etkiler her aşının kendisine ait bölümlerde detaylı anlatılacaktır. Burada genel olarak değinilecek olursa; yan etkiler sık değildir ama bu yan etkilerin içersinde sıklıkla lokal etkiler ön plandadır, enjeksiyon yerinde hassasiyet, ağrı, sıcaklık artışı, kızarıklık ve vücutta ateştir. En ağır olan yan etki ise ansefalit denilen menenjite benzer bir tür beyin iltihabının oluşmasıdır. Bu olay dünyada sayılı vakada oluşmuş, çok kesin olarak sebebi de ortaya konulmamış olaylardır. Bu durumdan bazıları aşıdaki antijeni (aşıların hazırlanmasında kullanılan mikrop) veya aşının diğer bileşenlerini sorumlu tutmuşlar bazıları da yapılma hatasına (deri altı-adale içersine yapılacağına damara denk gelip hemen kana karışmasına) bağlamışlardır
__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız:
Alt 02/09/08, 21:24   #2
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Standart

Aşılama Hakkında Bilinmesi Gerekli Olan 10 Önemli Soru

1.Çocuğum neden aşılanmalı?

Çocukluk çağında ciddi komplikasyonları olan ve hatta ölümle sonuçlanabilen ve çok tehlikeli olan bulaşıcı hastalıklardan çocuklarımızın korunmaları için mutlak suretle aşılanmaları gerekir.

2.Aşılar çocukları hangi hastalıklardan korurlar?

Verem
Polio “Çocuk Felci”
Difteri
Boğmaca
Tetanoz
Kızamık
Kızamıkcık
Kabakulak
Haemophilus influenzae tip b (Hib hastalığı)
Hepatit B
Suçiçeği

3.Çocuğumun kaç kere aşılanması gerekir?

Aşağıdaki aşıların yapılmasına doğumdan sonra veya bebek iki aylık olunca başlanır ve büyük bir çoğunluğu bebek 2 yaşına varıncaya kadar bitirilir. Bunlar:

I) “Ulusal Aşı Programımızda” yer alan aşılar
3 doz Polio “Çocuk felci” aşısı
4 doz difteri/boğmaca/tetanoz (DBT) aşısı
3 doz hepatit B
Verem aşısı (BCG)

II) Dünya Sağlık Teşkilatının önerdiği ancak “Ulusal Aşı Programımızda” yer almayan aşılar
1 doz kızamık/kızamıkcık/kabakulak aşısı (KKK)
4 doz Hib aşısı (menenjitin en önemli nedeni)
1 doz suçiçeği aşısı

İlk dört aşı “Ulusal Aşı Programımızda” yer alıp, TC Sağlık Bakanlığı tarafından çocuklara yapılması zorunlu olarak ilan edilen aşılardır ve Sağlık Ocaklarında ücretsiz olarak yapılmaktadır. Diğer aşılar ise Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) çocukluk çağında yapılmasını önerdiği aşılar olup, ücret mukabilinde çocuk hekimi muayenehanelerinde yapılabilir.

4.Aşılar emniyetli midir?

Aşıya bağlı ciddi reaksiyonlar çok nadir de olsa görülebilir. Ancak aşılanmamış çocuklarda oluşabilecek ciddi hastalıkların riski, aşılara bağlı ciddi reaksiyonlardan çok daha fazladır.

5.Aşıların yan etkileri var mıdır?

Evet, aşılamalardan sonra yapılan aşıya bağlı olarak yan etkiler görülebilir. Bunlar; hafif ateş, döküntü ve aşı yerinde ağrıdır. Bu gibi bulgular normal olup, korkutmamalıdır. Bu konuda sağlık çalışanları size daha geniş açıklamalar verir.

6.Çocuğumda ciddi bir reaksiyon olduğunda ne yapmalıyım?

Çocuğunuzda ciddi olduğunu düşündüğünüz herhangi bir süregen veya ciddi durum olduğunda doktorunuza telefon edin veya doğrudan çocuğunuzu doktoruna götürün.

7.Çocuğumun aşılarına okulunda başlanamaz mı?

Çocuğunuzun aşılanmasına doğumdan hemen sonra veya 2 aylık olduğunda başlanmalı ve yaşına gelene kadar bitirilmelidir. Böylece çocuğunuza kreşlerde veya okulda da hastalık bulaşmasını önlemiş olursunuz. Daha da önemlisi 5 yaşın altındaki çocukların bağışıklık sistemleri henüz tam olarak olgunlaşmadıklarından, aşılanmamış olan bu çocuklar bu ciddi enfeksiyon hastalıklarına karsı koyamazlar ve bunlarda ciddi hastalık belirtileri ortaya çıkar.

8.Aşı kartı tutulması neden çok önemlidir?

Aşı kartının tutulması, size ve sağlık personeline çocuğunuza yapılmakta olan asıların takibinde büyük kolaylık sağlar. Aşı kartı, çocuğunuza henüz ilk aşısı yapılırken düzenlenmeli ve her defasında yapılan aşılar işaretlenmelidir. Bu uygulama size başka bir yere göç ettiğinizde, başka bir hekime veya sağlık teşkilatına müracaat ettiğinizde ve çocuğunuz kreşe veya okula başladığında çok yardımcı olur. Her doktora başvurduğunuzda “aşı kartını” yanınızda götürmeyi unutmayın.

9.Aşıları neren ücretsiz temin edebilirim?

Sağlık Bakanlığının düzenlediği “Ulusal Aşı Programı”na dahil olan Verem, Çocuk Felci “Polio”, Difteri, Boğmaca, Tetanoz ve Hepatit B aşıları ücretsiz olarak Sağlık Ocaklarında yapılmaktadır. Diğer Haemophilus influenzae tip b (Hib ), Hepatit B ve Suçiçegi aşıları ise Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) çocukluk çağında yapılmasını önerdiği aşılar olup, ücret mukabilinde çocuk hekimi muayenehanelerinde yapılabilir.

10.Daha fazla bilgiyi nerelerden alabilirim?

Daha fazla bilgi için doktorunuza veya size en yakın Sağlık Ocağına başvurabilirsiniz.
__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız:
Alt 02/09/08, 21:25   #3
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Standart

Aşı Türleri, Aşı İle Korunan Hastalıklar, Aşı İsimleri

Karma aşı

Difteri, boğmaca ve tetanoza karşı etkilidir. Aşı; çocuğun birinci yaşı içinde üç ayrı doz*da verilir. İlkokula başlayınca difteri ve tetanoz aşı*larının karışımı yinelenir. Tetanoza karşı bağışıklığın sürdürülebilmesi için her 10 yılda bir tetanoz aşısı ye*nilenmelidir.
Komplikasyonları: Boğmaca aşısının beyine za*rar verebileceği yolundaki yayınlar, anne ve babalar arasında kaygı uyandırmıştır. Daha önceden geçirilmiş beyin rahatsızlıkları ya da çocukta veya birinci derece akrabaları arasında havale geçirmeye yatkın*lık konusunda bir bilgi yoksa, çocuğa, karma aşı ya*pılmalıdır. Küçük yaşlarda geçirilebilecek boğmaca, ciddi komplikasyonlara neden olabilen, önemli bir ra*hatsızlıktır


B.C.G Hastalığı (bcg) Aşısı

Bcg Aşısı Nedir; Tüberküloza karşı yapılan bu aşı, hastalı*ğa daha önce doğal bağışıklık geliştirmemiş olan 11-13 yaş arasındaki tüm çocuklara yapılmalıdır. Ço*cuğun tüberküloza karşı bağışıklığının olup olmadı*ğını anlamak amacıyla derisinin altına küçük bir en*jeksiyon yapılarak, o noktada kırmızı, hafif acı veren bir reaksiyon oluşup oluşmayacağı gözlenir. Reaksi*yon, çocuğun daha önce verem mikrobunu almış ol*duğunu gösterir. Veremlilerle ilişki kuracak çocuk*lara ve vereme yakalanma olasılığının yüksek oldu*ğu yörelerde doğan çocuklara, verem aşısı mutlaka yapılmalıdır.

Türkiye ulusal aşı takvimi

ülkemizde geçen yıllarda GBP içinde difteri, boğmaca, tetanoz, tüberküloz, poliyomiyelit, hepatit B ve kızamık olmak üzere 7 hastalığa karşı aşı uygulanmaktaydı. Geçen yıl kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) ve Hemophilus influenza tip b (Hib) aşısının aşı takvimine eklenmesiyle birlikte 10 hastalığa karşı çocukların korunması mümkün hale gelmiştir. Geçen yılın sonunda Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeye göre GBP’nın hedefleri şu şekilde belirtilmiştir (14):
∑ Her bir antijen için etkinliği korunmuş aşı ile ülke genelinde %95 aşılama oranına ulaşmak ve devamlılığını sağlamak
∑ 12–23 aylık bebeklerin %90’ını tam aşılı hale getirmek
∑ Beş yaş altı (0–59 aylık) aşısız ya da eksik aşılı çocukları tespit edip aşılamak
∑ Okul çağı çocuklarının rapel aşılarını tamamlamak
∑ Tespit edilen tüm gebelere uygun tetanoz difteri aşısı dozunu uygulamak
∑ ülkenin poliyomiyelitten arındırılmış durumunu sürdürmek
∑ Annede ve yenidoğanda tetanozu ortadan kaldırmak
∑ 2010 yılına kadar yerli Kızamık virüsünü ortadan kaldırmak
∑ Kızamıkçık ve doğumsal rubella sendromunu kontrol altına almak
∑ Difteri, Boğmaca, Hepatit-B, Tüberküloz, Kabakulak ve Hemophilus influenzae tip b’ye bağlı hastalıkları kontrol altına almak
∑ Aşı güvenliğini sağlamak
∑ Kayıt bildirim sistemini güçlendirmek
∑ Toplumun katılımını sağlamak
Difteri-boğmaca-tetanoz aşıları





Hepatit B aşısı

Hepatit B virus (HBV) enfeksiyonu dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Hem akut hem de kronik enfeksiyon yapar. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri HBV ile enfeksiyonu geçirmiş bunlardan da yaklaşık
350 milyonu kronik HBV enfeksiyonu şeklindedir (19-21). Her yıl bir milyon kişinin kronik HBV enfeksiyonunun neden olduğu siroz ve karaciğer kanserinden yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir. Yenidoğan döneminde alınan enfeksiyon %90 oranında kronikleşmektedir.
Hepatit B enfeksiyonu önemli oranda hastalık yapmasına ve ölüme neden olmasına karşın aşı ile korunmak mümkündür. Günümüzde yaklaşık dünyanın yarısında ülke aşı şemaları içinde yer almaktadır. ülkemizde hepatit B aşısı ulusal aşı takvimine 1998 yılında eklenmiş olup halen 0,1,6 aylarda olmak üzere 3 doz olarak uygulanmaktadır. Hepatit B kontrol programının daha etkili olabilmesi için daha önce aşılanmamış ergenlerin de aşılanması gerekir. Onun için 2006 yılında ilkokul 8. sınıfta üç doz hepatit B aşısı eklenmiştir.
En etkili korumayı sağlayabilmek için hepatit B aşısının doğumdan sonra ilk 72 saat (tercihen ilk 24 saat) içinde uygulanması çok önemlidir. Taşıyıcı olduğu bilinen annelerden doğan bebeklere doğumdan sonraki ilk 12 saat içinde hepatit B aşısı ile birlikte İM olarak 0,5 ml hepatit B immun globulini (HBIG) de yapılmalıdır.
Zamanında doğan çocuklarda olduğu gibi erken doğmuş çocuklara da tüm aşılar aynı şemaya göre yapılmalıdır. Prematüre bebekler aşılara karşı yeterli immün yanıt gösterirler. Bununla birlikte, hepatit B aşısının, bebek 2 kg ağırlığa ulaştıktan sonra yapılması tercih edilir. Bebek 2 kg altında iken aşı yapıldıysa o aşı yapılmamış gibi kabul edilerek aşıları uygulanır (yani toplam dört doz aşı yapılır). Eğer anne hepatit B taşıyıcısı ise, bebeğe 2 kg ağırlığa ulaşması beklenmeden hem aşı hem de HBIG uygulanmalıdır. İster termde isterse preterm doğmuş olsun, hepatit B taşıyıcısı annelerin çocuklarında (0,1,6 ay şemasıyla aşılandıktan sonra) 9-15. aylar arasında HBsAg ve anti-HBs bakılmalıdır. Eğer, HBsAg (-) ve anti-HBs >10 mIU/ml üzerinde saptanırsa, bu çocuklara daha sonra (anti-HBs ölçülemeyecek düzeylere düşse bile) rapel yapmaya gerek yoktur. Hepatit B taşıyıcısı olan annelerin bebeklerine HBIG ve aşı yapıldıysa, bu bebeklerin emzirilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Pratikte karşılaşılan sorunlardan biri de, ebeveynlerin “5 yıl önce bu çocuk aşılandı, eski doktoru 5 yıl sonra anti-HBs baktıralım ve gerekirse tekrar aşılayalım demişti” diye hekimden istekte bulunmalarıdır. Bazen, bu kişileri ikna etmek ve yerleşmiş bir düşünceyi kafalarından söküp atmak oldukça zor olmaktadır. Tüm topluma hepatit B uygulamasında, sağlıklı bireylerde ne aşıdan önce ne de aşıdan sonra hepatit belirteçlerine bakmaya gerek yoktur (21). Zaten böyle bir uygulama aşı maliyetini geçeceğinden mantıklı da değildir. Ancak, immün yetersizliği olan veya diyaliz tedavisi gören kronik böbrek yetersizlikli çocuklarda, yılda bir anti-HBs ölçümü yapılarak, antikor titresi
10 mIU/ml civarına yaklaşanlar aşılanmalıdır.
üç doz aşıdan sonra sağlıklı bireylerin yaklaşık %95’inde koruyucu (10 mIU/ml) anti-HBs yanıtı oluşmaktadır. Belirli bir zaman sonra anti-HBs düzeyleri saptanamayacak kadar düşse bile immün belleğin devam ettiği ve kişiyi koruyacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, sağlıklı bireylerde rapel dozlara gerek yoktur. Literatürde, bebeklik döneminde uygulanan hepatit B aşısının koruyuculuğunun şimdilik en az 20 yıl devam ettiği bildirilmektedir.

Hemophilus influenzae tip b (Hib) aşısı

H. influenzae gram negatif bir basil olup kapsüllü ve kapsülsüz suşları vardır. Kapsülsüz olanları (tiplendirilemeyen suşlar) daha çok üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olur. Kapsüllü olanları polisakkaritlere göre altı tipe (a-f arasında) ayrılır. Bunlardan tip b, beş yaş altındaki çocuklarda sepsis, menenjit, pnömoni, osteomiyelit, selülit, epiglotit, septik artrit gibi ağır, yayılımcı enfeksiyonlara neden olur.
Gelişmiş ülkelerde Hib aşısının uygulamaya girmesinden sonra Hib menenjiti sıklığında çok belirgin bir azalma olmuştur. Bakteriyi üretmek oldukça zor olduğundan ülkemizde yayılımcı Hib enfeksiyon yükü hakkında yeterli bilgi olmamasına rağmen, aşının yayılımcı Hib enfeksiyonundan korunmada etkili olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, 2006 yılında ülkemizdeki ulusal aşı şemasına Hib aşısı eklenmiştir. Aşının, iki aylık çocuklara dört hafta ara ile üç enjeksiyon (2, 3, 4. ayda) yapılması ve 3. dozdan bir yıl sonra rapel uygulanması önerilmektedir. ABD’de önerilen aşı şemasında rapel doz 12-15. aylarda yapılmaktadır. PRP-OMP içeren aşının (PedvaxHIB) birincil aşamada iki doz olarak uygulanması yeterlidir. H. influenzae tip b enfeksiyonu beş yaşından büyüklerde nadir görüldüğü için rapel doz gerekmez. Ancak, risk grubundaki (splenektomi, orak hücre anemisi, vb) çocuklara uygulanması önerilir.
Hib aşısı Devlet tarafından ödenmeden önceki yıllarda aileler genellikle 15. ayı bekleyip tek doz Hib aşısı yaptırmak istiyordu. Ancak, Hib enfeksiyonları en sık 6-18. aylar arasında görüldüğü için aşı mümkün olduğunca erken dönemde tamamlanmalıdır. Tablo 7’de zamanında Hib aşısı başlanmayan çocuklarda uygulanabilecek aşı şeması verilmiştir (6).

__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız:
Alt 02/09/08, 21:26   #4
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Standart

Kızamık-kabakulak-kızamıkçık (KKK) aşıları

Kızamık hastalığı halen dünyada en çok çocuk ölümüne neden olan hastalıklardan biridir (22). Kızamık hastalığı daha önceki yıllarda ülkemizde her 3-4 yılda bir salgınlara neden olan bir hastalıktı. O dönemde sadece 9. ayda olmak üzere bir doz kızamık aşısı yapılıyordu ve aşılama oranları da %80 civarındaydı. Dolayısıyla bu politika ile kızamık hastalığını kontrol altına almak mümkün değildi. 1998 yılında ilkokul 1. sınıfta uygulanmak üzere takvime 2. doz kızamık aşısı eklendi. Aşılama oranları düşük olduğu için bu da kızamığı kontrol altına almada yeterli olmadı. 2002 yılında Sağlık Bakanlığı Dünya Sağlık örgütü Avrupa Bölgesi hedeflerine de uygun olarak 2002-2010 yıllarını kapsayan bir “Kızamık Eliminasyon Programı” hazırladı. Bu programın ana hedefi 2010 yılına kadar yerli kızamık virüsünü ortadan kaldırmaktır. Bu “catch-up” etkinliklerden sonra kızamık sayıları çok azalmıştır. 2006 yılında ilk altı ayda bildirilen kızamık sayısı 25’dir. Bu yüzden 9. ayda uygulanan kızamık aşısının ilk dozu 12. aya çekilmiştir.
Sağlık Bakanlığı’nın 2006 yılındaki GBP’nin hedeflerinden biri de kızamıkçık ve doğumsal rubella sendromunun kontrol altına alınmasıdır (14). Bu hedef doğrultusunda daha önce kızamık aşısı şeklinde yapılan aşı KKK aşısı şeklinde kızamıkçık aşısını da içerecek şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca eksik aşılı ara kohort tamamlanana kadar ilköğretim 8. sınıf öğrencilerine KKK/ kızamıkçık aşıları uygulanacaktır. ülkemizde yapılan çalışmalarda gerek kabakulak gerekse kızamıkçık hastalığı erken çocukluk döneminde geçirilen bir hastalık olup hastalık görülme yaşı henüz ileri yaşlara kaymamıştır (23-25).
ülkemizde bulunan canlı ya da inaktive aşıların birlikte uygulanması antikor yanıtında azalmaya neden olmadığı gibi yan etkilerde de herhangi bir artış söz konusu değildir. Bu nedenle, daha önce aşıları eksik yapılmış ya da hiç yapılmamış bir çocuğa aynı anda bir kaç aşı birlikte farklı bölgelere uygulanabilir. Böylece, bir an önce çocuğun aşıları tamamlanmış olur.

1. Grip aşısı nasıl hazırlanır?

Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip virüslerinin türlerine göre yeniden hazırlanır. Bu amaçla, 80 ülkedeki 110 laboratuardan elde edilen bilgiler, Dünya Sağlık Örgütü’nde toplanarak her yıl dünyada en çok hastalık yapmış olan ikisi A ve biri B olmak üzere üç değişik virüs grubu belirlenir.

Mesela, bu yıl tüm dünyada uygulanmakta olan grip aşılarında, A tipi virüslerden H1N1 benzeri Yeni Kaledonya ve H3N2 benzeri Kaliforniya virüsleri ile B tipi Şanghay benzeri virüsler bulunmaktadır.

2. Aşı ne zaman yaptırılmalıdır?

Grip aşısı, grip salgınları başlamadan önce yaptırılmalıdır. Bunun için ideal dönem ekim-kasım-aralık aylarıdır.

3. Aşının etkisi ne zaman başlar?

Grip aşısının etkisi yapıldıktan 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu nedenle grip aşısının bir grip salgınından en az 2 hafta önce yapılmış olması gerekir.

4. Koruyuculuk ne kadar sürer?

Aşının koruyuculuğu, genellikle 6-12 ay kadardır.

5. Kimlere aşı yapılması sakıncalıdır?

Grip aşısı ateşli bir hastalığı veya akut bir enfeksiyon tablosunda olan hastalara yapılmamalıdır. Yumurtaya, tavuk proteinlerine, neomisine, formaldehite ve oktoksinole alerjisi olanlara da yapılması sakıncalıdır.

6. Gebeler aşı olabilir mi?

Gebeliğin ilk üç ayı içinde yapılmamalıdır. Grip nedeniyle yüksek risk altında olan gebelere ilk üç aydan sonra grip aşısı yapılabilir.

7. Süt veren anneler aşı olabilir mi?

Annenin süt vermesinin grip aşısı bakımından bir sakıncası yoktur.

8. Grip aşısının sık görülen lokal yan etkileri nelerdir?

Grip aşısı uygulanan yerde ağrı, şişlik, kızarma, morarma ve sertleşme gibi lokal reaksiyonlar görülebilir.

9.Grip aşısının sık görülen genel yan etkileri var mıdır?

Grip aşısının genel yan etkilerinin başlıcaları, ateş, kırgınlık, titreme, yorgunluk, baş, eklem ve kas ağrıları ile terlemedir.

10. Yan etkiler önemli midir?

Grip aşısının yukarda belirtilen lokal ve genel yan etkileri önemli değildir, 1-2 gün içinde kendiliğinden düzelir.Tedavi edilmeleri gerekmez.

11. Grip aşısı deri döküntülerine yol açar mı?

Grip aşısı olanların bazılarında seyrek olarak kaşıntı, kabartı ve kızarıklıklar görülebilir.

12. Grip aşısı anaflaksiye neden olabilir mi?

Grip aşısı çok seyrek olarak alerji komasına yani anaflaksiye de neden olabilir.

13. grip aşısının diğer önemli yan etkileri nelerdir?

Grip aşısı yapılanlarda çok ender olmakla beraber, nevralji (sinir ağrısı), uyuşmalar, havale nöbetleri, beyin iltihabı… gibi nörolojik belirtiler olabileceği bildirilmiştir.

14. Başka aşılarla beraber yapılabilir mi?

Grip aşısı farklı yerlere enjekte edilmek şartıyla diğer aşılarla aynı zamanda da yapılabilir.

15. Aşı nereye yapılmalıdır?

Aşı kas içine veya deri altına derin olarak yapılabilir. Erişkinlerde kol kası, küçük çocuklarda bacak kası uygun yerlerdir. Aşı asla damar içine verilmemelidir.

16. Aşı yapılırken nelere dikkat edilmelidir?

Aşı yapılmadan önce oda sıcaklığına getirilmeli ve yapılmadan önce iyice çalkalanmalıdır.

17. Küçük çocuklar da aşı olabilir mi?

Grip aşısı 6 aylıktan büyük çocuklara yapılabilir.

18. Aşının dozu nasıldır?

Grip aşısı erişkinlere ve 3 yaşından büyüklere tek doz olarak 0.5 ml yapılır. 6 aylıktan 36 aylığa kadar olan çocuklara yarım doz aşı (0.25 ml) yapılır. İlk defa aşı yapılacak olan 8 yaşından küçük çocuklara 4 hafta sonra ikinci bir doz aşı yapılmalıdır.

19. Kimler mutlaka aşı olmalıdır?

Risk altındaki kişilerin ve topluma giren ve gribe yakalanmak istemeyen herkesin grip aşısı olması gerekir. Ayrıca, doktor, hemşire gibi sağlık personeli ile huzurevlerinde çalışanlar da grip aşısı olmalıdırlar.

20. Kimler risk altındadır?

65 yaşından yaşlı olanlar, huzur evlerinde yaşayanlar, kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastalığı olanlarda gribin riski daha yüksektir.

21. Grip aşısı ne kadar etkilidir?

Grip aşısının etkinliği, aşı içinde bulunan virüs tipleri ile salgına neden olan virüs tipleri arasındaki uygunluğa göre değişir. Grip aşısı ideal şartlarda %70-80 oranında koruma sağlar.

22. Grip aşısının etkinliği yaşa göre değişir mi?

Aşı yapılan kişinin yaşı önemlidir, aşının koruyuculuğu gençlerde yaşlılara göre daha fazladır.

23. Grip aşısının yaşlılardaki etkisi nasıldır?

Aşının yaşlılarda grip nedeniyle hastaneye yatışları %50, zatürree riskini %60 ve ölüm riskini de %70 oranında azalttığı bilinmektedir.

24. Grip aşısı alışkanlık yapar mı?

Grip aşısı alışkanlık yapmaz, aşının her yıl tekrarlanmasının nedeni koruyuculuğunu artırmak içindir.

25. Grip aşısı kuş gribine karşı da etkili midir?

Halen piyasada satılmakta olan grip aşısının kuş gribine karşı hiçbir koruyuculuğu yoktur.

26. Kortizon grip aşısını etkiler mi?

Kortizon ve bağışıklığı etkileyen ilaç (immunsüpresif) kullananlarda aşının etkinliği daha düşüktür.

27. Piyasada satılan çeşitli markalar arasında fark var mıdır?

Grip aşıları arasında fark yoktur. Piyasada satılan tüm aşılarda bulunan virüsler Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği virüslerdir.

28. Kanserli hastalar grip aşısı olabilirler mi?

Kanserli hastalar da grip aşısı olabilirler.

29. Grip aşısı gribe neden olur mu?

Grip aşısı gribe neden olmaz, çünkü aşıda virüsün kendisi değil onun antijenleri vardır. Aşı olduktan sonra ateş çıkması enfeksiyona değil, bağışıklık sisteminin tepkisine bağlıdır.

30. Bu grip aşısı olan gelecek sene aşı olmazsa ne olur?

Grip aşısı her yıl olunmalıdır, çünkü aşı içindeki virüs türleri yıldan yıla farklıdır. Bir yıl aşı olup gelecek sezon aşı olmayanlarda grip riski yüksektir.
__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız:
Alt 02/09/08, 21:26   #5
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Standart

Su Çiçeği – Varicella Aşısı

Son 4-5 yılda kullanıma izin verilmiştir. 10 yıl kadar Amerika’da immun sistemi zayıf, özürlü çocuklarda araştırma amaçlı kullanıldıktan sonra etkili olduğu anlaşılarak aşı olarak kabul edilmiştir.

Yeni bir aşı ve oldukça pahalı olması sebebiyle hekimler arasında bile kararlılıkla uygulanmamaktadır. Koruyuculuk süresi için net bilgiler yoktur. Üretici firmalar 10-15 yıl olduğunu öne sürmektedirler. Şu anda ilk aşı olan çocuklar 13-15 yaşlarındadır ve hala hastalanmamışlardır. Endişe edilen konu acaba erişkin yaşında koruyuculuk azalması nedeniyle hasta olunabilir mi kaygısıdır. Bu soruya bu gün kesin yanıt vermek olanaksızdır. Ama benim fikrim aşı yapılmasından yanadır. Gerekçem de şudur. Madem aşı kesin olarak 10-15 yıl koruyor, şimdi aşılanmakla bu süre garanti altına alınıyor. Bilim ve teknoloji hızla ilerliyor. 15 yıl sonra ne olacağını bilmiyoruz, belki yeni tip aşılar çıkacak, belki koruyuculuğun daha uzun olduğu anlaşılacak. En kötü ihtimalle bir doz daha ayni aşıdan olunur, hasta olmaktansa birkaç kez aşı yapılması bence daha iyidir.

Aşılamanın diğer bir faydası da bence aşı olan kişiler ileri de Zona hastalığına da yakalanmayacaklarıdır. Çünkü Zona olabilmek için Suçiçeği hastalığını geçirmek gereklidir.

Uygulama : Aşı 10-12 aydan (Bence 15 aydan) sonra yapılabilir. Cilt altı iğne ile uygulanır.

Lokal etkiler dışında ciddi bir yan etki yapmaz.

Kuduz – Rabies HDCV Aşısı



Normal olarak herkese yapılan aşılardan değildir. Gerekli hallerde yapılmaktadır. Şüpheli hayvan ısırık ve tırmalamalarından sonra yapılmaktadır. Eskiden kullanılan formu artık uygulamadan kaldırılmıştır. Koyun beyninde pasajlar yapılarak elde edilen aşının yan etkileri fazla idi. Bu gün için insan hücre kültürlerinde üretilen aşılar kullanılmaktadır. Bunlar diğer aşılar gibi adale içi iğne ile uygulanır. Gerekli olan durum ile ilgili iki çeşit program vardır.

Şüpheli hayvan kontrol altında: 10 gün süren gözlem süresince 0, 3, 7. Günlerde yapılır ve eğer hayvan bu sürenin sonunda canlı ve kudurmamışsa aşılama kesilir.
Şüpheli hayvan kayıp veya kuduz olduğu kesinse: Bu durumda 0, 3, 7, 14, 30 ve 90. günlerde toplam 6 doz aşı yapılır. Gerçi bir de 3 ayın sonunda bir 7. Doz yapılabilirse de bu risk altında olanlar (Veteriner gibi) dışındakilere önerilmez.
Günlük yaşamda kedi, köpek, fare ısırıkları ve tırmalamaları ile sık olarak karşılaşılır. Burada dikkat edilmesi gereken konu bunun hangi şartlar altında ve hayvanın durumudur.

Hayvan aşılı, ev dışına çıkmayan türde, oynarken, önünden yemeğine uzanıldığında, yavrularına yaklaşıldığında gibi durumlarda ise olasılık çok azdır. Fakat bu herhangi bir hekime sorulduğunda kimse risk altına girmek istemiyeceği için aşılama olasılık çok düşük olsa bile aşılama önerilir.

Ben şimdiye kadar şüpheli hayvan beyninin tetkik için laboratuara gönderildiğinde kuduz çıkmadığını hiç görmedim. Nedense benim karşıma çıkan tüm tetkik sonuçlarına göre itlaf edilen hayvanların hepsi kuduz olmuşlardı. Ülkemizde kuduz tanısı konan insanlara rastlanmaktadır. Bunlar bazı yıllarda 1-2 vaka ile sınırlıdır.

Aşının lokal yan etkileri dışında genel etkileri pek yoktur. Çok nadir ansefalit yaptığı bildirilmiştir. Benim bildiğim yayınlanmış birkaç vaka olduğudur.


__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız:
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:55 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,