Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Şerafettin Kılıç, düzenlediği basın toplantısında, Çin Halk Cumhuriyeti'nin, Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerine yönelik saldırılarının toplu etnik katliam boyutlarına ulaştığını öne sürdü.
Olaylar karşısında derin üzüntü ve endişe duyduklarını ifade eden Kılıç, bölgede ''insanın kanını donduracak bir vahşet yaşandığını'' söyledi. Kılıç, tüm dünyanın bu vahşeti seyrettiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Hükümetinin de bu konuda ''tam bir hareketsizlik içine girdiğini'' ileri sürdü.
Dışişleri Bakanlığının sadece üzüntü ifade eden bir açıklamayla yetindiğini iddia eden Kılıç, ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, en üst düzeyde kardeşlerimizin hak ve hukukunu koruma adına üzerine düşen görevleri bir an önce ve eksiksiz yerine getirmelidir'' dedi.
Kılıç, Çin yönetiminin, baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından acilen vazgeçmesi gerektiğini kaydetti.
-YALOVA-
Çin'i protesto etmek için yürüyüş yapan Yalova Alperen Ocakları üyesi bir grup, İsmet Acar, Fatih ve Cumhuriyet caddelerini izleyerek, Uğur Mumcu Kültür Merkezi önüne geldi.
Burada bir basın açıklaması yapan Yalova Alperen Ocakları Başkanı Talip Bayburtlu, Doğu Türkistan'da yaşanan vahşetin görülmesi, oradan yükselen feryadın duyulması gerektiğini söyledi.
Konuşmanın ardından, Çin malı bir gömleği yakan grup, daha sonra olaysız dağıldı.
-IĞDIR-
MHP Iğdır İl Başkanı Cahit Erol, yaptığı yazılı açıklamada, Doğu Türkistan'da 60 milyonun üzerinde Türk yaşadığını, Uygur Türklerinin kendi devletinin hiçbir yer altı ve yer üstü servetlerinden faydalanmadığını öne sürdü.
Çin'de benzeri olayların daha önce de yaşandığına dikkati çeken Erol, ''Çin Devleti şimdi o kan kusan makineli silahlarla mı sadece 140 kişiyi mi katlettiler? Gerçekler meydana çıkınca büyük bir soykırım olduğu anlaşılmış olacaktır. Bu olay tam bir vahşettir. Bizlere düşen görev, hiç yoksa dünya medyasına, Birleşmiş Milletler camiasına bu vahşeti götürmek'' dedi.
-VAN–
Türk Sağlık-Sen Van Şubesi üyesi bir grup, Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki olayları kınamak üzere biraraya geldi. Şube Başkanı Suat Sayıcı, burada yaptığı konuşmada, sendika olarak Çin'de yaşanan olaylarda yaşamını kaybeden tüm Uygur Türklerine Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Olayların bir an önce son bulmasını istediklerini bildiren Sayıcı, şöyle konuştu:
''Urumçi'de başlayan çatışmalar Çin tarafından sistematik bir katliama dönüştürülmüş, Uygur Türkleri vahşice katledilmişlerdir. Çin'in bu kanlı ellerini gören dünya ise katledilenler Müslüman ve Türk olunca her zaman yaptığı gibi yine sessizliğe bürünerek vahşeti izlemeyi tercih etmektedir. Tüm bu duyarsızlıklara karşı mazlumun her zaman yanında olan Türk milleti ise yine gerekli cevabı verecektir. Ülkemizde yapılan protestolar ve eylemler bunun işaretçisidir. Yüzlerce Uygur Türkünün acısı yüreğimizi yakmaktayken ana vatan Türkiye'den gerekli tepkilerin gösterilmesini ve Çin'in bu soykırıma son vermesi için gerekli diplomatik girişimlerin başlatılmasını talep ediyoruz.''
Sendika olarak Çin'de yaşanan vahşete karşı tepki göstermek ve tavır ortaya koymanın herkesin vazifesi olduğunu savunan Sayıcı, tüm Türkiye'yi Çin mallarını boykot etmeye davet etti.
-KARABÜK-
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Karabük İl Başkanı Niyazi Asar, basın açıklamasında, Uygur Türklerinin, bugüne kadar çok sayıda evladını yitirdiğini, yitirmeye de devam ettiğini söyledi.
Türk milletinin Türklüğün de umudu ve koruyucusu olduğunu belirten Asar, şöyle devam etti:
''Türkiye Cumhuriyetini temsil eden başta hükümet olmak üzere tüm kurumlar bu idealin arkasında durduklarını göstermek mecburiyetindedir. Bilinmesini isteriz ki Uygur Türklüğü asla yalnız değildir. O büyük bir milletin kıymetli bir parçasıdır. Ülkücü gençlik, Uygur Türklüğü davasının takipçisi olmaya devam edecektir.''
-KAYSERİ-
Kayseri Ülkü Ocakları İl Başkanı İsmail Ülger, yaptığı yazılı açıklamada, hükümeti göreve çağırarak, ''Devletin kaderini elinde tutanları, hassasiyetimizi temsil noktasında göreve davet ediyoruz'' dedi.
Türk halkını zulme karşı dik durmaya çağıran Ülger, Uygur Türklerinin yalnız olmadığını, Uygur Türklüğü davasının da takipçisi olmaya devam edeceklerini bildirdi.
ANKARA - BASK
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) üyesi bir grup, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayları protesto amacıyla Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bıraktı.
Grup, ''Türk'e uzanan eller kırılsın'' şeklinde slogan atarak, Çin Büyükelçiliğinin bulunduğu Gaziosmanpaşa Gölgeli Sokak'a geldi.
Burada polisin güvenlik şeridiyle karşılaşan grup adına basın açıklamasını okuyan BASK Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Bayram Zengin, Çin'de yaşanan olaylarda ölü sayısının her geçen gün arttığını söyledi.
Binlerce yaralı insanın öldürülme korkusuyla evlerinde tedavi olamadan beklediğini ileri süren Zengin, ''Çinli yetkililerin bununla yetinmeyerek kordon altına aldıkları bölgede, militanları aracılığıyla evleri ve dükkanları yağmalattıklarını'' iddia etti. Zengin, şöyle konuştu: ''Dünyanın gözü önünde meydana gelen bu olaylara gösterilen tepkilerdeki cılızlık ve göstermelik tavır ölenlerin ve yaralananların Türk ve Müslüman olmasından kaynaklanmaktadır. Yakın tarihe bakacak olursak Bosna'da, Kosova'da, Çeçenistan'da, Karabağ'da, Bağdat'ta, Tuzhurmatu'da, Telafer'de, Filistin'de, Doğu Türkistan'da oluk oluk kan akıtılıyorsa, bunun sebebi orada yaşayanların Türk veya Müslüman olmasıdır. Buradan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni uyarıyorum: Beylik protestolarla yetinmeyin. Olaya el koyun, dünya gündemine taşıyıp katliamı durdurun.''
Grup daha sonra büyükelçilik binası önüne siyah çelenk bıraktıktan sonra dağıldı.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 5 Temmuz günü meydana gelen olaylar nedeniyle Çin yönetiminin yasağına rağmen Urumçi'deki bazı camilerin cuma namazı için açıldı.
Uygurların yaşadığı Er Dao Şiao semtindeki ünlü Beyaz Cami önünde 500 kadar kişinin, caminin cuma namazı için açılması talebiyle toplandığı belirtilirken, camiyi koruyan, adının açıklanmasını istemeyen Uygurlu bir polis memuru, "Çok fazla kişi toplandığından camiyi açmaya karar verdik. Olay çıksın istemiyoruz" dedi.
Huilerin (Çinli Müslümanlar) gittiği diğer camilerin de, önlerinde toplanan birkaç yüz kişinin bağırmaya başlaması üzerine kapılarını açtığı kaydedildi.
Çin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki camilerde bu hafta cuma namazının kılınmasını yasaklamış, tarihi Kaşgar kentini yabancıların ziyaretine kapamış ve kentte bulunan yabancıların da ayrılmasını istemişti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Çin Gang, "terörizm, bölücülük ve aşırı uçlardaki radikaller"den oluşan "üç güç" ile mücadele konusunda bütün ülkelerin ortak tavır sergileyerek eş güdümlü hareket etmeleri ve işbirliğini güçlendirerek çifte standart uygulamaktan kaçınmaları gerektiğini belirtti.
Şinhua ajansının haberine göre, Çin Gang düzenlenen basın toplantısında, çok sayıda kanıtın, Çin'deki bazı grupların ve "üç güç"e mensup insanların yurt dışında eğitildiğini ve yurt dışındaki "üç güç"le yoğun temaslarda bulunduklarını gösterdiğini savundu.
Sözcü Çin, bu nedenle Çin'in, ilgili ülkelerin aralarındaki işbirliğini yoğunlaştırmalarını ve bölgedeki huzur ve istikrarı korumak için ortak çaba harcamalarını beklediğini kaydetti.
-"BMGK'DE TARTIŞILMASI İÇİN BİR NEDEN YOK"
Sözcü, basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken, Urumçi'de 5 Temmuzda meydana gelen şiddet olaylarının, Çin'in iç işi olduğunu ve bu nedenle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde tartışılması için herhangi bir neden bulunmadığını vurguladı.
Çin Gang, "5 Temmuz" olaylarının "planlı ve organize" bir şiddet ve suç olayı olduğunu, Çin'in toprak bütünlüğünü ve milli birliğini bozmayı amaçladığını savunarak, "Uluslararası toplum, bu olayın iç yüzünü kavrayıp, ülkenin birliği ve toprak bütünlüğünü korumak, milli dayanışma ve toplumsal istikrar sağlamak amacıyla Çin'in harcadığı çabaları anlayışla karşılamalı" diye konuştu.
"5 Temmuz" olaylarının ardından Urumçi'deki yabancıların güvenliğini yakından izlediklerini kaydeden sözcü, ilgili kuruluşlardan edinilen bilgilere göre, şu ana kadar yaralanan veya ölen herhangi bir yabancı olmadığını söyledi.-
"ŞİDDET OLAYLARIYLA YASALARA GÖRE MÜCADELE EDİLMELİ"
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Siyasi Bürosu Daimi Üyesi Co Yongkang, sabotaj ve şiddet olaylarıyla yasalara göre mücadele edilmesi, çeşitli etnik gruplara mensup halkın can ve mal güvenliğinin korunması, anayasa ve hukuk düzenine saygı gösterilmesi ve milli dayanışmanın sağlanması gerektiğini vurguladı.
Co Yongkang, Hu Cintao'nun talimatıyla, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne gitti. Masum vatandaşların yaşamlarını yitirmelerine ve maddi kayıp meydana gelmesine yol açan şiddet olaylarını sert bir dille kınayan Co, yerel yönetimden ölenlerin yakınlarına, yaralananlara ve maddi zarara uğrayan vatandaşlara yardım etmesini istedi.
Türkiye niyet elini uzatmıyor acaba? Yoksa Uygur Türklerinin varlığını kabul etmiyor mu? Davos Fatihi niye suskun acaba? Bu iş Filistin'e benzemiyor galiba? Türkiye'deki Kürtlerden kim haberdar ki, Uygur Türklerinden de haberdar olsun..